Röportaj: Sonat BAHAR Fotoğraflar: Yağmur DİNÇ 14 yıldır müzikle uğraşıyor. Altı aydır meşhur! Eypio,Burak King ile yaptığı Günah Benim şarkısıyla yaza damgasını vurdu. Şarkıyı Bağdat Caddesi'nde de duyabilirsiniz Zeytinburnu'nun ara sokaklarında da. Sevmeyen, bilmeyen yok... Eypio bugünlere gelene kadar yaşadıklarını anlattı Bu yaz Çeşme ve Bodrum plajları 'Günah Benim' diye inledi... Bu da yetmedi, Türk Milli Futbol Takımı otobüsünde en çok dinlenen şarkı oldu... O da yetmedi Cem Yılmaz Eypio ve Burak King'in seslendirdiği Günah Benim'i takipçileriyle paylaştı. Yani bu yaz onlara yaradı! Oysa yaşananlar ve bu noktaya gelene kadar çektikleri yukarıdaki birkaç cümleyle anlattığımızdan çok öte, klişe tabirle, roman olur onların hikayesi! Eypio Özbek kökenli. Bir dönem Hollanda'ya akrabalarının yanına gitmiş, müzikle orada tanışmış aslında. O dönemde Hollandalılar Apo diyemedikleri ve doğru yazamadıkları için adı kendiliğinden Eypio olmuş. Burak King Hollanda doğumlu, Eypio ise Zeytinburnu çocuğu... Yaptığı müziğin rengini yaşadığı semt belirlemiş aslında... Nasıl mı? Gelin bu iki ismi buluşturan hikayeyi en başından Eypio'dan dinleyelim: - Ne oldu da bu kadar sevildi Günah Benim parçası? - İnsanlar bu şarkıdaki bitmeyen sözleri sevdi, şarkıdan sıkılmadılar. Rap müzik yaptığımız için söz yazma konusunda fazlasıyla cömertolabiliyoruz. Bir popçuya Günah Benim'i versen, dört parça çıkarırbu sözlerle... Biraz arabesk var içinde ama ağlak bir arabesk değil.Bir yandan da dünya kabuk değiştirirken müzik de boş durmuyor.Yeni isimler çıkıyor, klasikleşmiş isimleri dinlemekten de bıktıinsanlar, 15 yıldır aynı isimler, aynı tarz şarkılar... Biz yeni geldikinsanlara... Klibiniz 120 milyon tık aldı. Kaç liraya maloldu? - 200 lira artı benzin! Etrafımızda hep bize inanan ve destekleyen insanlar oldu. Klibimizi çeken Görkem de onlardan biri. Hep, 'Abi sana bir klip çekeceğiz 10 milyon izleneceksin' diyordu. 'Ufak at' diyordum. Klibi çektik 120 milyon izlendi! Bu parça elinizde çok kapı çaldınız mı? - Çalmaz mıyız? Neler geldi başımıza... Moralim bozuluyordu, Burakdevreye giriyordu 'Abi olacak' diye... Bir ümitle her çağıranın peşindeydik. Biri bizim parçayı dinlemiş, 'Albüm yapacağım' diye bizi Eskişehir'e çağırdı. Koşa koşa gittik, sonuç yok. Arkadaşortamlarında takılıp şarkıyı söyledik fikir almak için. Böyle mal malhareketler içindeydik! İki yıl bu parça elimizde süründük. Sonra 'Herhalde bize iyi geliyor bu şarkı, aslında dandik galiba' dedik. - Bir zamanlar Unkapanı'na elinde kasetiyle giden, meşhur olmayaçalışan türkücüler gibiymişsiniz... - Aynen öyle. Benim kafayı duvara vurduğum konu o. Biz bu parçayızaten yayınlardık, gittik bir firmaya verdik bedavaya. Klibi biz çekmişiz, her şeyi biz yapmışız. Hâlâ Unkapanı kafası ve vicdansızlığı devam ediyormuş. Moralim bozuluyor. - Peki pop müzik seven bir kitle niye sizi sevdi? Bodrum, Çeşmeplajlarına nasıl girdiniz? - Bunu ben de anlamadım! Şarkımızı Zeytinburnu'nda bir Şahin'in içinde de duydum, Bağdat Caddesi'nde bir Porsche'nin içinde de... İki tarafı birleştiren bir şarkı oldu. Samimi, hesapsız