BM'den Azez açıklaması
Birleşmiş Milletler, kasıtlı olduğunun ispatlanması halinde Suriye'de dün hastane ve okullara yönelik saldırıların "savaş suçu" sayılabileceği açıkladı. Rus ve rejim güçlerinin ortaklaşa yaptıkları bu katliam gibi saldırı için bile harekete geçmeyen BM'nin "kasıt varsa" kaydı düşmesi şaşkınlıkla karşılandı
BU BİR SAVAŞ SUÇUDUR
BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Sözcüsü Rupert Colville, BM Cenevre Ofisi'ndeki basın toplantısında, saldırıları Rusya'nın ya da Suriye rejiminin düzenlediğinin ispatlanması halinde bu ülkelerin savaş suçu işlemeyle suçlanabileceğini belirtti.
HASTANE VE OKUL HEDEF ALINMIŞTI
Sözcü Colville, "Suriye'de dün hastane ve okullara yönelik saldırılar, kasıtlı olarak yapıldığı ispatlanırsa 'savaş suçu' sayılabilir" dedi. Colville, "Suriye'de hastane ve okulların hedef alınma düzeyi, bunun bir 'taktik savaşı' olarak kullanıldığını gösteriyor" ifadesini kullandı.
IKBY'ye 'ver petrolü maaşları ödeyelim' teklifi!
Irak Başbakanı Haydar El-İbadi, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nin (IKBY) boru hatlarıya Türkiye'ye ihraç ettiği petrolün tamamını merkezi hükümete teslim etmesi halinde, bölgedeki ekonomik kriz nedeniyle ödenemeyen memur maaşlarını ödeyeceklerini belirtti.
İbadi, Irak'ın devlet televizyonundaki bir programda yaptığı açıklamada, "Erbil'e memur maaşlarının gönderilmesi konusunda bir şartımız var. Eğer Kürdistan bölgesi ihraç ettiği petrolün tamamını merkez hükümetine teslim ederse, biz de memur maaşlarını göndereceğiz" ifadelerini kullandı.
Kürt bölgesindeki memur maaşlarının ödenememesi konusunda şaşkın olduğunu belirten İbadi, "Kürdistan bölgesinin Ceyhan limanına ne kadar petrol ihraç ettiğini biliyoruz çünkü bu limandan günlük olarak bilgi elimize geçiyor. Kürdistan bölgesi şu anda tüm Irak petrolünün yüzde 16'sını ihraç ediyor ancak memur maaşlarını ödeyemiyor. Bu çok tuhaf bir durum çünkü 2015 yılından bu yana aynı petrol gelirinden memurlarımızın maaşlarını temin edebiliyoruz" şeklinde konuştu.
Kürt bölgesindeki petrol ihracatı ve satışının şeffaf bir zeminde yapılmadığını eleştiren İbadi, "Petrol gelirine ne olduğunu bilmiyorum. Neden petrol geliri bir bankada tutulmuyor. Petrol geliri hakkında Kürdistan Maliye Bakanı'nın bile haberi yok" dedi.
IKBY BAĞIMSIZLIK REFERANDUMU
İbadi, IKBY Başkanı Mesut Barzani'nin gündeme getirdiği bağımsızlık referandumuna da değinerek, "Siyasi partiler aralarındaki ihtilaflardan dolayı bağımsızlık meselesini kullanıyorlar. Bazı siyasi taraflar bu meseleyi başkalarına karşı bir kart olarak kullanıyor. Başbakan olarak Irak'tan kopmanın Kürtler'in yararına olmayacağı kanısındayım" değerlendirmesinde bulundu.
Kimsenin Kürtler'in Irak'tan ayrılmasına sıcak bakmadığının altını çizen İbadi, "Birçok Avrupa devleti ve özellikle Almanya Irak'ın tek parça kalmasını destekliyor" dedi.
İbadi, Almanya'daki 52. Münih Güvenli Zirvesi görüşmeleri sırasında IKBY Başkanı Barzani ile yaptığı toplantıda özellikle bağımsızlık referandumunun ele alındığını belirterek, "Bu konuyu ağırlıklı olarak değindik çünkü Irak'ta referandum mekanizması ortada yok. Irak'tan ayrılmak Kürt kardeşlerin çıkarına olmadığını belirttim" diye konuştu.
Rusya'dan bir jet skandalı daha
Alman Korgeneral Joachim Wundrak, Suriye'de Rus savaş uçaklarının, Alman jetlerini taciz ettiğini açıkladı.
Almanya Silahlı Kuvvetleri Hava Operasyonları Merkezi Komutanı Korgeneral Joachim Wundrak, Suriye'de terör örgütü DAEŞ ile mücadele kapsamında keşif uçuşu yapan Alman Hava Kuvvetlerine ait tornado jetlerinin, Rus savaş uçakları tarafından takip edildiğini belirtti.
Wundrak, Rheinische Post gazetesine yaptığı açıklamada, tornado jetlerinin SU-35 S tipi Rus savaş uçakları tarafından takip edildiğini ancak hedef kilitleme olayına ve Suriye hava sahasının dışına çıkmaları yönünde bir zorlamaya maruz kalmadığını ifade etti.
Korgeneral Wundrak, Rus jetlerinin Suriye rejimince davet edildiklerini hissettirmeyi istediğini, şu ana kadarki karşılaşmaların profesyonelce gerçekleştiğini vurgulayarak, ''Herhangi bir hadise yaşanmadı'' dedi.
