AY IŞIĞI/MOONLIGHT
Gösterildiği günden beri ilgi odağı olan ve en iyi film ve yönetmen dahil sekiz dalda Oscar'a aday Ay Işığı/Moonlight temelde Miami sokaklarından bir büyüme hikayesi anlatıyor bize.
Uyuşturucu bağımlısı annesiyle yaşayan Chiron'un çocukluk, ergenlik ve yetişkinlik döneminden kesitler sunan film, dışlanmış bir insanın (cinsel yönelimi nedeniyle) kendi yolunu çizme, gerçekliğiyle yüzleşmesi olarak düşünüldüğünde epey etkileyici.
Filmin bu derece etkileyici olmasının bir sebebi yöntemen Barry Jenkins'in meseleye Chrion'un yaşadıklarını merkeze alarak yaklaşması, ikinsi sebebi ise hikayeyi nasıl anlattığı ile ilgili tercihleri. Aslında basit gibi görünen, kolay işlenebileceği düşünülen bir konuyu, dinamik ve lirik bir anlatımla derinlemesine ele alıyor. Bu noktada Jenkins'in kamerası teknik aygıt olmaktan çıkıyor, dürüstçe bir tanıklığa dönüşüyor. Yüzleşme sahnelerinin bu denli vurucu olması, ki bu filmin de etkisini güçlendiriyor, bu yüzden.
Siyahların yaşadığı ayrımcılık düşünüldüğündü Ay Işığı için 'ötekilerin' dünyasında 'ötekileştirilen' bir insanın yaşadıklarına karşı sessiz isyanı denilebilir.
Ayrıca, üç ayrı oyuncunun Chrion'u oynadığı filmde en iyi performans, ergenliğini canlandıran Ashton Sanders'tan geliyor. Naomie Harris ile Mahershala Ali'nin Oscar adaylığı almasına rağmen Sanders'in oyunculuğunun es geçilmesi açıkçası şaşırtıcı geldi.
Parçalı da olsa geri döndüm
PARÇALANMIŞ/SPLIT
Altıncı His, İşaretler, Ölümsüz, Köy derken M. Night Shyamalan 2000'lerde yeni Hitchcock ilan edilmişti. Ama bu unvanı taşıması zor oldu. Son Hava Bükücü, Dünya: Yeni Bir Başlangıç gibi arka arkaya gelen vasat altı filmlerde yönetmen neredeyse kariyerini sıfırlama noktasına geldi. Umutları da tüketmişti. Ziyaret ve şimdi de Parçalanmış ile Shyamalan iyi bildiği sularda yüzerek eski günlerine dönmeye çalışıyor.
Daha önce pek çok filme konu olan çoklu kişilik bozukluğundan yola çıkan yönetmen, bir bedende 24 kişiliği taşıyan Kevin'ın üç kız öğrenciyi kaçırması üzerinden bir hikaye anlatıyor. İddiası da şu: Bu tür insanlar vücut kimyalarını kontrol ederek insan bedeninin sınırlarını zorlayabilir.
Parçalanmış yönetmenin eski filmlerine göre daha minör bir film olsa da Shyamalan iyi bildiği sularda sağlam kulaçlar atıyor. İyi bir atmosfer kuran, gerilim unsurunu son dakikaya kadar diri tutan, özellikle James McAvoy'un performansıyla sürüklediği film Shyamalan'ın geri dönüş filmi olarak görülebilir. Ama kör göze parmak Hıristiyan propagandası yapması filmin de elini zayıflatıyor.
Neticede karşımızda Altıncı His ya da Köy gibi üst düzey bir film yok. Ama gerilim filmlerini sevenleri tatmin edecek bir yapım var.