kitapsız yapılması galiba buna neden oldu. Ferdi Tayfur'u tekstil atölyelerinde duyarsın ama beach'te duymazsın! Özgünlük önemli böyle yaratıcı işler de, değil mi? - Tabii. Hep başına buyruk biri oldum, 15 yaşımdan sonra babamdan hiç harçlık almadım. Kendim çalıştım, işlerimi kendim buldum. Hollanda'ya gitmeye kendim karar verdim. Kendim süründüm. Müzik de yolum böyleydi. Kim ne der, beğenir mi diye düşünmedim. Kendi beğendiğimin peşinden gittim. - Bu parça size epey para kazandırmış olmalı... - Köşeyi döndüğümüzü düşünenler oluyor maalesef öyle bir şey yok. YouTube tıklanmasından bir kuruş bile almadık. Konser vermeye başladık kazanıyoruz yeni yeni... - Neler planlıyorsunuz bundan sonrasına dair? - Biz de sudan çıkmış balığa döndük, zaten bu kadar tanınma taraftarı da değildim. Ufak ufak ilerleriz sanıyordum. 'Klip sene sonunda 40- 50 milyonda durur' diyordum. Şu anda klip 120 milyon tıklanmış. Her yerde çalınıyor şarkı, parçayı almak için onlarca sanatçı teklifte bulundu. 50-60 bin liralar teklif edildi. Her gün bizi şok eden bir şey oluyor. - Neler mesela? - UEFA Mehmet Topal'la röportaj yapıyor. 'Milli Takım otobüsünde en çok hangi şarkı çalınıyor?' diye soruluyor. 'Günah Benim' diyor... Cem Yılmaz, Doğa Rutkay şarkıyı paylaşıyor... Magazin haberlerine çıkmış buluyoruz kendimizi. KIZ İŞ KADINI, DAMAT RAPÇİ! - Eşiniz nasıl karşıladı tüm bunları? - Aslında hep bana destek oldu, hep inandı. Düştüğüm dönemler oldu, ev kredimiz ödenecek, durumlar zor, 'Boşu boşuna uğraşıyorum, doğru dürüst bir işe gireyim' dediğim noktada hep arkamda durdu. Bugün buradaysam, onun büyük payı var. KendisiGalatasaray Üniversitesi mezunu, reklamcı, çok başarılı bir iş kadını. Ben lise terk. Damat rapçi! Tüm bunlara kendine göre göğüs germiş biri... - Nasıl tanıştınız? - Ortak arkadaşımız vardı. Parçalarımı dinliyormuş, yaptığım müziğe meraklı biri. Görüştük, konuştuk, evlendik. Onunla birlikte Taksim'dehiphop kıyafetler satan bir dükkan açtık, birlikte battık. İyi günde, kötü günde durumu bizimki. SİBEL CAN İLE KONSERE ÇIKTILAR - Sibel Can'ın konserine de çıktınız. O mu sizi buldu? - Akşamüstü uyuyordum, telefonum çaldı. 'Sen Burak mısın, Eypiomusun' dedi karşımdaki kadın sesi. 'Sen kimsin, sen arıyorsun?'dedim. 'Ben Sibel Can' dedi, ben olduğum yerde bir doğruldum.Sesi de Sibel Can! Oğlu ve kızı çok dinliyormuş, annelerine söylemiş. 'Harbiye'deki konsere çıkar mısınız?' dedi. Çıktık. GİYECEK DONU YOK, NASIL ROCK YAPSIN? - Zeytinburnu gibi semtler neden rap müziğin merkezi? - Diğer müzik türlerinin çok şeye ihtiyacı var. Rock grubu kurarsan,bir gitara ihtiyacın olacak, davulun olacak. Çalışman gereken yerinolacak. Bunları yapmak için ders alman gerekecek. Yani paran olması gerekecek! Rap için öyle bir şey yok, bir altyapı bul, üstüne sözünü yaz... Bu semtlerde adamların giyecek donu yok, nasıl rock yapsın! Arabesk 2000'lerden sonra durduğu için, rap onun boşluğunu doldurdu. - Zeytinburnu diğer semtlere göre neden daha farklı? - Multikültürel. Ağırlıklı olarak Türki Cumhuriyetlerden göç almışama Araplar da, Lazlar da yaşar burada. Herkesin