SURİYE RUSYA'DAN YENİ JET VE HELİKOPTERLER ALDI
Alman komutan tornado jetlerinin bugüne kadar 88 keşif uçuşu gerçekleştirdiğini bildirdi.
Suriye ve Irak üzerinde DAEŞ ile mücadele kapsamında 100'ün üzerinde savaş uçağının operasyonlara katıldığını da ifade eden Wundrak, uçakların herhangi bir çarpışma yaşamaması için ABD ve Rusya arasında kırmızı telefon hattı kurulduğunu, operasyona çıkacak uçakların nerede görev alacağına ilişkin bilgi verdiklerini söyledi.
Wundrak ayrıca, Suriye Hava Kuvvetlerinin tekrar aktif hale geldiğini, Suriye'nin Rusya'dan yeni jet ve helikopterler temin ettiğini sözlerine ekledi.
Gözler, Ortadoğu'nun en büyük tatbikatında
Suudi Arabistan liderliğinde Arap ve İslam ülkelerinin katılımıyla gerçekleştirilecek Ortadoğu tarihinin en büyük askeri tatbikatı için geri sayım başladı. "Kuzey'in Gök Gürültüsü" isimli tatbikatta 20 ülke yer alacak
Suudi Arabistan liderliğinde 20 Arap ve İslam ülkesinin askeri birliklerinin yapacağı askeri tatbikat dünya basınında büyük ses getirdi. "Kuzey'in Gök Gürültüsü" isimli tatbikata; Birleşik Arap Emirlikleri, Ürdün, Bahreyn, Senegal, Sudan, Kuveyt, Maldivler, Fas, Pakistan, Çad, Tunus, Komorlar, Cibuti, Umman Sultanlığı, Katar, Mısır, Moritanya, Mauritius'un yanısıra El-Cezire Kalkanı Gücü'nün katılacağı bildirildi.
'Türkiye seyirci kalmayacak'
Yabancı basın yorumları: Rusların bombardımanı YPG'ye destek amaçlı. Türkiye sınır ötesinde yapılan hamlelere seyirci kalmayacağını netleştirdi. Türkiye, ABD'yi Kürt gruplar için defalarca uyardı. Kimse Türkiye'nin hareketlenmesine şaşırmasın. YPG elindeki toprakları birleştirmeye çalışıyor
"TÜRKİYE KÜRTLER'İN FIRSATÇILIĞINI ENGELLEMEKTE KARARLI"
(İngiltere):
Tüm taraflara savaşın ana amacının DAEŞ'i yenmek olduğunun ve Suriye'nin parçalanmaması gerektiğinin hatırlatılması lazım. Türkiye bir NATO üyesi ve DAEŞ'le mücadelenin önemli bir unsuru. Türkiye Ruslar'ın destek verdiği Suriye'deki Kürtler'in sınırında mini devlet kurmak için karışıklığı fırsat bilmesini engellemekte de kararlı. Halep'in de Rusya'nın hava, İran ve Hizbullah'ın da askeri desteğini alan Esad'a bağlı güçler tarafından kuşatılıp, açlığa mahkum edilmesi ve istilaya uğraması tehlikesi var.
"TÜRKİYE ABD'Yİ UYARDI, HAREKETE GEÇMESİ KİMSEYİ ŞAŞIRTMASIN"
(İngiltere):
Ankara bir yıldır ABD'yi sınırın güneyinde geniş alanları ele geçiren Kürtler'e verdiği destekten rahatsız olduğu konusunda uyarıyor. Defalarca uyardılar. Şimdi ateşkes varken YPG daha fazla toprak gasp etmeye çalışıyor. Türkiye'nin harekete geçmiş olması kimseyi şaşırtmamalı. YPG, Suriye'nin kuzeyinde elinde olan toprakları birleştirmek için Azez'i almaya çalışıyor. Türkiye'nin top ateşi Rusya'nın Kürtler dışındaki isyancı güçleri hedef alan saldırılarının yoğunlaştığı ortamda başladı. Rusya fiilen YPG'yi destekliyor.
"TÜRKİYE'NİN ROLÜ ARTACAK"
(İngiltere):
Türkiye Kürtler'in bölgedeki siyasi boşluğu fırsat bilmesinden endişeli. Önümüzdeki günlerde Türkiye'nin rolünün artacağı anlaşılıyor. DAEŞ'e karşı operasyonların yoğunlaşması için Suudiler İncirlik'e savaş uçakları gönderdi.
"RUSYA, KÜRT İLERLEYİŞİNİ SAĞLADI"
(İngiltere):
Suriyeli Kürtler'in Halep'te Rusya'nın desteğiyle yaptığı harekatın ardından ilerlemesi sadece mülteci kriziyle baş etmeye çalışan değil, aynı zamanda Kürtlerin kendi devletlerini kurmasını engellemekte kararlı olan Ankara'da alarma neden oldu.
"PYD'NİN RUS HAVA KONTROLÖRLERİ VAR"
AMERİKA'NIN SESİ RADYOSU:
PYD, Suriye'nin Tel Rıfat bölgesinde Rus hava desteğiyle ilerlemeye yöneldi. Bu şu anlama gelmekte; PYD içerisinde Rus hava kontrolörleri yani Rus askerleri var. Bu da bizim ilk kez sahada gördüğümüz bir gerçeklik. Şimdi ABD, bu yüzden 'Türkiye'ye sen o top ateşini kes' derken 'PYD'ye sana çizilmiş sınırlar dışında ilerleme' dedi. Dolayısıyla da Türkiye için kritik bir karar kavşağına gelindi.
