ABD Türkiye'nin bölgenin enerji merkezi olma hedefine destek verirken, aynı zamanda Türk Akımı olarak adlandırılan ve Avrupa'ya 63 milyar metreküp doğalgaz taşıyacak boru hattı hakkında birtakım kaygıları olduğunu dile getiriyor. Bu açıdan, ABD'nin çelişkili bir tutum sergilediğini düşünüyor musunuz?
Açıkçası, biz tüm müttefiklerimizin enerji kaynaklarını çeşitlendirdiklerini görmeyi istemekteyiz ve, anladığım kadarıyla, Türk Akımı projesinin ilk aşaması da özellikle Rus doğalgazına olan bağımlılığı artırmayacak. Fakat Hazar doğalgazını Türkiye aracılığıyla Avrupa'ya aktaracak olan Güney Koridor'una odaklanmanın daha önemli olduğunu düşünüyoruz. Bu noktada, Doğu Akdeniz doğalgazı da bir başka fırsat olarak değerlendirilebilir. Buradaki asıl mesele, kaynakları çeşitlendirmenin genel bir ilke olarak benimsenmesidir. Ukrayna ve birçok Doğu Avrupa ülkelerinin şu andaki durumları göz önüne alındığında, biz Rusya'nın tedarikçiliğine karşı kaynakları çeşitlendirmenin hala mühim olduğunu düşünüyoruz.
Türkiye'nin bölgenin enerji merkezi haline gelme ihtimalini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye hali hazırda petrol ve doğalgaz açısından oldukça önemli bir ülke. Tam anlamıyla bir enerji merkezine dönüşmesi için bazı koşullar bulunmaktadır. Bunlardan birincisi, birçok farklı kaynaktan besleniyor olması ve birçok boru hattına sahip olmasıdır; Türkiye şu anda bunu başarmış durumdadır. Diğer koşul ise şeffaflıktır. Bu bağlamda Türkiye'nin iyi konumlandığını ve gerekli piyasa yapısını, altyapısını ve kaynak çeşitliliğini oluşturmaya devam ettiğini ve bunun oldukça önemli olduğunu düşünüyorum.
Türkiye Kuzey Irak petrolünü ve doğalgazını enerji güvenliği ve kaynak çeşitlendirmek açısından hayati olduğunu düşünüyor, fakat ABD'nin bununla ilgili kaygıları var. ABD'nin bu konudaki tutumunu açıklayabilir misiniz?
Öncelikle, Kuzey Irak da dahil olmak üzere, Irak'ın petrol ihracatının Irak'ın ekonomisinin inşasında önemli olduğunu belirtmek gerek. Bu konuda diyebileceğimiz tek şey bütün işleyişin Irak'ın anayasasına bağlı kalınarak yapılması ve Türkiye'nin Irak hükümetiyle ihracatın nasıl yapılacağı ve finansmanın nasıl sağlanacağı konularında ortak çalışması. Temel olarak, biz tüm bu etkileşimleri Irak anayasasına bağlı kalındığı sürece destekleyeceğiz.
Şu andaki durumun Irak anayasası ile uyumsuz olduğunu ve Kuzey Irak yönetiminin bağımsız bir şekilde petrol satışına başladığını biliyorsunuz.
Bağdat ve Erbil yönetimleri arasında bir anlayış olduğunu ve Türkiye'nin de tartışmalara bu boyutta dahil olmasının önemli olduğunu düşünüyorum. Açıkçası, günümüzde bölgenin bir karmaşa içinde olduğu, ABD ve koalisyon güçlerinin IŞİD'e karşı savaşması gibi ciddi sorunların mevcut olduğu bir gerçektir. Rusya'nın da yakın zamanda müdahil oluşu Suriye, Irak, Türkiye ve Iran açısından durumların zorlaşacağını anlamına gelebilir. Dolayısıyla, bu güvenlik sorunlarının çözümünün bu konuda önemli olduğunu düşünüyorum.
ABD'nin Türkiye ve Avrupa Birliği arasında enerji faslının açılmasına dair müzakereler konusundaki tutumu nedir?
