Samanyolu Televizyonu'nda "Maceracı" isimli program yapan ve 17 yıl Fetullah Gülen grubunda bulunan Murat Yeni, paralel devlet yapılanmasını Zaman gazetesine anlattı. Murat Yeni, "Dershanelerin kapatılması sürecinde Hizmet'in gerçek Hizmet olmadığını anladım. Paralel yapı, Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı bir yapı… Bu Tayyip Erdoğan meselesi değil" dedi. "Darbe girişimi başarılı olsa Türkiye 50 yıl geriye giderdi" diyen Yeni şöyle devam etti: "Dershane sürecinin hemen arkasından 17-25 Aralık darbe süreci geldi. Bu olaylar esnasında Hizmet, Twitter ile tanıştı. Daha öncesinde Twitter yasaktı. Televizyon bile cemaatin içinde yasaktı. Sosyal medya aracılığı ile nefret oluşturuldu. Bunların hepsi ayarlanmıştı."
Murat Yeni. Medya dünyasına radyoculuk ile başladı daha sonra televizyonda şov programları ile devam etti. Bir gün telefonu çaldı ve Samanyolu Televizyonu'nda gezgin programı için teklif aldı. Murat Yeni bu benim için çok iyi bir şeydi, diye bu olayı anlattı. Hayatında din, inanç çok fazla yokken cemaatin içine girdi ve hayatının tam anlamı ile değiştiğini anlatıyor. Namaz kılarak, oruç tutarak, iyilik yaparak mutlu olduğunu gururla anlatıyor. Tam 17 yıl Hizmet Hareketi'nin içinde kaldı. Ve son olarak ortaya çıkan olaylardan sonra Hizmet Hareketi'nin gerçek yüzünü gördüm, diyor. Murat Yeni taban için, çok iyi insanlar, vatanını, milletini, bayrağını seven imanlı insanlar olduğunu söylerken, yapılanmanın üst yönetimine 'kırmızı çizgi üstündekiler' ifadesini kullanıyor. Onlar bu ülkenin düşmanı ve bu ülkeye düşman ne kadar ülke varsa onlarla işbirliği halindeler, ifadelerini kullanıyor. Hatta bu kavganın; Tayyip Erdoğan ile alakasının olmadığını, bu kavganın Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne yönelik bir operasyon olduğunu vurgulayarak söylüyor.
BANA PARALEL MACERACI DİYORLAR, AĞIRIMA GİDİYOR. ÖLSEM DAHA İYİ…
Hareketin içine girince hangi pozisyonda idiniz?
Samanyolu Televizyonu'nda Maceracı isimli program yapmaya başladım. Anadolu'yu karış karış gezdim. Çevremdeki insanlar çok iyi niyetli ve hizmet etmek için çalışan insanlardı. Ama nerede başlamışsam orada bitti. En dış halkada vitrinde idim.
Nereye kadar girebildiniz?
Hayır. Hayır. İlerlemek diye bir şey yok. Sistem içeriye doğru ilerlemenize asla izin vermiyor. Etrafınızdaki insanlar sizi istediği kadar kabullensin. Sistematik yapı var. Beşinci kat diye bir yapı var. Kimsenin görmediği bilmediği bir yapı. Bu yapı kesinlikle şeffaf değil. Var olan o mekanizmayı makyajlamak adına bir kılıf oluşturuluyor. O kılıf o kadar güzel seçilmiş oluşturulmuş ki, mütedeyyin ve gerçekten güzel insanlar dışta, vitrinde. Her dinamik kendi içerisinde işliyor. Kast sistemi gibi. Ben benim gibilerin ileriye gitmesi imkansız.
Nereye kadar gidebildiniz?
Ben girdiğim yerde kaldım. Girdiğimde en dış cephede idim ve orada kaldım. Mesela ben hiç Amerika'ya gitmedim. Aslında o zamanlar çok gitmek istedim ama gidemedim. Bazıları var ki 20 kez, 50 kez gitmiş. Tabii gitmememde anne duası ve Allah koruması vardı. İyi ki gitmedim, gitseydim daha farklı sorunlar olurdu.
Nasıl fark ettiniz?
Birincisi ben akıllı bir adamım. İkincisi birçok aldanan gibi ben saf bir insanım. Ve o saflık kullanılıyor. Çok klik değerlerle seni ayakta tutuyorlar. Seni onunla vuruyorlar. Çevrenizdeki insanlarla sadece muhabbet ediyorsunuz. Nasılsınız iyi misiniz? Onun dışında başka bir konuya giremiyor, soru soramıyorsunuz. Çok şeffafmış gibi gözüküyor ama sorgulamaya başladığınız andan itibaren, biz bu kadardan sorumluyuz, diyorlar. Sonrasını sorgulamayalım, sonrasına gerek yok, deniliyordu. Tabi olma durumu çok gelişmişti.
Program yaparken nasıl bir duyguda idiniz?
Rabb'imin huzurunda yemin ediyorum, her gün işten ayrılacak mıyım diye düşünüyordum. Her gün bu kaygı ile işe gidiyordum. Fakat gördüğüm kadarıyla başkalarının böyle bir kaygısı hiç yoktu. STV'de çalışan diğer insanların hiçbir şekilde iş kaygısı yoktu. Hiçbir televizyonda iki tane aynı formatta program olmazdı. Ama benim yaptığım programın aynısından bir tane daha vardı. Hep alternatif olarak başka program yapılıyordu.
Hükümet ile sorun ne zaman başladı?
Bunun altyapısı oluşturulmaya başladı. Alttan alta hep şunu söylemeye başladılar: Sayın Cumhurbaşkanı bizi sevmiyor. Bizi çekemiyorlar. Bu kadar zamanda nasıl bu kadar büyüdüler? Türkçe Olimpiyatları'nda bu kadar insanı nasıl bir araya getirdiler? gibi sözler söylemeye başladılar.