Cumhuriyet tarihinin en yüksek ölümlü deniz kazası Kocaeli Vali Yardımcısı Mustafa Guni, İzmit Marinası 1 Mart Vapur İskelesi'nin önündeki anma töreninde yaptığı konuşmada, 1 Mart 1958'de Cumhuriyet tarihinin en ölümlü sivil deniz kazasının yaşandığını anımsattı. 53 yıl önce Üsküdar Vapuru'nun İzmit İskelesi'nden ayrılmasından kısa bir süre sonra şiddetli fırtına sonucu battığını ifade eden Guni, ölü sayısına ilişkin net bir rakamın olmadığını, kimi kaynaklara göre 200-300, kimi kaynaklara göre 400-500 kişinin hayatını kaybettiğini söyledi. ''Elim kazanın belki de en acı tarafı, rahmete kavuşanların çoğunun gencecik, hayatını henüz yaşayan yavrularımızın oluşturmasıdır'' diyen Guni, şöyle devam etti: ''Okumak, öğrenim görmek umuduyla deniz yolunu kullanan öğrencilerimiz, işine gitmek düşüncesiyle yola çıkan insanlarımız maalesef son yolculuklarını yaptıklarının farkında bile değillerdi. Yolcuların çoğunu İzmit Lisesi ve şimdiki adıyla Endüstri Meslek Lisesi olan İzmit Sanat Enstitüsü talebeleri oluşturuyordu... Elverişsiz hava koşulları nedeniyle yan yatan gemiden yalnızca yaklaşık 40 yolcu kurtulmuş, diğerleri azgın deniz sularında kaybolmuştu. Eminim ki aramızdan ayrılan bu insanların acılarını arkadaşları ve yakınları halen yüreklerinde hissediyordur. Bu faciada ebediyete intikal eden sevgili yavrularımızı, aziz vatandaşlarımızı rahmetle anıyor ve yakınlarına baş sağlığı diliyoruz.'' dedi. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Ercan Yazıcı ise çoğu hayatının baharında yaklaşık 400 kişinin İzmit Körfezi sularında vefat etmesinin acı verdiğini söyledi. Yazıcı, 344 yolcu kapasiteli, 31 yıllık eski vapurun, fırtınalı günde kapasitesinin üzerinde yolcu almasının kabullenilemeyecek bir ihmal olduğunu kaydetti. Facianın üzerinden 53 yıl geçmesine rağmen Körfez'e her baktıklarında bu kazayı hatırladıklarını ifade eden Yazıcı, şöyle konuştu: ''Burada büyük bir ihmal var. Fırtınalı günde vapura kapasitesinden fazla yolcu alınmış, sonucu ortada... O ihmal yüzünden İzmit ve Karamürselli kardeşlerimiz adeta denize küsmüş, Körfez'den çıkan balıklar yıllarca yenilmemiş, kıyısında insanlar yürümemiş, hemşehrilerimizin yüzü uzun süre gülmemiş. Faciadan kurtulan Hikmet Ağaçkoparan, 'Sahil yolundan İzmit'e gidip gelirken deniz kenarında oturur denize bakarım... Bir çok insan da benim gibi yapar ama onlar manzara seyreder. Ben baktığımda ise gözümde o gün canlanır. Deniz üzerindeki o can pazarını görür, boğazım düğümlenir, acılar tazelenir ve gözlerim dolar' diyor.'' Bir daha böyle acıların yaşanmaması için tedbirli olunması gerektiğini belirten Yazıcı, o günün acı hatıralarını silebilmek için ''temiz bir Körfez, güvenle yolculuk yapılan Kocaeli'' için çalıştıklarını ifade etti. Deniz ulaşımı ve güvenliğine büyük önem verdiklerine işaret eden Yazıcı, sözlerini şöyle sürdürdü: ''2004 yılında hizmete başladığımızda körfezde doğru dürüst bir deniz ulaşımı, şehir hatları diye bir şey yoktu. Doğru dürüst bir iskelesi dahi yoktu. 