Asım Taşer liseyi bitirdiği yıllarda mezun olanlar, mecburi olarak kısa süreli askerliğe alınırlarmış. Bu nedenle Asım Taşer de Adana'da yaşamış iki ay. Askerlere basit işler yaptırılırmış fakat mecburi olarak herkes askeriyeye gidermiş.
Bu kısa kamptan geldikten sonra Taşer, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'ne girmiş. Pek çok meşhur isimle aynı okulda yer almış: Asaf Ataseven, Ali Kemal Belviranlı, akliyyeci (psikiyatr) Ayhan Songar, dişçi Kemalettin Erbakan, İsmail Niyazi Kurtulmuş, Süleyman Yalçın...
Asım Bey pek çok hayır kurumunda kayınbiraderi İsmail Niyazi Kurtulmuş ile beraber yer almış. İsmail Niyazi Kurtulmuş için şunları söylüyor: "Çok tezcanlı bir insandı. Yürürken bile ona yetişmek için koşaradım yürürdüm ben. İsmail Niyazi Bey, sırf imam hatip mezunu olmak için, sonradan diploma almıştı. Dini bilgisi çok iyiydi ama imam hatip diploması da almıştı o zaman. Bizden 3 yaş büyük olduğu için Osmanlıcayı da iyi bilirdi İsmail Niyazi Bey. Bazı ders notlarını eski yazı ile alırdı. Ben Osmanlıcayı o şekilde öğrenemedim. Okurdum, anlardım ama yazamazdım. O yazardı. Hem eski yazıyı hem de yeni yazıyı çok güzel yazardı."
Mehmet Asım Taşer bir ropörtajında kendi döneminde arkadaş olduğu veya bir vesileyle tanıdığı tanınan isimler hakkında şu yorumları yapmıştı;
İsmail Dayı
Babiali'den tanıdığımız, çok muhterem biriydi. Daha çok neşriyat ve dergicilikle ilgilenirdi. Çok sağlam bir çocuktu. Milletvekilliği de yaptı. Üniversiteden tanışmıyorduk, Cağaloğlu'nda yeri vardı, gider oradan kitap alırdık.
Mehmet Şevket Eygi
Çok muhterem bir kardeşimizdi, birkaç lisanı gayet iyi bilirdi, annesini yalnız bırakmadan işlerine devam ederdi. Siyasal Bilgiler'den bir arkadaşı kendisinin tevkif edileceğini kendisine söyleyince mecburen yurt dışına gitmişti zamanında...
Mahir İz
Çok muhterem biriydi, maaşını alır almaz hemen 40'ta birini zekat olarak verirdi. Konferanslarını dinlerdik.
Ali Fuat Başgil
Duyardık. Kadıköy'de otururdu. Hatta onu reisicumhur yapmak istediler, devletin o günkü idarecileri mani oldular. Kadıköy tarafında evi vardı.
İbrahim Bodur
Çanakkale Seramik'in sahibi, hayırsever bir insandır. İftarları, yemekleri, tasavvuf musikisi cemiyetleri olurdu, bizleri de davet ederdi.
Sabri Özpala
Hayır cemiyetlerinde umumiyetle vezne işlerine bakardı, itimata şayan bir kimseydi.
Albaraka Türk
Faiz girmez diye, kâra ve zarara ortak olduğu için kuruluşunda girmiştik.
Sabri Ülker
Abisi Asım Ülker idi. Sirkeci'de bir dükkan sahibiydiler. Sonra fabrikacılığa girdiler. Muntazam bir insandı. Küçük bir çantası vardı, sorulara hemen cevap verirdi. Bayram önceleri bisküvi almak için fabrikaya giderdik, bize indirim yapardı.