"ABD VE RUSYA YPG'Yİ DESTEKLİYOR"
KATAR:
YPG, ABD ve Rusya tarafından destekleniyor. ABD, YPG'yi DAEŞ'in egemen olduğu Rakka'ya baskıyı artırmak için, Rusya ise Türkiye'ye karşı koz olarak kullanıyor. Rusya'nın stratejisi Esad'ın barış görüşmelerinde elini güçlendirecek adımları atmasını sağlamak. YPG'nin fırsatçı tavrının açıklaması ise Afrin ve Kobani arasındaki bölgeyi alarak hakim olduğu alanları birleştirmek.
'TÜRKİYE SEYİRCİ KALMAYACAK'
FRANSA:
Türkiye Suriye'deki Kürt milisleri topa tuttu. Türkiye bu saldırılarla, sınır ötesinde ve özellikle Halep çevresinde yapılan hamlelere karşı seyirci kalmayacağını netleştirdi.
'RUSYA ETNİK TEMİZLİK YAPIYOR'
Yedioht Ahronot gazetesi (İSRAİL):
Rusya'nın Suriye'deki stratejisi Esad rejimini rahatlatmak için muhaliflere etnik temizlik yapmaya dayanıyor. Sivil ölümlerin olduğu kanlı saldırılarla Esad rejimi korunuyor.
Öldürülen PYD'li terörist sayısı açıklandı!
TSK, Kilis'teki birliklerden obüs, tank birlikleri ve ateş destek vasıtalarıyla PYD mevzilerini vurmaya devam ediyor.
Edinilen bilgiye göre, 4 günden itibaren TSK, Kilis'teki Akçabağlar üst bölgesinde konuşlu bulunan birlikler, keşif ve gözetleme birliklerinden aldığı koordinat ile İnsansız Hava Aracı'ndan (İHA) alınan görüntüleri değerlendirilerek, son teknolojik imkan kullanılarak fırtına obüs, tank birlikleri ve ateş destek vasıtalarıyla PYD'nin kontrolündeki Minak Havaalanı, Telrıfat ve Şavarikat bölgelerine mevzilerini vurmayı sürdürüyor.
Obüs toplarının ateşlenmesinden sonra top sesleri Kilis sınır hattından ve kent merkezinden duyuluyor.
150 TERÖRİST ÖLDÜRÜLDÜ
Suriye'de yerel kaynaklar, 4 gündür süren top atışları nedeniyle 150 civarında terör örgütü PYD mensubunun öldüğünü duyurdu. Örgüt mensuplarının toplu halde durmayarak gruplar halinde zeytin bahçeleri ve köylerdeki evlerde saklandıkları öğrenildi.
ABD'den YPG'ye bir Azez uyarısı daha
YPG'nin, Tel Rifat kasabasını ele geçirmesi ABD Dışişleri Bakanlığı'nın tepkisini çekti.
PKK'nın Suriye'deki silahlı gücü YPG'nin bugün Suriye'nin Tel Rifat kasabasını ele geçirmesi ABD Dışişleri Bakanlığı'nın tepkisini çekti. SABAH'a bir açıklama gönderen bakanlık sözcülerinden biri, YPG saldırılarının kötü sonuçlar doğurduğunu ve DAEŞ'e karşı mücadeleyi de zayıflattığını söyledi.
Dışişleri Bakanlığı protokollerine göre isminin gizli kalması şartıyla konuşan sözcü, YPG'nin uyarılara rağmen Halep'in kuzeyinde ek toprak edinmesinin Türkiye ile tansiyonları artırdığını ve bu durumdan endişelendiklerini belirtti.
Amerikalı yetkili görüşmelerin içeriğine girmeden YPG'nin siyasi örgütlenmesi PYD ve Türkiye ile konuyla ilgili temaslarda bulunduklarını ifade etti.
Dün Beyaz Saray'dan yapılan açıklamada, ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden ve Başbakan Ahmet Davutoğlu arasındaki görüşmede YPG'nin saldırılarının konuşulduğu belirtilmişti. Açıklamaya göre ABD, YPG'nin durumdan faydalanarak ek topraklar kazanmaması için uyarıda bulunmuş, Türkiye'ye de bununla uyumlu olarak topçu atışlarını durdurması çağrısında bulunmuştu.
PYD lideri Salih Müslim ise çağrıları redderek saldırılarını sürdüreceklerini belirtmişti.
"YPG'Yİ UYARMAYA DEVAM EDECEĞİZ"
SABAH'a açıklamalarda bulunan ABD Dışişleri Sözcüsü ise Suriyeli Kürtlerin Afrin dışındaki operasyonları sürdüğü sürece kamuya açık bir şekilde ve özel olarak PYD/YPG'ye yönelik endişelerini dile getirmeye devam edeceklerini belirtti.
Sözcü aynı zamanda PYD'ye elde ettiği topraklardaki yerel nüfusu ve mülkü koruması, insan haklarına sahip çıkması konusunda da çağrıda bulundu.