21. yüzyılda Kocaelimize bu yakışmıyordu ve deniz ulaşımı için çalışma başlattık. Modern iskeleler kazandırdık ve deniz otobüsleri hizmet vermeye başladı. Üsküdar Vapur faciası gibi bir facianın bir daha yaşanmaması için tüm imkanlarımız seferber ettik. Bugün körfez sularında modern ve güvenli gemilerle ulaşım yapılıyor. Denize küsen hemşehrilerimize yeniden güvenli yolculuk imkanı sağlamanın gururu içindeyiz. 12 iskele inşa ettik ve hepsini teknolojinin son imkanlarıyla donattık. Deniz otobüsleriyle her gün 144 sefer yapıyoruz. Hemşehrilerimizin güven ve konfor içinde yolculuk yapmaları için elimizden gelen tüm imkanları seferber ettik.'' dedi. İzmit Belediye Başkanı Nevzat Doğan, körpe, geleceği sırtlayacak beyinlerin bir kazaya kurban gittiğini ifade ederek, ölümün Allah'ın emri olduğunu, kaderin tecelli ettiğini ancak insanların da tüm tedbiri alması gerektiğini söyledi. KAPTANIN GEMİYİ TERK ETTİĞİ İDDİASI Aşçı'nın kazada ilk ölenlerin arasında bulunduğunu hatırlatan Gülşah, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Buna rağmen 13 gün sonra cesedinin bulunması, kurtularak kaçtığı dedikodularını yok edememişti. Şehitlerin yakınları yaşadıkları acı içinde evini taşladı, ailesini darp etti. Kaptanın cenazesine bayrağımız örtülmemişti. Mehmet Aşçı'nın 6 kişinin kaldırdığı tabutu bilinmeyen bir yere götürüldü ve gömüldüğü yer bu güne kadar sır olarak kaldı. Bir mezar taşı bile dikilmemiş, sanki sonsuza kadar yok olması istenmişti. 53 yıldır babasının mezarını bilmeden yaşayan kaptanın kızı Sevim Şancı ve kızı ile damadı, kaptanın mezarının bulunmasını ve onurunun iadesini istiyorlar. Kocaeli Sivil İnisiyatif Platformu olarak yaptığımız çalışmalar sonunda bulduğumuz iki fotoğrafın izleri, bizleri Örcün köyündeki Osmanlı Mezarlığına götürdü. Mahkeme kararı alınması halinde bu alanda kazı yapılacak. Kaptanın kızı Sevim Şancı'dan alınacak doku örnekleri belki de kaptanın mezarını belirleyecek. Aile 53 yıllık acısını bundan sonra yaşamayacak, İzmit'te yaşayanlar da bu acının gecikmiş utancından kurtulacak.'' Törene katılanlar, Atatürk Vapuru ile kazanın meydana geldiği Petrol Ofisi açıklarına gitti. Guni, Yazıcı, İzmit Lisesi ve Kocaeli Endüstri Meslek Lisesi öğrencileri burada, ölenler anısına denize çelenk ve karanfil bıraktı. KARAMÜRSEL'DEKİ TÖREN Karamürsel'de ise kazada ölenlerin Karamürsel Eski Mezarlığındaki kabirleri ziyaret edildi ve Karamürsel Vapur İskelesi'nden denize çiçek bırakıldı. Karamürsel Su Altı Sporları Derneği dalgıçları, üzerinde ''Ruhunuz şad olsun'' yazılı pankart denizin dibine bıraktı. 1 Mart 1958 tarihinde, İzmit'ten Karamürsel'e gitmek üzere yola çıkan ''Üsküdar Vapuru'' aniden çıkan fırtına nedeniyle Petrol Ofisi açıklarında batmış kazada 76'sı öğrenci 272 kişi hayatını kaybetmişti.