Diyanet İşleri Başkanlığı, üzerinde din karşıtı, cinsel içerikli yazı ve baskılar bulunan tişörtlerin milli ve manevi değerleri hedef aldığını vurguladı.
Diyanet Aile dergisinin Aralık sayısında Selçuk Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Öğretim Görevlisi Yrd. Doç. Dr. Yağmur Küçükbezirci'nin "Kültür Yozlaşması: Tişört Yazıları" başlıklı makalesi yer aldı.
Birçok ülkenin millî ve manevi değerlerinden kopmadan dünyada ilkler arasına girmeyi başarabildiğinden bahseden Küçükbezirci, "Kültürümüzden kopuyoruz diyorum ancak inanın birçoğumuz bu kopmanın, yozlaşmanın farkında bile değiliz.
Kültür yozlaşmasının en canlı örneklerinden birisi her gün çevremizde gördüğümüz, üzerimize giydiğimiz, hatta geleceğimizin teminatı çocuklarımızın üzerine giydirdiğimiz tişörtlerdeki yabancı yazılar ve baskılar" dedi.
İŞTE O DEHŞETE DÜŞÜREN TİŞÖRT YAZILARI
Kültür yozlaşmasının bir parçası olan 'Tişört Yazıları' konusunu çalışmaya başlamama sebep, bardağı taşıran son damla dediğim ve yaptığım tüm sunumlarda gösterdiğim minik yeğenimin giysisinin üzerinde İngilizce olarak 'Ben aç köpeğim' yazısı olmuştur. Böylece tişörtlerin üzerinde bulunan baskı, resim ya da yabancı dildeki yazıları daha detaylı olarak incelemeye başladım" diyen Yağmur Küçükbezirci, yazısının devamında şu ifadeleri kullandı:
Yapmış olduğum incelemeler ve anket çalışmaları sonucunda ortaya çıkan manzara gerçekten korkunç; kültürümüzle, maneviyatımızla asla örtüşmeyen tişört yazıları, baskıları ve bu şekilde bilinçaltına gönderilen mesajlar.
Yabancı dilde yazılı cinsellik içeren tişörtlere örnek vermek gerekirse; "Erkek arkadaşım kasaba dışında", "Erkek arkadaşım gelmeden öp beni", "Rahatsız etme henüz sarhoş değilim", "Maddiyatçı kız", "Bu gece boşum", "Seni istiyorum", "Erkekler meşhur, başarılı, zenginseniz! Boştayım" gibi İngilizce yazı yazan tişörtleri giyen insanlarımız ne yazık ki anlamlarını bile bilmeden rahat rahat çarşı pazar geziyorlar.
Bir genç camide namaz kılıyor, tişörtünde ise "Dünyaya İçmeye, Dans Etmeye ve Cinsel İlişki Kurmaya Geldik" yazıyor. Hem millî hem de dinî olarak evlilik kurumu kutsalımızdır, ancak gelin ve damat resminin olduğu ve altında "Game Over" yani "Oyun Bitti" yazısı ile insanlar evlendiği zaman hayatının bittiği vurgulanmakta, evlilikten uzak durulması, birliktelikten yana olunması bilinçaltına işlenmektedir.
"Simple Truth" yani, "Basit Gerçek" yazan diğer bir tişört baskısında ise bir erkek ve kadın resmi yer almakta, kadının gönlü ile sevdiği, erkeğin ise cinselliği ile sevdiği vurgulanıyor. Cinsellik mesajları içeren o kadar çok tişört yazısı var ki hatta bazılarını burada dile getirmekten hicap duymaktayım.
Tişört yazılarında yer alan ve din karşıtı yazılar ve baskılar içeren mesajlar ise gerçekten korkunç, alenen dinî değerler ile alay edilmekte, saf ve masum vatandaşımız ise bu oyunlara alet edilmektedir. Örneklendirmek gerekirse; bir vatandaşımız camiye namaz kılmaya gidiyor ancak tişörtünün arkasında "God is Busy, Can I Help You?" yani "Tanrı Meşgul Ben Yardımcı Olabilir miyim?" yazıyor ve şeytanı temsil eden kırmızı bir kafa resmi var. Ateizme yönlendirmeye çalışan diğer bir tişört yazısı örneği ise "Muhtemelen Tanrı Yok, Endişelenmeyi Bırak, Hayatını Yaşa", "Korku Kul Yapısıdır, Din Korkudur". Diğer taraftan "Hayat Eğlencedir", "Uyuşturucuya Güven" gibi bireyleri tamamen yaradılış amaçlarından uzaklaştıran ve bireylerin bilinçaltlarına olumsuz mesajlar gönderen tişört yazılarının çokluğu ve halkımızın bilinçsizce bu yazıları üzerlerinde taşımaları gerçekten çok üzücüdür. Yabancı dil bölümünde okuyan birisinin, Türkçesi "Kokarca" anlamına gelen İngilizce bir yazıyı, ne olduğunu dahi bilmeden üzerinde taşımasının yorumunu da sizlere bırakıyorum
Yapmış olduğum sunumlar, röportajlar ve programlarda bana sorulan sorulardan birisi bu tişört yazılarından hangisinin beni en çok etkilediğidir, bu soruya cevabım; hamile bir annenin, tüfeğin dürbün görüntüsünde yer alması ve altında "Bir taşla iki kuş" yazmasıdır. Anne katledildiği zaman, karnındaki bebek yani gelecek de yok edilecektir. Bir başka tişört yazısı ise "Jean Ali", eğer biz dilimize sahip çıkmazsak, çocukluğumuz ilkokul kitabının kırk yıllık kahramanı Cin Ali, olur Jean Ali. Bu giysileri üreten firmalar bilinçli ya da bilinçsiz olarak maalesef bu küresel oyunun bir parçası olmakta, kültür yozlaşmasında maşa görevi yapmaktadırlar.
HEPİMİZİN GÖREVİ
Bu bağlamda, Türk kültürü ile bağdaşmayan ve asla kabul etmediğimiz bazı yazıları üzerinde taşıyan insanların en azından bu yozlaşmanın bir parçası olmamalarını ve çevrelerindeki kişileri uyarmalarını sağlamak birey olarak hepimizin görevidir. Maalesef millet olarak hep birileri çıksın bu olumsuzlukları düzeltsin gibi bir düşüncemiz vardır, ancak olumsuz gördüğümüz, düşündüğümüz durumları düzeltmeye birey olarak kendimiz başlasak zaten her şey kendiliğinden düzelecektir.
Bu tür konuları tartıştığımızda bizlere en çok söylenen söz "Hocam bu konuda sizlere çok iş düşüyor...", benim cevabım ise "Hayır, sadece bizlere değil, herkese, hepimize çok iş düşüyor, eğer bu tür kültür yozlaşmalarından rahatsızsak, hepimiz taşın altına elimizi koyacağız!"