Muhaliflere hava saldırılarını durdur
ABD Başkanı Barack Obama, Rusya'nın DAEŞ'e operasyon bahanesiyle rejim muhaliflerinin elindeki bölgeleri vurması üzerine Kremlin'le yaptığı telefon görüşmesinde uyarılarda bulundu. Giderek artan sivil kayıpları karşısında, Rusya Devlet Başkanı Putin'den muhaliflere karşı hava saldırılarını durdurmasını isteyen Obama kuşatma altındaki şehirlere insani yardımlarının ulaşmasının öneminden de bahsetti. Kremlin görüşmeyi doğruladı ancak telefon talebinin ABD tarafından geldiğinin altını çizdi.
İsrail polisi, engelli Filistinliyi darp etti
El Halil'de yaşanan olayda İsrail polisi, yaralı bir gence yardım etmek isteyen engelli Filistinliyi darp ederek tekerlekli sandalyesinden düşürdü
Batı Şeria'nın El Halil kentinde İsrail polisi, polisin ateş ederek yaraladığı bir Filistinli kızı kurtarmaya çalışan engelli Filistinliyi iterek sandalyeden düşürdü. Olayın kaydedildiği videoda polis, Mecid el Fahri isimli engelli vatandaşı kafasından tutarak iterken görüntülendi.
KAMPI BASTILAR
Geriye doğru düşen Fahri'ye yardım etmeye çalışan vatandaşlar da, polis tarafından silah zoruyla olay yerinden uzaklaştırıldı. Tanıklar, Fahri'nin İsrailli bir askeri bıçakladığı öne sürülerek polis tarafından ateş edilen 14 yaşındaki Yasmina Temimi'ye yardım etmeye çalıştığını ve polisin bunu engellediğini aktardı. Öte yandan İsrail askerleri, Batı Şeria'nın Ramallah kentinde bulunan El Amari mülteci kampını bastı. Filistinlilere gerçek mermi kullanarak müdahale eden askerler, 28 Filistinliyi ateş ederek yaraladı. Başından yaralanan bir Filistinlinin ise durumunun ağır olduğu bildirildi.
Kilolular uzaklıkları farklı görüyor
ABD'de yapılan bir araştırmada kilolu insanlar diğerlerine oranla uzaklıkları ve yükseklikleri daha farklı görüyor. Colorado Devlet Üniversitesi'nden yapılan deneyler sonucu varılan tespitleri değerlendiren Jessica Witt'e göre bunun sebebi, şişmanların günlük hayatlarında yürümek için daha çok zorlanması sonucu uzaklıkları daha fazla olarak algılamaları.
Genetik modifikasyon küresel tehdit listesinde
ABD istihbarat topluluğu küresel tehdit raporundan: Genetik modifikasyon çalışmaları kitle imha silahları kadar tehlikeli. DNA'ya yapılan müdahaleler tehlikeli biyolojik sonuçlar doğurur
ABD İstihbarat Topluluğu'nun (IC) her yıl hazırladığı 'Küresel Tehdit Değerlendirmesi Raporu'nda, ABD için en büyük tehdit oluşturanlar arasında bu yıl ilk kez GDO kısa ismiyle bilinen gen modifikasyon çalışmaları da gösterildi. 9 Şubat'ta yayımlanan raporda genetik modifikasyonun kitlesel imha silahlarının yayılmasıyla karşılaştırılabilecek nitelikte bir tehlikeli arz ettiğinin altı çizilerek "DNA'ya yapılan müdahaleler tehlikeli biyolojik ürünlerin geliştirmesi riskini doğrurur." denildi. Raporda GDO'ların neden olduğu bu tehditlerin, Kuzey Kore, İran, Çin ve Rusya gibi ülkelerin nükleer silah kapasitelerini biyolojik ürünlerle güncellemesi endişeleri artırdığı belirtildi. Raporda imzası bulunan IC'in emekli general olan direktörü James Clapper "Gen değiştirme araştırmaları etik kriterlere ve değişik düzenlemelere sahip Batı ülkelerinde tehdit riskini artırıyor. GDO'ların kasıtlı kullanımı ekonomiye ve ulusal güvenliğe etkileri olabilir" diye konuştu. Clapper raporunda kaynağını belirtmeden yeni bir gen teknolojisi nden de bahsediyor. CRISPR-Cas9 isimli yeni teknoloji sayesinde DNA'nın belli yerleri kesilebiliyor, kopyalanabiliyor ve genetik dizilimde istenilen yere yapıştırılabiliyor. Ancak insanların genetiğinin oynanması ise durumu daha farklı bir boyuta taşıyor. Çin 2015'te insan DNA'sını değiştirerek bir deneme yaptıklarını açıklamıştı. Ancak hastalıklı genlerin ayıklanmaya çalışıldığı araştırma başarısızla sonuçlanmıştı.
BAKTERİ TEMELİ SİLAH YAPIMI
İngiltere'de ise bu senenin başında Francis- Crick Enstitüsü insan embriyonuna genetik müdahalede bulunmak için yasal izin alan ilk bilimsel kurum olmuştu. Clapper'ın bu teknolojilerin, bakteriyolojik silahların yayılması dışında ne gibi tehlikeli sonuçlara neden olabileceğine dair somut örnekler vermemesi ise dikkat çekiyor.
