İzmirli ünlü avukat Senih Özay, hep büyük davalarla adını duyurdu. Bergama altın madeninin kapanması için dava açtı, 12 Eylül darbecileri hakkında açılan davaya müdahil oldu. Evren'e verilen müebbet hapis cezası ile yetinmedi, "Maaşı da kesilsin, Atatürk ödülü geri alınsın, caddelerden, okullardan ismi silinsin" diye davadan davaya koştu. Basının gündeminden hiç düşmedi. Bugünlerde ıskaladığı hayatı yakalamak için yılın yarısını inzivada geçirse de çevreye, dünyaya duyarlılığını kaybetmedi. Üniversitelerin aksi raporuna rağmen Yamanlar'da çöp bertaraf tesisi kurmakta ısrar eden Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'na karşı kılıcını çekti. Bölgede yaşayan avukat bir arkadaşı ile İdare Mahkemesi'ne dava açan Senih Özay, Karşıyakalıları, Yamanlar'a yakın oturanları da davaya müdahil olmaya çağırdı. Bir yandan davalarıyla uğraşan. bir yandan da Yalan Dünya dizisinin sevilen karakteri Gupse Özay'ın, Oscar yolcusu Kış Uykusu'nun hukuk müşaviri Osman Betal Özay'ın babası olmanın keyfini yaşayan Senih Özay ile Karaburun Yeni Liman'da, denize sıfır karavanında sohbet ettik.
Yaz kış mı kalıyorsunuz burada?
- Yaz kış kalıyorum ama ayın yarısını burada, yarısını İzmir'de geçiriyorum. Çünkü bir kadının kocasıyım, iki çocuğun babasıyım, bir avukatlık bürosunun patronuyum. O kadar ıskalayamam dünyayı. Burada bana verilen, özgürlük, tırnaklarımla kopardığım bir hak. Hayatımın yarısında özgürüm.
Davalarınız ünlü...
- Ben çok dava açarım. Hem belediye başkanı hem de valiye meclis kararlarınızı, encümen kararlarınızı bana yollayın diye başvurdum, bunların da yanlışlarında dava açmayı düşünüyorum. "Yamanlar'a çöp tesisi aleyhine dava açtık"
Son davanız ne?
- Yamanlar'da çöp tesisi yapacaklarmış. ODTÜ ve Hacettepe'nin olumsuz mütalaası var. Hacettepe ve ODTÜ, Aziz Kocaoğlu'na, "Yamanlar'a çöp tesisinin yapılması, yöredeki yeraltı suları, havası itibariyle uygun değil" demiş. Kocaoğlu, buna rağmen yapmakta ısrar ediyor. Yöneticiler, hayatı daha yaşanır kılma uğruna işlemler yaparlar. Avukatlar da hak arama özgürlüğü adı verilen, Anayasanın 36. Maddesi'nde de yer alan bu yoldan hareket ederek, halkın hakkını ararlar. Yörede oturan, Murat Fatih Ülkü isimli avukat arkadaşım davacı, ben de onun avukatı oluyorum. Bu iki avukat, İdare Mahkemesine dava açtık. Kısa, özlü, bir dilekçe hazırlayıp internette yayınlayacağız. Karşıyakalılar, Yamanlar'a yakın oturanlar biz de bu davaya müdahil olalım diyebilirler.
Yine "İstemezükçü" oluyorsunuz. Çöp arıtma tesisi nereye yapılsın?
- İstemezükçü denince, arkasından da bu gelir. "Madem karşısın yer göster". Biz avukatız. Ne anlarız orası daha iyi, burası daha iyiden. Biz burası yasalara aykırı diyoruz. Burada misyonumuz biter. Sonra onlar madem burası iyi değil, burası olsun derler. Her şeyin patronu biz miyiz de her yolu biz göstereceğiz?
12 Eylül Darbesi hakkında en çok dava açan siz oldunuz...
- 12 Eylülde gözaltına alındığım için muhtemelen bir kompleksim olmalı ki darbelerden, Kenan Evren'den ve 650 bin gözaltıdan nefret ettiğim ve onun da bir zırhı olduğu için, hükümetin onların üzerindeki zırh olan Anayasadaki geçici 15. Maddeyi kaldıracağı referandum sıralarında, "Bir Türk savcısı Evren hakkında harekete geçebilir" dedim. "Nasıl yardım ederim o savcıya" diye düşündüm. Dava açılınca müdahil oldum. Toplumsal desteği olsun kılıklı yola çıktım. O yola çıkarken, İstanbul Üniversitesi'ne de dava açtım. "Siz bu adama 25 sene evvel hukuk doktoru unvanı vermişsiniz onu geri alın" dedim. Almadılar ya da almadılar değil, sustular. Kenan Evren'in maaşının kesilmesi, adının cadde ve okullardan silinmesi, Atatürk Uluslararası Barış Ödülü'nün geri alınması için de dava açtım.
12 Eylül darbesini yapanların hapse girmemesine üzüldünüz mü?
- Müebbet hapse çarptırıldı. Bundan daha güzel ne olabilir? Hapse girmeleri lazım değil. Doktor raporları var. Sağlıkları müsait değil. O zamanlar Türkiye'nin enayi solcuları, benim arkadaşlarım, "İki tane ihtiyar ile uğraşılır mı" diye geri durdular. Darbelere karşı harekete geçmediler. İzmir Barosu'na, "Sen de müdahil olsana" dedim. Koca İzmir Barosu, müdahil olmadı. Sadece İzmir değil, Diyarbakır, Mersin ve benim başkanı olduğum Muğla Barosu hariç, 77 baro da davaya gelmedi. Benim bir tane daha başvurum var. Evren ve Şahinkaya yetmez, onların altındakiler de yargılansın dedim.