iç içe geçtiği,herkesin birbiriyle kaynaştığı bir yer. Çok renkli, çok çeşitli, farklı dillerin konuşulduğu, bir yer. Burada yaşayan insanlar semtin kimyasından etkilenir. - Siz de bu multikültürel dokunun bir parçasısınız, Afgan kökenlisiniz. Nasıl gelmiş aileniz Zeytinburnu'na? - 1980 yılında gelmişler. Ben de 1983'te dünyaya geldim. Özbek- Türkmen karışımıyım. Burada futbol çok yaygındır gençler arasında. Bir dönem ben de futbol oynadım. Okula giderdik, takılırdık. Deri atölyeleri meşhurdur, ben de babamınkinde çalıştım bir dönem. Yatılı Kuran kursunda kaldım bir başka dönem... Müziğe de öyle başladım. Bir ilahi grubunda söylüyordum ve etkilendim. 10 yaşımdaydım bunlar olduğunda. Sonrasında müzik hep hayatımda oldu. Okul korolarına katıldım. - Müzik bir hobi miydi? - Müziği iş olarak düşünmedim, Elimize altı aydır para geçiyor yanialtı aydır profesyonelim. Bu zamana kadar kendi cebimizden harcadık, Bunları profesyonel olalım, para kazanalım diye yapmadık. Seviyorduk! - Siz ne dinlersiniz? - Rap dinliyordum, sokağın müziği olduğu çok belliydi. Sert konuşuyorlar, yapmacık bir cümle yok. Rap'in dışında, Ahmet Kaya, Reşid Behbidov, Ahmet Zahir dinledim... Arabesk de tattım. İsimlerden çok şarkıların peşinden koşmayı severiz. OKULDAN ATILDIĞIMDA ÇOK ÜZÜLDÜM - Hollanda da başlamış müzik serüveniniz. Siz nasıl Hollanda'ya gittiniz? - Lisede okuldan atıldım. Tembeldim galiba... Okuyarak yırtma hayalim de olmadı. Çünkü ailemde böyle bir örnek yoktu ki.Bizimkiler ticaret yapan insanlardı. Ben de öyleydim, onlarla çalışırdım. Onun dışında Abdi İpekçi Stadyumu'nun orada basket bileti satardım. Okuldan atılınca çok pişman oldum aslında. Merter'de bir restoranda çalıştım atıldıktan sonra. Okul kıyafetiyle geçenlere bakıp hislenirdim. Okuldan atılınca, Hollanda'dadayımların yanına gitmeye karar verdim. Orada da müzik yapmaya başladım. - Burak'la nasıl bir araya geldiniz? - Elimdeki azıcık parayla mikrofon, bilgisayar almıştım, teknik altyapım bu kadarcıktı. Rap müzik yapmaya başladığımda, buekipmanla kayıtlar yapıyordum... Bu müziğin meraklılarının olduğu internet platformlarına yüklüyordum şarkılarımı. O dönemler rapdinle. com, reportaj.com gibi yerler bunlar... Küçük bir kitlem oluşmuştu. O dönem Burak 14-15 yaşlarında... Dinliyordu beni, sohbet ediyorduk. - Nasıl şarkı sözleriydi yaptıklarınız? - Sertti, küfürlü şeyler. 21 yaşlarımız, hayata küfrediyoruz. Aklımıza ne gelirse yazıyorduk. Hollanda'da durumum böyleydi. - Burak siz Eypio ile nasıl biraraya geldiniz? - Ailem Türkiye'ye kesin dönüş yaptı. 15 yaşımdaydım o zaman. Burada okudum. Zor oldu benim için. Sonra Eypio ile tanışınca aynı Avrupa kafasını yakaladık ve gemiyi beraber yürütebildik. Yüz yüze dört yıldır tanışıyoruz. Onun öncesinde yazışma üzerinden tanıyoruz birbirimizi. Rap dinlemeyi seviyordum. Arkadaşlarım top oynarken ben 10 yaşında bilgisayar başında kayıt yapardım. Sözler yazardım, müzik yapardım. Bir şekilde Eypio ile bir araya geldik, yaptığım parçaları dinledi. Sevdi ve birlikte çalışmaya başladık. - Neresi çalışma ortamınız? - Her yer. Kimin evi boşsa orası.