TÜRKİYE'DEKİ BİRİNCİ TEHDİT PKK TERÖRÜ
Raporda terör örgütü DAEŞ ile mücadelede ABD öncülüğündeki koalisyon güçlerine destek veren Türkiye'nin bir numaraları tehdidinin PKK olduğu belirtiliyor. PKK'nın Suriye'deki politik uzantısı PYD ve ona bağlı silahlı yapılanma YPG'nin de Türkiye'yi tehdit ettiği ifade ediliyor. Türkiye'nin sınırlarında PYD ve YPG'nin giderek artan etkisinden endişeli olduğu ileri sürülüyor. Suriye'de Esad rejiminin etkili olduğu bölgelerde Rusya' nın müdahalesi ve Rusya'nın Kürtlerle yapabileceği işbirliği konusunda Türkiye'nin endişelerine yer verilen raporda mülteci akınının da Türkiye ekonomisi üzerinde 9 milyar dolarlık bir yük oluşturduğuna değiniliyor.
Coca Cola Gazze'ye fabrika açacak
Coca Cola'nın, İsrail ablukası altındaki Gazze'de fabrika açacağı bildirildi.
Gazze Sanayi Bölgesi Müdürü Tarık Zağrab yaptığı açıklamada, Coca Cola'nın yakında Gazze'de fabrika açacağını belirtti.
Fabrikanın Gazze'deki en büyük ekonomi projelerinden biri olacağını ifade eden Zağrab, konuyla ilgili ayrıntılı bilgi vermedi.
BİN FİLİSTİNLİYE İŞ İMKANI SAĞLAYACAK
Öte yandan Gazze Sınır Kapılar İdaresi kaynakları, İsrail'in fabrikanın inşası ve hazırlığı için gerekli malzemenin girişine izin verdiğini, malzemelerin Kerm Ebu Salim Sınır Kapısı'ndan girdiğini aktardı. Yaklaşık 20 milyon dolara mal olacak fabrikanın, yaklaşık bin Filistinliye iş imkanı sunacağı belirtiliyor.
İspanya'da ETA'yı övmeye hapis cezası
İspanya Ulusal Mahkemesi, sosyal paylaşım sitesi üzerinden ETA'yı öven mesajlar atan kişiye, 1 yıl hapis cezası verdi.
Savcılığın yönelttiği "terörizmi övme" iddiasından yargılanan 31 yaşındaki Aritz Egurrola Anacabe adlı sanığın, mahkemenin verdiği cezayı kabul ettiği bildirildi.
Anacabe'nin, 2012-2014 yıllarında Facebook'taki ki??isel sayfasında, Bask bölgesinin bağımsızlığı için mücadele eden, Avrupa Birliği'nin (AB) terör örgütü listesindeki ETA'yı öven mesajlar, görüntüler ve fotoğraflar yayınladığı belirtildi. Ayrıca, Anacabe'nin ETA mahkumlarına destek veren paylaşımlarda da bulunduğu kaydedildi.
İspanya'da geçen yılın ekim ayında Maria del Carmen D.Y. adlı bir kadın da benzer bir suçtan 1 yıl hapis cezası almıştı.
İspanya'da internette ve sosyal paylaşım sitelerinde terörizmi öven paylaşımlara karşı son iki yıldır büyük hassasiyet gösterilirken, bu suçla bağlantılı olarak geçen yılın mayıs ayında ülke genelinde düzenlenen bir operasyonda, yaklaşık 20 kişi gözaltına alınmıştı.
"Rusya'nın Suriye'deki saldırıları savaş suçudur"
Dışişleri Bakanlığından, Rusya'nın Suriye'deki hava saldırılarının şiddetle kınandığı belirtilerek,saldırıların uluslararası hukuktaki karşılığının açık bir savaş suçu olduğu vurgulandı.
Dışişleri Bakanlığından, Rusya'nın Suriye'deki hava saldırılarının şiddetle kınandığı belirtilerek, saldırıların, uluslararası hukuktaki karşılığının açık bir savaş suçu olduğu vurgulandı.
Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, Suriye Uluslararası Destek Grubunun 11 Şubat'ta Münih'te yapılan toplantısında, Suriye'de çatışmaların durdurulmasına yönelik karar alındığı hatırlatılarak, şu ifadelere yer verildi:
"Rusların bu karardan sonra Suriye'deki hava saldırılarını durdurmak yerine daha da artırdıkları ve sivilleri, hastaneleri, okulları özellikle hedef aldıkları esefle müşahede edilmektedir. Nitekim, son 24 saat içerisinde Azez'daki iki okul ve bir hastane ile İdlib/Maar'at El Numan'daki Sınır Tanımayan Doktorlar Örgütü'nün işlettiği hastaneye, Rusların gerçekleştirdiği uçak ve füze saldırıları sonucunda çoğunluğunu kadın ve çocukların oluşturduğu 30'un üstünde masum sivil hayatını kaybetmiştir. Yaralıların sayısı 100'ün üzerinde tahmin edilmektedir."
Kuzey Kore'ye karşı 'olağanüstü' önlemler alma çağrısı
Güney Kore'nin Birleşmiş Milletler Büyükelçisi Oh Joon, BM Güvenlik Konseyi'ni Kuzey Kore'nin son nükleer denemesine cevaben "olağanüstü" önlemler almaya davet etti.
Güney Kore'nin Birleşmiş Milletler (BM) Büyükelçisi Oh Joon, BM Güvenlik Konseyi'ni Kuzey Kore'nin son nükleer denemesine cevaben "olağanüstü" önlemler almaya davet etti.
Oh, BM üyelerine, Kuzey Kore'nin "nükleer silahlar geliştirmesine artık tahammül edilmeyeceği" mesajını verecek "sağlam ve kapsamlı" yaptırım kararlarını onaylamaları çağrısında bulundu.