Bergama altın madenlerine karşı başlattığınız eylemler iyi ses getirdi...
- Bizim Bergama'da yaptığımız eylemler, Türkiye'deki bütün eylemlerde kullanıldı. Uludağ'da bir sempozyuma katıldım. Sivil itaatsizlik üzerineydi. Türkiye'nin en iyi profesörleri, Yargıtay Başkanı, Danıştay Başkanı, Anayasa Mahkemesi üyeleri geldi. Sivil itaatsizlik, İngilizce Fransızca kökenleriyle tartışıldı. Benden de Bergama'yı anlatmamı istediler. Bilerek mi yapıyorsunuz diye. Ben orada sivil itaatsizliği iyice içselleştirdim. Devletle başa çıkmak için. Devleti yenemezsin. Devlet çok güçlü.
Farklı düşündüğünüz için solcu arkadaşlarınızla aranız açıldı mı?
- Buralarda yaşıyorum, ruhsal kitaplar okuyorum diye arkadaşlarım beni yükselmiş buluyorlar. Ben başka türlüyüm.
Biraz çılgınsınız değil mi?
- Evet, evet. Hem de çok.
Gupse geliyor mu?
- Gupse birgün mesaj çekti. "Yaa baba sana bir gelmek istiyorum" dedi. Ben de "Kızım gel ben seni havaalanından alırım dedim. Meğer kapının önündeymiş. O iyi bir kız. Geliyor.
"GUPSE UTANGAÇ ÇOCUKTU"
Hiç aklınıza gelir miydi artist olacağı?
- Hayır, Gupse utangaç bir kızdır. O kadar ki onun bir kırmızı Volkswagen'i vardı. Otoparktayken ceza yazmış bir fahri müfettiş. Kızdım, dava açtım. "Fahri trafik müfettişleri emekli kaymakamlar, yöneticilerden oluyor. Artık çok yaşlandılar. Gözleri az görüyor olabilir. Benim kızımın otomobili parktayken ceza yazılmış. Trafik müfettişliği kavramı uygun değil, bu müessese uygun değil" diye. Gazetecilere de bilgi verdim. Gupse'nin resmini istediler, onu da verdim. Kız delirdi "Nasıl verirsin" diye. Beni mahvetti. Sinema televizyon okuyordu. Bu nasıl sinema televizyoncu olacak diyordum. O zaman oyunculuk hiç gündemde yoktu. Ben nasıl sinema televizyoncu olacak derken artist oldu. Beklemiyordum onun artist olacağını. Tabi anneannemin taklitlerini, babaannesinin, benim taklitlerimi yapıyordu. Taklitleri vardı ama öyle uzun uzun, büyük büyük yapamaz diyordum. Artistlik yapamaz diyordum. Bir de üstüne şimdi komik kadın. Komiklik en zor şey.
Gülse Birsel hayatını değiştirdi...
- Gupse'nin duvarında, tanışmadan önce Gülse Birsel'in resmi vardı. " Niye bu kadının resmini duvara yapıştırıyorsun" dediğimde, "Bu kız hem senaryo yazıyor hem oynuyor. Çok zeki bir kadın. O yüzden çok beğeniyorum" demişti. Sonra Gupse, psikiyatriste gitmiş insanları oynamış, internete koymuş. Onu Beyaz izleyip Gülse Birsel'e göstermiş. Gülse Birsel rol teklif ettiğinde, Gupse, "Ben ezber yapamam. Oyuncu değilim, senaristim. Sizin ezberle dediklerinizden dışarı çıkarım" dediyse de kadroya almışlar. Artist oldu gidiyor. Şimdi de senaryosunu da yazdığı Deliha filmi 14 Kasımda vizyona girecek. Hem senaryosunu yazan hem de filmini çeviren yokmuş sinema tarihinde.
Normalde de Nurhayat karakteri gibi hızlı mı konuşuyor? - Hızlı konuşuyor ama dizide iyice hızlı konuşuyor. Artırmış. Çok çalışıyor tabii bunları yapmak için. Geçenlerde buraya geldi, denize girdi. Denizde yüzerken, "Ne çalışıyorum biliyor musun? Nurhayat'ı unutturup, Deliha'yı öne çıkarmak için ağzımı, dudağımı nasıl yapmam, yanağımı nasıl yapmam, burnumu nasıl yapmam gerekir diye durmadan ağız burun çalışıyorum" dedi. Sert vurgulu, erkeksi kızı canlandırıyor filmde.
GUPSE ÖZAY'IN BABASI OLMAK
Ünlü avukat Senih Özay'ın, "Gupse'nin babası Senih Özay" olması nasıl bir duygu?
- Ben yalnız Gupse'nin değil, Altın Palmiye ödülünü alan Kış Uykusu filminin hukuk müşavirinin de babasıyım. Film jeneriğinde oğlum Osman Betal Özay'ın adını yazıyor. Bunu paylaşmıyordum ama baktım ki film bir de Oscar'a gidiyormuş, "Benim oğlum bu filmin hukuk müşaviri" diye paylaşmak istedim. Kızım iyi senaryo yazıyor, iyi oynuyor, oğlum Oscar'a gidecek filmin hukuk müşaviri. Bunlar benim için gurur kaynağı. Yalnız çocuklarım değil, komşumun kızı avukat olmuş, Senih abisini sollamış, belediye başkanının canını okuyor, ondan da gurur duyuyorum. Tabii "Vay be bu kız babasına benziyor" denmesi hoşuma gidiyor. Benim konuşma tarzım biraz Gupse'ye geçmişse veya direnmeci yanım oğluma geçmişse hoşuma gidiyor.