Paris saldırganlarının tamamı AB vatandaşı çıkmasına rağmen, ikisinin üzerinden çıktığı iddia edilen sahte Türk pasaportundan "katliamda Türk izi" manşeti çıkaran Kemalist gazete, AB vatandaşlarının nasıl olup da rahatça Suriye'ye gidip ülkelerine geri döndükleri kısmını atlayıp transit olarak -siyasi değil coğrafi zorunluluklarla- Türkiye'den geçmelerinden bile Paris barbarlığından "Türkiye-Suriye bağlantısı büyüyor" başlığı çıkaran Kemalist sol gazetenin çaresizliğine mantıksız gelmeyecektir bunlar.
Akademik kariyerini "Davutoğlu'nun eski öğrencisi" olarak eski hocasına çakarak yapan solcu bir akademisyenin "Rakka tamam da Başakşehir'i ne yapacağız" yazma konforu, bir başkasının neo-con Rupert Murdoch'ın bile daha kibarını söyleyebildiği bir tonda IŞİD'e karşı yürüyüş yapmadıkları için Müslümanların IŞİD'e destek verdiklerini iddia edebilme rahatlığı bu nefret dilinin o çevrelerde epey itibar sebebi olduğunu da gösteriyor.
Paris saldırısından sonra sadece Cumhuriyet gazetesinde çıkan bazı cümleleri mesela sahiden Le Pen bile söylemeye utanabilir, Pegidalılar bile "bu kadarı da ırkçılığa girer" diye benzer şeyleri söyleyenleri uyarabilirdi.
Yani Avrupa'da yükselen İslamofobi analizleri için uzaklara gitmeye gerek yok, Fransa'daki aşırı sağcılar bile soğukkanlılıklarını korumaya çalışırken esas İslamofobi Türkiye'de yükseliyor.
Yıldıray Oğur/Türkiye