En ünlü bitmemiş sanat eserleri

Sanat, edebiyat veya mimarlık alanında yapılan büyük eserlerin sayısı ne kadar çoksa savaşlar, politik anlaşmazlıklar, kaynak yokluğu veya sanatçının ölümü nedeniyle bitirilememiş eserler bir o kadar fazladır. Bunların birçoğu kaybolmaya veya unutulmaya yüz tuttuğu halde Da Vinci ve Mozart gibi ustaların elinden çıkmış olanlar bitmemiş başyapıtlar olarak kayıtlara geçmiştir. Okuyacağınız derlemede tarihin bitmemiş sanat eserlerinden en ünlülerini bulacaksınız. Bruce Lee: 'Ölüm Oyunu' Ölüm sebebi serebral ödem olarak gösterilse de bu konuda halen farklı söylentiler mevcut. Lee'nin ölümünden beş yıl sonra 'Ejder'e Giriş' filminin yönetmeni 'Ölüm Oyunu'nu Lee'nin 11 dakikalık mevcut görüntülerini ve çeşitli dublörler kullanarak tamamladı. Sovyetler Sarayı İnşaatı 1937 yılında başlayan binanın çelik iskeleti 1941'de tamamlandı. Ancak II. Dünya Savaşı'ndaki Rus müdahalesi nedeniyle inşaat aniden kesildi. Binanın iskeleti ise sökülerek güçlendirme çalışmaları için ve demiryolu köprüleri yapımında kullanıldı. Jimi Hendrix: 'First Rays of the New Rising Sun' Ölümünün ardından Hendrix'in ailesi ve eski prodüktörü arasında sanatçıdan geriye kalan eşyaların hakkı üzerine yıllar boyu sürecek yasal bir savaş başladı. Dava 1995 yılında ailenin lehinde sonuçlandı. Hendrix'in ailesi 'First Rays of the New Rising Sun'ın yeniden yapılandırılması için yapımcılar ve kayıt mühendislerinden oluşan bir grup kiraladı. Sonuçta 1997 yılında albümün kısaltılmış ve orijinale mümkün olduğunca yakın bir versiyonu piyasaya çıkartıldı. Charles Dickens: 'The Mystery of Edwin Drood' Dickens, öldüğünde kitabı neredeyse tamamlanmıştı, fakat ardında eserle ilgili hiçbir not veya taslak bırakmadığı için romanın sonunda hikâyenin ana konusunu oluşturan cinayeti kimin işlediği hiçbir zaman kesin olarak bilinemedi. Birkaç yazar kitabı bitirme girişiminde bulundu ve sonuç olarak Thomas James'ın kaleme aldığı versiyon, yazım tarzının Dickens'ınkine benzemesi nedeniyle kitabın son hali olarak kabul gördü. Samuel Taylor Coleridge: 'Kubla Khan' Uyanır uyanmaz rüyasını gördüğü şiirin ilk 50 dizesini bir kâğıda karaladı, fakat beklenmeyen bir ziyaretçi yüzünden işi yarım kaldı. Bu arada ilacın etkisinin de geçmesiyle Coleridge'in kafasındaki 300 dizelik şiir hafızasından silindi. Şair defalarca şiiri bitirmeye çalıştı fakat her seferinde yetersizlik hissi yüzünden vazgeçti. 'Kubla Khan' hâlâ dünyanın bitmemiş en ünlü şiiri olarak biliniyor. Orson Welles: 'The Other Side of the Wind' Film 1979 yılında neredeyse tamamlanmıştı, fakat Welles karşısına çıkan finansal ve yasal güçlükler yüzünden yapımı durdurmak zorunda kalmıştı. Sonuç olarak film bitirilemedi, fakat yönetmenin ölümünden sonra filmin tamamlanması için birtakım girişimlerde bulunanlar oldu. Gilbert Stuart: George Washington Stuart, Athenaeum ismini verdiği bu eserini bilerek bitirmemişti. Böylece orijinalini kolaylıkla elinde tutup eserin birçok kopyasını çıkarttı ve bu kopyaları tanesi 100 dolardan sattı. Stuart'ın 70 adet Athenaeum röprodüksiyonunu resmettiği söyleniyor. Antoni Gaudi: 'Sagrada Familia' Gaudi, bu kilise üzerinde -son 15 yılını kendini tamamen bu işe adayarak- tam 40 yıl boyunca çalıştı. Gaudi'nin ölümünün ardından işi devralan asistanları, eser İspanya İç Savaşı döneminde büyük hasar görmüş olmasına rağmen, Sagrada Familia'yı tamamlamaya çalıştı. O günden beri kilise üzerinde sürekli farklı mimarlar ve inşaatçılar emek harcıyor, fakat Sagrada Familia hâlâ bir kilise olarak kullanılabilecek konuma ulaşamadı. Tüm bunlara rağmen bu tamamlanmamış eser Barselona'nın en çok turist çeken binalarından birisi. Leonardo Da Vinci: 'Gran Cavallo' Bunun üzerine Dük, heykelde kullanılacak metal için ayırdığı parayı orduya bağışlamaya karar verir. Sonuç olarak Da Vinci'nin at heykeli hiçbir zaman tamamlanamadı, ancak kil modelin Fransız okçular tarafından hedef atış talimleri için kullanıldığına dair söylentiler var. Wolfgang Amadeus Mozart: 'Requiem' Mozart, eseri tamamlayamadan öldü ve eksik notalar öğrencilerinden biri olan Franz Sussmayr tarafından yazıldı. Sussmayr'ın nokta koyduğu eser daha sonra gizemli müşteriye teslim edildi. Besteyi alanın, gizlice müzik eserleri ısmarlayan ve bunları sonradan kendi besteleri olarak tanıtan Franz Von Walsegg olduğu ortaya çıktı. Mozart'ın eşi Contanze, Requiem'in kendi kocasına ait olduğunu ortaya koydu elbette, fakat bu hikâye o kadar çok söylentiyle dolu ki bugün bile eserin hangi kısımlarının değiştirildiği, sonradan eklendiği veya Mozart'ın son günlerini neden korku ve paranoyayla geçirdiği bilinmiyor.