Kuzey Kore'nin nükleer denemesini, "uluslararası barış ve güvenlik için açık bir tehdit ve uluslararası toplum için bariz bir meydan okuma" olarak değerlendiren Oh, "Olağanüstü tehditler, olağanüstü önlemler gerektirir" açıklamasında bulundu.
Büyükelçi Oh, konuşmasında, "Tekrarlanan nükleer denemelerine ve gelişen füze kapasitesine karşı böyle davranmaya devam edersek tüm dünya Kuzey Kore'nin nükleer şantajlarının kurbanı olabilir" ifadesine yer verdi.
ABD ve Güney Koreli yetkililer, Kuzey Kore'nin 7 Şubat'ta uzun menzilli roket fırlattığını bildirmişti. Kuzey Kore ise denemesini "barışçıl bir uzay programı" şeklinde nitelendirerek konuyu "uzun menzilli füze ile uzaya uydu fırlatıldığı" şeklinde duyurmuştu.
Kuzey Kore, daha önce de 2006, 2009 ve 2013'te ülkenin doğusundaki Kilju kenti yakınlarında yer alan Punggye-ri tesisinde 3 yer altı nükleer test yapmış, son olarak da 6 Ocak 2016'da hidrojen bombası denemesi gerçekleştirdiğini açıklamıştı. Açıklamanın ardından acil toplanan BMGK üyeleri, bu ülkeyi "şiddetle" kınamış, deneme 1718, 1874, 2087 ve 2094 sayılı BMGK kararlarının açık ihlali olarak değerlendirilmişti.
Dışişleri Bakanı Fransa Dışişleri Bakanı ile görüştü!
PYD mevzilerinin vurulmasıyla ilgili Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Fransa Dışişleri Bakanı ile görüştü.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Marc Ayrault ile telefon görüşmesi yaptı.
Dışişleri Bakanlığı kaynaklarından alınan bilgiye göre, Bakan Çavuşoğlu, dün Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Marc Ayrault ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Görüşmeyi Türk tarafının talep ettiği öğrenildi.
Bakan Çavuşoğlu, görüşmede Fransız Bakan Ayrault'yu yeni görevinden dolayı tebrik ederken, Suriye'nin kuzeyindeki PYD hedeflerine yönelik operasyonlar bağlamında Fransa Dışişleri Bakanlığı tarafından hafta sonu yapılan açıklamadan duyulan rahatsızlığı dile getirdi.
Türkiye'nin Suriye'de terör unsurlarıyla mücadele etmekte olduğunu vurgulayan Bakan Çavuşoğlu, Suriye konusundaki tutumun 11 Şubat'ta Münih'te gerçekleştirilen Uluslararası Suriye Destek Grubu toplantısında da ifade edildiğini, bu tutumun Fransız muhataplarca da bilindiğini dile getirdi.
Fransız Bakan, Suriye konusundaki görüşlerin esasen örtüşmekte olduğunu, önümüzdeki dönemde iki ülke arasındaki işbirliğini ileri taşımayı arzu ettiklerini ifade etti.
İtalya ile Mısır arasında öğrenci cinayeti krizi
İtalya Başbakanı Matteo Renzi, Mısır'da 25 Ocak devriminin 5. yıl dönümünde şüpheli şekilde ölen İtalyan öğrenci Giulio Regeni için Mısır'a, "olayın aydınlatılması" çağrısını yineledi.
İtalya ile Mısır arasında, Kahire'de 25 Ocak'ta ortadan kaybolan İtalyan öğrenci Regeni'nin şüpheli ölümünden kaynaklanan kriz derinleşiyor. Ortadan kaybolduktan sonra yapılan otopside işkence sonucu öldüğü anlaşılan Regeni'nin ölümünün üstünden 2 haftaya yakın süre geçmesine karşın, olayın Mısır tarafından aydınlatılmaması İtalya'nın tepkisini çekiyor.
Resmi ziyaret için Arjantin'de bulunan İtalya Başbakanı Renzi, Buenos Aires üniversitesindeki konuşmasında, ülkesiyle Mısır arasında giderek derinleşen Regeni cinayeti krizine de değindi. Arjantin'den Mısır'a seslenen ve şeffaflık çağrısı yapan Renzi, "Regeni'nin hangi koşullarda öldürüldüğü açıklığa kavuşması gereken bir konu" dedi.
İtalya Dışişleri Bakanı Paolo Gentiloni de Brüksel'de yaptığı açıklamada hükümetlerinin bu konudaki kararlı tutumunu sürdürdüğünü ve zaman geçirmenin bu konuya olan ilgilerini kesinlikle azaltmayacağını söyledi.
İtalyan parlamentosunda temsil edilen farklı kesimlerden partilerin sözcüleri de Mısır'a bir an önce cinayeti aydınlatma çağrısı yaparken, muhalefet, Renzi hükümetine Mısır'a olayın açıklığa kavuşması için baskı yapmadığı eleştirisini getirdi.
Bu arada, Amerikan gazetesi New York Times'ta önceki gün çıkan bir haberde, Mısır'da sendikalar üzerine araştırma yapan İtalyan öğrencinin, Kahire'de ajan şüphesiyle gözaltına alındığının belirtilmesine Mısır'dan yalanlama geldi. Mısır İçişleri Bakanlığı, yaptığı açıklamayla batı basınında, "İtalyan gencin ölümünden önce Mısır emniyet güçleri tarafından alıkonulduğu şeklinde" yer alan ve gencin ölümüyle emniyet birimlerini irtibatlandıran haberlerin gerçeği yansıtmadığı ifade edildi.
