Yedi
aydır
Kırgın Çiçekler dizisinde yetiştirme yurdunda kalan ve birbirleriyle adeta kardeş gibi olan Eylül, Cemre, Songül, Kader ve Meral'in hikayesini izliyoruz. Kimi annesi tarafından terkedilmiş, kimi ailesinin kim olduğunu bile bilmiyor, kimi bambaşka bir hayat yaşayıp yetiştirme yurduna gelmek zorunda kalmış... Haliyle hikayenin temelinde bolca dram var.
Kırgın Çiçekler denince izleyicinin ilk aklına gelen bol ağlamalı sahneler... Bir yandan karakterler gözyaşına boğuluyor, diğer yandan ekran başındakiler... Beş kızın arkadaşlığı, yaşadıkları dram ve dayanışmaları herkesin dilinde. Üstelik dizinin başarısı ödüllerle de tescillenmiş halde. En son Engelsiz Yaşam Derneği'nin verdiği Yılın En İyi Dramı ödülüne layık görüldüler. Karakterlere hayat veren beş oyuncunun hikayesi ise dizinin konusu gibi dramatik değil.
Kırgın Çiçekler'in, gerçek çiçekleri gencecik, hayatının baharında ve mutlu... Her genç gibi umutlu, sevinçli, cıvıl cıvıllar. Ama rol aldıkları dizi nedeniyle yedi aydır gözyaşları dinmiyor. Biz de aslında bu kadar çok ağlamadıklarını söyleyen beş ismi farklı bir havaya sokalım istedik. Onları tam da yaşlarına uygun bir ortama götürüp, bol kahkahalı bir sohbet gerçekleştirdik. Meğer
Kırgın Çiçekler'in kızları gülmeye hasretmiş.
- Çok ağlıyorsunuz dizide... Normalde de gözyaşlarınız kolay akar mı?
- Biran Damla Yılmaz: Burcum nedeniyle duygusal biriyim. Ama o kadar da ağlak biri değilim, soğukkanlı olduğum bile söylenebilir. Eylül ve ben çok benziyoruz. Onunla empati kurduğumda role girebiliyorum ve bir anda ağlıyorum.
- Gökçe Akyıldız: Karakterim ağlayan biri değil, güçlü ve sert bir kız. Ben güçlü biriyim ama karakterim kadar sert biri değilim. Çok zor karakterler oynadığımız için bazen biz de o anın içine düşebiliyoruz ve insan olarak böyle anlarda biz de zorlanabiliyoruz.
- Hazar Motan: Bu kadar çok ağlamıyorum. Karakterim çok ağlıyor. Çok iyi konsantre olup, içselleştirdiğim zaman ağlayabiliyorum. O sahneyi ve duyguyu kafamda devamlı düşünüyorum, empati kuruyorum. O zaman ağlıyorum.
- Çağla Irmak: Problemlerini ağlayarak çözen biri değilim. Ama anladım ki ağlamak bir alışkanlık olabiliyor. Dizi nedeniyle ağlamaya başladığımdan beri normal hayatımda da daha çok ağlıyorum. Bir gün sudan bir sebeple ağladım, erkek arkadaşım; "İşi işte bırak" dedi (gülüyor). Karaktere girerken ağlamak ilginç oluyor. Bir refleks oluşuyor bir zaman sonra. İlk başlarda hepimiz zorlanıyorduk aslına bakarsanız. Çünkü "Kayıt" diyor yönetmen ve ağlamamız gerekiyor. Çok zor oluyordu.
- Aleyna Solaker: Dizide çok ağlamıyorum ama son zamanlarda ağladım. Normalde hiç ağlamam. Müzik olunca ağlayabiliyorum. Sahne icabı ağlamam gerektiğinde önceden düşünüp konsantre olamıyorum. "Kayıt" dedikleri an bir şekilde ağlıyorum. Bazı anlar hepimiz çok konstantre oluyoruz birlikte ağlamaya başlıyoruz. Öyle bir an yaşadık ve hepimiz ağlamaya başladık, sahne bitti bizi susturamadılar.
HAYATIMA ŞÜKREDİYORUM
- Dramatik şeyler yaşamış karakterleri oynuyorsunuz. Ama siz böyle dramlar yaşamış genç kızlar değilsiniz. Bu durum sizi nasıl etkiliyor?
- Biran Damla Yılmaz: Sürekli empati kurmak da iyi bir değil. Çünkü ruh halimi etkiliyor, yıpranıyor. Tamamen dozunda yapmak gerekir.
- Çağla Irmak: Oyunculukta iki ayrı teknik vardır ya; bir kendi üzerinden düşünmek, bir de karakterinin üzerinden düşünmek. Ben kendi üzerimden düşünmemeye çalışıyorum çünkü benim karakterimin hikayesinde annesi onu istemiyor. Bunu kendi üzerimden düşününce çok yoruluyorum. Kader'le kendimi bağdaştırmamaya çalışıyorum. Çünkü çok etkilenirim ve içinden çıkılamaz bir hale döner benim için.
- Gökçe Akyıldız: Biz de insan olarak normalde hiç acı çekmemiş, üzüntü yaşamamış olmadığımız için bu karakterlere uzak değiliz. Ama Songül olarak yaşadığım travmatik bir durum, bir sonraki Songül karakterinde sonuç oluyor. Songül'ü yükseltmem için yaşadığı travmatik durum beni bir sonraki sahne için yükseltiyor.
