Türk çizgi romanı, dünyadaki ilk örneklerini takiben gazetelerimizde filizlenmiş, ardından dergilerde olgunlaşmıştır. Çok daha önceden beri basında kendine sarsılmaz bir yer bulan karikatürün aksine, yerli çizgi roman üretiminin gazetelere çok zor ve geç girdiği açıktır. Bunun en büyük nedeni, siyasi mizah gibi günceli takip eden doğası gereği yerli üretim olmak zorunda olan karikatür sanatının aksine, çizgi romanda güncel olma kaygısı olamayan hazır dış malzemenin bolluğudur. Komedi, macera ve dram çizgiroman bantları çoklukla serbest bir Türkçeleştirme ile yerelleştirilmekte ve okuyucuya sonsuz ve ekonomik bir arz yaratmaktaydı. Bu da nispeten çok daha yavaş ve pahalı olacak yerel üretimin önünü kesiyordu.
Basın çevresinde durum böyleyken, dergi formatında ilk başarılı yayın sayılan "Binbirroman" batının başarılı serilerini aynı dergi içinde okuyucuya sunuyordu. Bu dergi sayesinde , Türk okuyucusu ilk defa birçok kaliteli Amerikan ve Avrupa çizgiromanları ile tanıştı. Prince Valiant, Tarzan, Flash Gordon, Buck Rogers bu öncü derginin sayfalarından geçti.
Diğer yandan, Ceylan ve Tay yayınları ile İtalyan çizgi romanları (fumetti) hızla dergi piyasasına hakim oluyor, haftalık siyah-beyaz ciltler ile genç nesilde bir bağımlılık yaratıyorlardı. Özellikle Esse Gesse ekibinin ürünleri (Tommiks, Teksas, Kaptan Swing, Tom Braks) çizgi roman sektörünün bayrağı haline geldi.
Tarihi macera çizgi romanlarının başlangıcı, piyasadaki yabancı kaynaklı çizgiroman hakimiyetine güçlü bir cevap oldu. Bu aynı zamanda dışarıdan bir kaynakla dengelenemeyecek yerel bir üretim fırsatıydı. Bu fırsat sayesinde gazetelerin tiraj savaşında güçlü bir koza dönüşen, kendi dergileri ile iyi satış rakamları yakalayan Türk çizgi romanları doğdu. (Kaan, Karaoğlan, Tarkan, Malkoçoğlu, Kara Murat, Abdülcanbaz, vs.)
Gırgır dergisi ile yazı ağırlıklı mizahtan çizgi ağırlıklı bir yapıya geçen mizah dergiciliği de kendi içinde bir çizgiroman ekolü geliştirmeye başladı. Mizah dergilerindeki çizgi romanlar yapı itibariyle ya mizaha, ya kısa vurucu hikayelere yöneliyorlardı. Büyük çoğunluğu albüm formatına dönüşmeden unutulup giden bu hikayeler geride az ama yetenekli çizgi roman ustaları bıraktı. (Suat Gönülay, İlban Ertem, Nuri Kurtcebe, Galip Tekin, Kenan Yarar, vs.)