Sermaye Piyasası Yatırımcıları Derneği (SPYD) Yönetim Kurulu Başkanı Arif Ünver, SPYD'nin tasarruf sahiplerinin sorunları ve gelişimi için kurulduğunu belirterek, tasarruf sahiplerine ülke ekonomisi ve Sermaye Piyasaları'nı arzu edilen seviyeye taşınmasına katkı sağlamaları çağrısında bulundu.
SPYD'nin kuruluş amacı ve işleyişine ilişkin açıklamalarda bulunan Ünver, piyasaların varoluş sebebi olan tasarruf sahiplerine bir çağrı yapmak istediklerini dile getirerek, ''Piyasamızın maalesef arzu edilen şekilde gelişememesi ve tasarruf sahipleri ile beraber ülke ekonomisinin, Sermaye Piyasası'nın nimetlerinden faydalanamamasının, belli başlı sebepleri var. Bu sebeplerden öne çıkanlardan olan, işlem sırası kapanan ve bu firmaların ortağı olan küçük ortakların birikimlerinin mahsur kalması konusu'' dedi.
Ünver, ilgili konunun son derece hassas olmakla beraber kendi içerisinde de ayrıntıları olduğuna işaret ederek şunları anlattı:
''İşlem sırası, faaliyetlerine devam ettiği halde kapalı olan firmalar gerçekten önemli bir yara olarak varlığını sürdürmektedir. Bu noktada ticari faaliyetlerindeki başarısızlıktan dolayı iflas etmiş olanları bu kategoriden ayırmak lazım. Ortak oldunuz, firma iflas etti, bu mağduriyet kavramı içinde yer almamaktadır.
Bir risk aldınız, ortak oldunuz ama işler iyi gitmedi, ticari hayatın tabiatında bu tür riskler vardır. Tekrar altını çizelim; ticari faaliyetine devam ettiği halde işlem sırası kapalı olanlar ve TMSF tarafından el konulan bankaların hisselerini almış yatırımcılar gerçek mağdurlardır. Bu noktada kimsenin itirazı olmaz kanaatindeyiz.
Şimdi tabloyu çizdik, evet, burada sorun çözülebilir mi? Eğer çözülebilirse, bu çözümün adresi neresidir? Bu noktaları iyi algılarsak eğer, çözülebilecekse, el birliği ile gerekli adımları atarız.''
Tasarruf sahiplerinin, SPK, İMKB veya SPYD'nin bu sorunun çözüm mercii olmadığını iyice algılamaları gerektiğinin altını çizen Arif Ünver şu değerlendirmelerde bulundu:
''Eğer çözülme imkanı var ise çözümün adresi siyasi iradedir ve bu siyasi irade de hükümetimizindir. Tam da bu noktada SPYD, diğer aktörlerden yani SPK ve İMKB den ayrılmaktadır. İşlevi açısından SPYD olarak biz, bir sivil toplum kuruluşuyuz, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası dahilinde, gücümüzü üyelerimizden ve ülkemiz demokrasisinden alırız.
Tabloyu netleştirmeye çalışalım, eğer kapalı tahtalar konusu büyük bir sorun ise ki bize göre son derece önemli bir sorundur. İşlem sırası kapalı olan firmalarda tasarrufları mahsur kalan yatırımcılarımız, biz bu derneği tasarruf sahiplerinin sorunları ve gelişimi için kurduk, dolayısıyla ülke ekonomisi ve Sermaye Piyasaları'nı arzu edilen seviyeye taşınmasına katkı sağlamak niyeti ve kararlılığı içindeyiz.''
Bu kararlılık ve ümit içinde olan tasarruf sahiplerine seslenen Ünver, konunun sağda solda yazarak veya gündeme getirerek çözüme kavuşamayacağını belirtti.
SPYD Başkanı Ünver, dernek olarak bireysel yatırımcılardan hiçbir aidat talep etmediklerini hatırlatarak sözlerini şöyle sürdürdü:
''Derneğimize gelir üye olur ve imza atarsanız, artık kaç kişi olur bilemiyoruz, 200 bin mi, 300 bin mi?.. SPYD olarak alırız 200, 300 bin kişinin imzasını, talep ederiz hükümetimizden randevuyu ve deriz ki 'Başbakanım veya Başbakan Yardımcım, ülkemizin ekonomik gelişimi ve nihai hedefleri açısından son derece önemli olan ilgili konuyu arz ederiz.'
Eğer yapılabilecek bir aksiyon varsa şüphesiz devletimiz yapacaktır. Bu noktada şüphemiz yoktur. Ama bu aksiyonun olmazsa olmazı organize olmanız ve bize güç vermeniz münasebetiyle olacaktır. Tasarruf sahiplerimizin organize olması birçok sorunun aşılması noktasında önem arz etmektedir. SPYD'yi kurduğumuzda yaptığımız ilk açıklamalarda ifade ettiğimiz gibi gürültü yapmaya gelmedik, somut çözüm üretmeye geldik... Sorunların aşılması amacını taşıyan bütün yatırımcılarımızı derneğimize yani sizlerin organize olabileceğiniz çatıya davet ediyorum.
Buyrun kapalı tahtaların açılmasını isteyenler, eğer oluru varsa beraber deneyelim... Büyük Türkiye, büyük ve sağlıklı işleyen Sermaye Piyasaları;nı hak etmektedir. İstanbul Finans Merkezi açılımı da son derece yerinde olup, tasarruf sahipleri dahil tüm aktörlerin üzerine düşeni yapması halinde hayal değil gerçek olacaktır, bu noktada hiç bir şüphemiz yoktur...''
Sivil ve demokratik yeni bir Anayasa sürecinde olan Türkiye'de, sivil toplum kuruluşlarının, katılımcı demokrasinin en önemli unsurları olduğuna işaret eden Ünver, ''Bu vesile ile tasarruf sahiplerimiz katılımcı olarak sorunlarının çözümü aşamasında sivil toplum kuruluşu olan derneğimize güç katarak, sürece fayda sağlamalıdır...'' çağrısında bulundu.