15-18 Ağustos 1969 tarihleri arasında New York yakınlarında düzenlenen ve yarım milyon insanın müzik ve barış için bir araya geldiği festivali anlatan Ang Lee filmi
Taking Woostock / Özgür Woodstock dün gösterime girdi. Fim, ünlü festivali düzenleyen Elliot Tiber'in hikâyesi üzerinden o günleri anlatırken biz de hippileri, Türkiye macerası üzerinden aktaralım istedik. Woodstock'ı efsane haline getiren hippi akımı ya da 'çiçek çocuklar', Amerika'da 1960'lı yıllarda Vietnam Savaşı'na karşı çıkan, geleneksel Amerikan halkına hele de 1950'lerin banliyö yaşamının yarattığı şablona hiç benzemeyen genç kesimi temsil ediyordu. Onlar pasif ve kafası dumanlı bir gençlik hareketinden beklenenden çok daha fazlasını yarattılar. Hippiler, getirdikleri özgürlükçü bakış açısıyla hem 1970'lerdeki birçok gençlik hareketine öncü oldular hem de Amerikan halkının kendi içinde kaynaşmasına hizmet ettiler. Irkçılığa karşı çıkan, cinsel yönelimlerin özgürleşmesini destekleyen ve barıştan, hoşgörüden, tüm dünyanın birlik olmasından bahseden bu renkli hareket, barış şarkılarını söyleyerek dünyaya kafa tutanlardan oluşuyordu. Hippilerin müzikleri, kıyafetleri hatta yaşam tarzları zamanla kapitalizmin elinde kullanıldı ve bitti. Ama yarattıkları farklı ruh hali, bizim ülkemizde bambaşka şekillerde yankı buldu. Gezginlik ve özel mülkiyet reddi uğruna sokaklarda yatan bu acayip gençlere kimileri çok özendi ve katıldı, kimileri uzaydan gelmişler gibi onlardan kaçtı. O yıllarda hafif Batı müziği en çok hippi akımından izler taşıyordu. Ersen ve Dadaşlar, 3 Hür El, Yeliz gibileri şarkılarında barış, özgürlük temalarını kullandılar. Müziklerin yansımaları 26. İstanbul Uluslararası Film Festivali'nde gösterilen Gökçe K. Demirkıran'ın
Müzikte Bir Deney, Anadolurock adlı belgeseline de konu oldu. Çiçek çocukların yerli malı maceraları oldukça farklıydı. 1970'lerde gelip Sirkeci ve çevresinde konaklayan bu gençler basının ilgi odağı olmuştu. Her kesimde, iyi ya da kötü, hippilere tepki göze çarpıyordu.
Hippi kraliçesi Perihan
Perihan Yücel'i hippi kraliçeliğine taşıyan yaşam öyküsü, İzmir'de başlıyor. 16 yaşındayken buradan kaçıp İstanbul'a gelen Perihan, kendini 'hippi kraliçesi' ilan ettikten kısa bir süre sonra bir otel odasında ölü bulunuyor. 'Papatya kız' olarak da anılan Perihan'ın mezarı başında hippi arkadaşlarının yaptığı törende İncil, Tevrat ve Kuran bir arada okunuyor. Yaşam hikâyesi 1970'te Fehmi Tengiz'in yazıp yönettiği Hippi Perihan adlı bir filme konu olan Perihan Yücel'i filmde Feri Cansel canlandırıyor.
Gezginlik ve hippilik
Woodstock'a hippileri taşıyan Vosvosları meraklılarından dinledik. Vosvos- Bir Kaplumbağa Yolculuğu adlı kitabın yazarı Cem Çobanlı anlatıyor: "1969'da Woodstock'ta sahneye çıkan Carlos Santana, bu yıl İstanbul'da verdiği konserde iki parça arasında, 'Ben bir hippiyim, ben hâlâ bir hippiyim,' diye söze başladı. Sonra da klavyeciye dönerek güldü ve parmağıyla boğazına tık tık diye vurarak paranın önemini vurgulayan işareti yaptı. Biz Vosvos kamplarında, o günleri kendimizce canlandırmaya çalışıyoruz ama 68 ruhu öyle Vosvos'a ya da şişeye doldurulacak bir şey değil." Anatolia Vosvos Derneği Başkanı Mustafa Dermanlı ise bu konuda "Keşfetmeyi çok seviyoruz, Vosvosçuların çoğunun asi tarafları var. Bergama'da siyanürle altın aramaya karşı eyleme Vosvoslarla katıldık. İki yıl önce de Amerikan Konsolosluğu'na barış için akın ettik. Biz yol arkadaşımıza belli bir kimlik yüklüyoruz. Gezginlik de bunu ifade ediyor," diyor.
İtiraf ediyorum, hippiyim!
Türkiye'de bir zamanlar, kendilerinin hippi olduğuna inananlar çok! Bu akımdan etkilendiğini ve kendini kaptırdığını itiraf eden ünlüleri röportajlarından ve yazılarından yakaladık.
Peker Açıkalın: "Ben çocuğum olmadan önce çok daha protest, çok daha içe kapanık, zor bir insandım. Üniversite yıllarında da hippiydim. Saçlar uzun, komün hayatı yaşardım." SABAH Gazetesi, 19.02.2005
Kazım Kanat: "Otostopla dünyayı gezmeye çıkarken biraz çiçek çocuğu biraz hippiydim. Paris'te özgürlük rüzgârları esiyordu. Ben de göreyim diye gittiğim Paris'te aç kaldım ve beş parasızdım." SABAH Gazetesi, 14.01.2007
Elif Şafak: "Valla ben basbayağı hippiydim. Tutkuyla, azimle, delice... Hippilik dönemimden geriye hâlâ üzerine titrediğim birçok değer kaldı. Geçenlerde Santana, konserinde çok çarpıcı bir şey söyledi: 'Hippilik, öyle ot içmek, radikal olmak, şekilde farklı olmak değildir. Hippilik aşka hep inanmak demektir.' Tüm dünya ve tüm insanlık aynı çemberin parçası. Bu çemberin dışında kalan tek bir kişi yok. Ve bu çemberin özü, ortası aşk. Hippilik buna inanmak demek." Tempo, Ağustos-2009