İngiltere'den Cambridge üniversitesine mensup bir grup akademisyen, Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi'ye yazılan mektupla ülkedeki kaybolma, gözaltında işkence ve ölüm vakalarına tarafsız bir soruşturma başlatma çağrısı yapılmıştı. Çağrıya, 90'dan fazla ülkeden 4 bin 600 akademisyen destek vermişti.
Kahire'de 25 Ocak devriminin 5. yıl dönümünün akşamında evinden çıktıktan bir süre sonra kaybolan İtalyan genç Regeni, Kahire-İskenderiye çöl yolu üzerinde ölü bulunmuştu. Regeni'nin naaşını Kahire'den ayrılmadan önce gören İtalya'nın Kahire Büyükelçisi Maurizio Massari, Regeni'nin vücudunda çok sayıda darp izi, morluk, yanma gibi işkence belirtileri gördüğünü kaydetmişti.
Obama ile Putin telefonda Suriye'yi konuştu
ABD Başkanı ile Rusya Devlet Başkanı telefonda Suriye'yi konuştu
Kremlin'den yapılan açıklamada ABD'nin inisiyatifi ile gerçekleşen telefon görüşmesinde iki liderin Suriye'deki son durum ile ilgili bilgi alışverişinde bulundukları belirtildi.
Kremlin'in resmi internet sayfasından yapılan açıklamada Obama ile Putin'in yaptıkları telefon görüşmesinde 11-12 Şubat tarihlerinde Almanya'nın Münih şehrinde gerçekleştirilen Uluslararası Suriye Destek Grubu toplantısının sonuçlarını olumlu değerlendirdikleri belirtilerek şu ifadeler kullanıldı:
"İki taraf 11-12 Şubat tarihlerinde Münih'te düzenlenen Uluslararası Suriye Destek Grubu toplantısının sonuçlarının olumlu olduğunu belirtti. Hatırlanacağı üzere, toplantıda insani yardıma önem verilmesine ve ateşkes rejiminin oluşturulmasına ilişkin BM Güvenlik Konseyi'nin prensipleri ve kuralları onaylandı. Özellikle bu iki hedefe ulaşmak için destek sağlanacağı belirtildi.
Rusya Devlet Başkanı bir kez daha çifte standartlardan uzak tek bir terör karşıtı cephenin kurulmasının önemini dile getirdi. IŞİD ve diğer terör örgütleri ile başarılı ve planlı mücadele edilmesini sağlayacak Rusya Savunma Bakanlığı ve ABD Savunma Bakanlığı temsilcileri arasında sıkı çalışma temaslarının kurulmasının gerekliliğinin altı çizildi.
Aynı zamanda Münih'te Uluslararası Suriye Destek Grubu'nun aldığı kararların gerçekleştirilmesi için diplomatik kanallar ve diğer yapılar üzerinden işbirliğinin etkinleştirilmesine karar verildi.
Öte yandan iki lider Minsk'te 12 Şubat 2015 tarihinde karar verilen önlem paketinin gerçekleştirilmesi çerçevesinde Ukrayna konusunu da görüştü. Vladimir Putin Kiev hükümetinin Donbass ile direkt diyalog kurulması, af ve anayasa reformunun düzenlenmesi, Donetsk ve Luhansk temsilcileri ile ortak karar verilmesi ve özel statü yasasının yürürlüğe girilmesi başta olmak üzere kendi üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmek için pratik adımları atmalarını ümit ettiğini belirtti.
Rusya ve ABD liderlerinin görüşmesi çok içten bir çalışma görüşmesi şeklinde gerçekleşti."
Ramallah'ta saldırı: 20 Filistinli yaralandı
İsrail askerlerinin Filistin'deki El-Emari Mülteci Kampı'na düzenlediği baskında 20 Filistinlinin yaralandığı bildirildi
İsrail askerlerinin El-Amari kampında bir evi kuşatması sonucunda bölge sakinleriyle çıkan çatışmada 20 Filistinli yaralandı. İsrailli askerlerinin saldırı esnasında gerçek mermiler kullandığı öğrenildi.
Filistin Sağlık Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada, Ramallah'taki El-Emari Mülteci Kampı'na düzenlenen baskında İsrail askerlerinin ateş açması sonucu 20 kişinin yaralandığı, sağlık ekiplerinin yaralıları Ramallah'taki Filistin Tıp Merkezi'ne naklettiği belirtildi.
Yaralılardan birinin başından vurulduğu, diğerlerinin durumunun ise iyi olduğunu kaydedildi.
Görgü tanıkları, İsrail askerlerinin kamptaki bir evi kuşatması soncu bölge sakinleriyle aralarında çatışma çıktığını, askerlerin Filistinlilere karşı göz yaşartıcı gazın yanı sıra gerçek ve plastik mermi kullandığını ifade etti. Çok sayıda Filistinlinin de göz yaşartıcı gazdan etkilendiği ve boğulma tehlikesi yaşadığı aktarıldı
Öte yandan İsrail güçlerinin "Um Şerayat" mahallesine de baskın düzenlediği ve çatışmaların yaşandığı belirtildi.