Anladığım kadarıyla, herhangi bir enerji faslına dair keskin bir duruşumuz olmayacaktır. Bu konuda ticaret şartlarının daha önemli olduğunu düşünüyoruz. Türkiye'de olduğu gibi, Avrupa'da da sıvılaştırılmış doğalgaz ihracatına dair ilginin yüksek olduğunu söyleyebilirim. Buradaki asıl mesele, bütün bunların serbest ticaret anlaşmasıyla veya bir anlaşma olmaksızın gerçekleşecek olması.
Son yıllarda, Avrupa'da bile pek çok sıvılaştırılmış doğalgaz teslimatı, fiyat farkından dolayı Asya ülkelerine yeniden satıldı. Bu noktada sorunun doğalgazı elde edecek bir piyasanın olup olmamasına bağlı olduğunu düşünüyorum.
Türkiye'nin Rusya'ya olan enerji bağımlılığını azaltmasında, ABD'den ithal edeceği sıvılaştırılmış doğalgaz bir alternatif olabilir. Türk yetkililer ile ABD'den Türkiye'ye sıvılaştırılmış doğalgaz ithalatı konusunda herhangi bir görüşme gerçekleştirdiniz mi?
Geçmişte bu görüşmeleri gerçekleştirmiştik. Öncelikle, ilk sıvılaştırılmış doğalgaz teslimatının önümüzde birkaç ay içinde gerçekleşeceği ve birkaç yıl içerisinde artacağı beklenmektedir. Fakat Türkiye ve diğer ülkeler şunu anlamalılar ki, ABD hükümeti bu teslimatların nereye gerçekleştireceği konusunda henüz kararını kesinleştirmemiştir. Bunlar ticari anlaşmalarla ve serbest ticaret anlaşmasına varılmamış ülkelere ithalat yapmak isteyen firmaların bakanlığımızca lisanslanmasıyla kesinleşecektir.
ABD'ye göre Doğu Akdeniz doğalgaz rezervlerinin dünya marketlerine ulaştırılmasında en ideal senaryo nedir? Türkiye, Yunanistan veya Mısır arasından hangisi hidrokarbon rezervlerinin Avrupa'ya ulaştırılmasında daha etkili olacaktır?
Bunun ticari değerlendirmeler sonucu kesinleştirilebileceğini düşünüyorum. Öncelikle, rezervin kapasitesinin ölçülmesi gerekiyor. İsrail'e ve Kıbrıs'a ait doğalgaz rezervlerinin mevcut olduğunu biliyoruz, ama rezervin tam kapasitesi henüz tespit edilebilmiş değil. Anladığım kadarıyla, şu anda Mısır'da hali hazırda bulunan sıvılaştırılmış doğalgaz tesislerinin kullanılmasına dair girişimler var. Fakat ben birçok güzergahın olabileceğini ve Türkiye'nin bu açıdan konumunun oldukça iyi olduğunu düşünüyorum.
ABD Doğu Akdeniz'de verimli bir üretimi ve gazın etkili aktarımını gerçekleştirecek tüm yaklaşımları destekleyecektir. Bildiğiniz üzere, ABD'li birtakım şirketlerin, başta Noble Energy olmak üzere, bu konuda girişimleri bulunmaktadır. ABD olarak, biz onların bu çabalarını kuvvetli bir şekilde desteklemekteyiz. Kuzeyde Türkiye'nin ve güneyde Mısır'ın bu açıdan iki önemli nokta olduğunu düşünüyoruz ve gaz bu ülkeler üzerinden aktarılırsa, ikisine de gereken desteği sağlarız.
İran'ın dünya enerji piyasasına tam dönüşünden sonra AB'nin güvenilir bir enerji ortağı olacağını düşünüyor musunuz?
İran nükleer anlaşmaya ve buna bağlı yaptırımlara bağlı kaldığı sürece, evet. Fakat İran'a uygulanan ekonomik yaptırımların terörizmi desteklemek gibi pek çok sebebi olduğunu belirtmek isterim. Dolayısıyla, bu güvenilirliğin nükleer meseleler dışındaki başka sebeplerden ötürü her an kaybolabilmesinin muhtemel olduğunu düşünüyorum. Yine de, beklenildiği üzere, İran'ın bu anlaşmaya bağlı kalarak, petrol ithalatını önümüzdeki birkaç yıl içerisinde artıracağını düşünüyorum.