İngiliz ordusunun eski binbaşısı Roy Bates, 1967 yılında bir petrol platformunu işgal ederek 'Sealand' adını verdiği kendi ülkesini kurdu. İngiliz Kraliyet Donanması Roy’u adadan atmaya çalıştı, ancak platformdan açılan uyarı ateşine maruz kalan askerlerin girişimi başarılı olmadı. Tutuklanan Roy'u mahkeme 'Olay İngiltere sınırlarının dışında olmuş' diyerek serbest bıraktı. Daha sonra da bir İngiliz savcı platformun İngiliz karasularının 3 mil açığında olması dolayısıyla Roy Bates’i haklı bile buldu. 1974’te ise Bates işi bir anayasa çıkarmaya kadar vardırdı ve ardından 'egemenlik simgesi olarak' bir bayrak, milli marş ve Sealand Dolarını kabul etti. Bates, kendisine de Sealand Prensi unvanını verdi. 550 metre karelik oturulabilir alana sahip 'Sealand Prensliği', kimse tarafından tanınmayan bir devlet. Sealand'de darbe girişimi bile yaşandı. Bates ailesinden 3 kişi, bir gece yarısı ülkeye helikopterle inerek Roy'un oğlu Veliaht Prensi'ni mutfağa hapsetti. Bunu öğrenen Bates hemen bir helikopterle ülkesine dönüp bir tüfekle yönetimi tekrar ele geçirdi. İki darbeci ülkeden sınırdışı edildi diğerinin ise vatandaşlığı düşürüldü. Sealand küçük bir ülke olmasına rağmen kendisine ait pasaportu, parası bulunuyor. Ülkenin en büyük geliri internet isim hakkı. Dünyanın dört bir yanından müşteriler 'daha az hoşgörülü' olan hükümetlerinin izin vermediği verilerini Sealand'de saklayabiliyor. Devlet 2007 yılında satışa dahi çıkarıldı. Bates’in oğlu, 40 yıldır adada olduklarını, babası yaşlandığı için adayı satışa çıkardıklarını ifade etmişti. Bir toprak parçasının yeni bir ülke olması için 3 şart gerekiyor: Üzerinde yaşayan topluluk olmamalı. Hiçbir ırkın atalarına ev sahipliği yapmamış olmalı. Ve hiçbir ülke tarafından hak iddia edilmemeli.