İsrail ordusu, Batı Şeria'nın çeşitli kentlerinde sık sık baskınlar düzenleyerek, "arandıkları" gerekçesiyle Filistinlileri gözaltına alıyor.
Donald Tusk: Avrupa Birliği dağılabilir
AB Konseyi Başkanı Donald Tusk, AB'nin geleceğinin tehlikede olduğunu ve birliğin dağılabileceğini söyledi.
Donald Tusk, Perşembe günü yapılacak AB Zirvesi öncesinde Romanya'da Cumhurbaşkanı Klaus İohannis ile Bükreş'te bir araya geldi. İngiltere'nin AB'den ayrılma tehlikesine dikkat çeken Tusk, "Bu, kırılgan bir süreç ve nazikçe ele alınmalı. Kırılırsa bir daha birleştirilemez." dedi.
İngiltere'nin AB'den ayrılmamak için talep ettiği reformlara da dikkat çeken Donald Tusk, "AB'nin geleceği tehlikede. Avrupa değerlerinden taviz veremeyiz." ifadelerini kullandı.
Tusk ayrıca Avrupa'ya göçlerin Türkiye ile varılan anlaşma ile gözle görülür şekilde azalacağı ve daha kontrollü olacağına dikkat çekti.
Cumhurbaşkanı İohannis ise "Schengen alanını korumak Avrupa'daki bütün ülkelerin ortaklaşa çözmesi gereken bir konudur. Yasa dışı göçler sorun olmaya devam etmektedir. Bunun önüne etkili bir politika ile geçilmelidir." dedi.
Yeni Zelanda'da 6,2 büyüklüğünde deprem
Yeni Zelanda'nın güneyindeki Auckland Adası'nın kuzeybatısında 6,2 büyüklüğünde deprem meydana geldi.
Yeni Zelanda'da 6,2 büyüklüğünde deprem meydana geldi.
ABD Jeolojik Araştırma Merkezi, depremin ülkenin güneyindeki Auckland Adası'nın kuzeybatısında, denizin 10 kilometre derinliğinde kaydedildiğini açıkladı.
Can ya da mal kaybı yaşanmayan deprem, son bir haftada Yeni Zelanda'da meydana gelen üçüncü sarsıntı oldu.
Ülkede 9 Şubat'ta St. Arnaud ve Nelson Gölü bölgesinde meydana gelen 5,7 büyüklüğündeki depremi, 14 Şubat'ta Christchurch kentine 31 kilometre uzaklıkta kaydedilen 5,7 büyüklüğündeki sarsıntı izlemişti. Depremlerde ölen ya da yaralanan olmamıştı. Christchurch'deki depremde, yaklaşık 500 ev elektriksiz kalmış, bazı alışveriş merkezleri boşaltılmıştı.
Nakil kalple 33 yıl yaşadı
33 yıl nakil kalple yaşayan İngiliz John McCafferty, böbrek yetmezliği nedeniyle 73 yaşında hayatını kaybetti. McCafferty, nakil kalbiyle maraton bile koşmuştu
İngiltere'de 33 yıl önce kalp nakli yapılan John McCafferty, 73 yaşında öldü. McCafferty, nakledilmiş bir kalple en uzun süre yaşamış kişi olarak 2013'te Guinness Rekorlar Kitabı'na girmişti. Doktorlar 1982'deki nakil sonrası McCafferty'ye 5 yıl ömür biçmişti. Ancak McCafferty 33 yıl sonra kalp yetmezliğinden değil, kan zehirlenmesi ve böbrek yetmezliği nedeniyle yaşamını yitirdi.
EŞİYLE DÜNYAYI DOLAŞTI
McCafferty'ye nakli Mısır kökenli ünlü İngiliz kalp cerrahı Profesör Doktor Sir Magdi Yacoub yapmıştı. McCafferty, eşi Ann ile birlikte nakil sonrası dünyada birçok ülkeye gitti. Durumuna aldırmayarak hayatı sağlıklı bir insan gibi dolu dolu yaşadı. Bahçe bakımıyla ilgilenen ve alabalık avlamaya giden McCafferty yüzmeyi de öğrenmişti. Avrupa ve İngiltere'de düzenlenen transplant oyunlarına katılmak için yarı maraton bile koştu. McCafferty hayata olan bağlılığını, "Her sabah uyanıyorum ve kendime, başka bir gün daha yaşayabilirim, diyorum" cümlesiyle özetlemişti. McCafferty'nin kalbini aldığı genç donör bir motosiklet kazasında hayatını kaybetmişti. McCafferty polis teşkilatından emekli olmuştu.
Merkel 'uçuşa yasak bölge'yi savundu
Almanya Başbakanı Angela Merkel,Türkiye'nin uzun süredir savunduğu Suriye'de uçuşa yasak bölge oluşturulması konusunda açıklamalarda bulundu. Stuttgarter Zeitung'a konuşan Merkel, "Şu an orada savaşan taraftarın hiçbirinin saldırı uçuşu yapmadığı bir bölgenin olması yararlı olacaktır. Bir nevi uçuşa yasak bölge gibi" dedi. Rusya'nın Halep'teki hava saldırılarının durumu daha da karmaşık hale getirdiğini kaydeden Merkel, "Biz Avrupalılar bir taraftan Türkiye'ye, 'sığınmacılara kapılarını aç' diyeceğiz öbür taraftan da sığınmacı almak istemediğimizi ifade edeceğiz" sözleriyle Türk siyasetçilerini anlayışla karşıladığını vurguladı.