- Hazar Motan: Bu karakteri görüp hayatıma şükrediyorum. Hatta diğer karakterleri de görünce hayatıma şükrediyorum.
- Aleyna Solaker: Ben de haline şükredenlerdendim. Bu arada değer yargılarımın çoğaldığını düşünüyorum. Anneme, aileme, arkadaşlarıma, sahip olduğum her şeye daha çok önem veriyorum.
ARAMIZDA GÖNÜL BAĞI VAR
- Sizde de oldu mu böyle bir şey?
- Hazar Motan: Çoğu sahnemden sonra eve gidip anneme sarılarak, kokusunu içime çeke çeke uyuyorum.
- Çağla Irmak: Özellikle anne konusunda hassaslaştık hepimiz.
- Dizideki arkadaşlığınız gündelik hayatınıza yansıdı mı?
- Gökçe Akyıldız: Aile olduk. Haftanın beş günü birlikteyiz, sabah sekizde başlıyoruz güne, 18 saat bir aradayız. İnanılmaz olgunuz birbirimize karşı. Belki bu olgunluğu dışarıdaki ilişkilerimize yansıtamıyoruz ama birbirimize karşı toleransımız çok yüksek. Kötü olduğum bir gün, hepsi beni idare ediyor. Bir sonraki gün "Ben ne yaptım?" deyip özür diliyorum. Onların da böyle günleri olabiliyor. Biran'la bu durumu çok yaşıyoruz. Onun gergin olduğunu hissettiğimizde hemen uzaklaşıyoruz birbirimizden. Her şey normale dönünce hiçbir şey olmamış gibi devam ediyoruz. Bu olgunluk her ilişkide yakalanabilecek bir şey değil ama biz beş kız arasında çok önemli bir gönül bağı var.
- Aleyna Solaker: Repolarda birbirimizi çok özlüyoruz. Grubumuz var, sürekli mesaj atıyoruz birbirimize.
- Derler ki kız kıza pek geçinilemez?
- Gökçe Akyıldız: Bu bizim için geçerli değil. Biz aile gibiyiz.
- Çağla Irmak: Bazı günler çok gıcık olabiliyorum. Önceden uyarıyorum, "Bugün böyleyim, biraz zaman tanıyın" diyorum. Zaten seyirci de bu beş kızın arkadaşlığını çok beğeniyor. Bunun sebebi bizim bu kadar iyi arkadaş olup, bunu yansıtabilmemiz. Zaten eski arkadaşlarımdan görüştüğüm pek kalmadı. Bir sıkıntım olduğunda, Hazar'ı, Gökçe'yi, Aleyna'yı, Damla'yı arıyorum.
SETİMİZE YETİŞTİRME YURTLARINDA KALAN GENÇLER GELİYOR
- Çok komik bir anınız var mı?
- Çağla Irmak: Bizim kahvaltı sahnelerimiz meşhurdur. Kızlar bir masanın etrafında olur. Gökçe de her daim aç olduğu için, bir keresinde her şeyi yedi. Sahne çekiliyor, o bir yandan ne var, ne yok süpürdü. Bir ara göz göze geldik, mide fesatından gidecek diye korktum. Biz bunu görünce dayanamadık gülmeye başladık, durduramadılar.
- Hazar Motan: Sahne esnasında bir cümleye takılıp, güldüğümüz çok oluyor. Mesela "Bizim tek suçumuz gariban olmak..."
- Aleyna Solaker: Bazen aralarda, karakterlerimizi değiş tokuş edip oyun oynuyoruz. Bu da çok komik geliyor bize. Birbirimizin karakterlerini taklit ediyoruz.
BU DOSTLUK HİÇ BİTMESİN
- Yapım şirketi de sizi gizemli tutuyor sanırım?
- Gökçe Akyıldız: Dikkat ediyoruz tabii. Songül'cüler var, Eylül'cüler var. Çocuklar kendi aralarında
Kırgın Çiçekler'cilik oynuyormuş. Onların hayallerini mahvetmek istemiyoruz. Attığımız tweet'lere, göründüğümüz yerlere, Instagram'daki fotoğraflara dikkat ediyoruz.
- Aleyna Solaker: Ben repo günümde gezer, eğlenirim ama kimsenin görmeyeceği yerlerde ve paylaşımda bulunmam.
- Fanlarınızla aranız nasıl?
- Çağla Irmak: Güneşin Kızları ve
Kırgın Çiçekler'ciler diye ayrılmış durumda gençlik.
- Gökçe Akyıldız: Sınava giriyorum bir mesaj at diyenler var. Gençler bununla yatıp kalkıyor. Sosyal ağlarda epey popüleriz. En çok tweet'lenen arasına giriyoruz.
- Hazar Motan: Konu yetiştirme yurdunda geçtiği için oradan da inanılmaz fan'larımız var. Bizi sık sık yetiştirme yurtlarından ziyarete geliyorlar. Aralarında Songül, Kader, Eylül gibi olanlar var. Bunlar bizi şaşırtıyor. Onlara da motivasyon oldu. Bizimle paylaşıyorlar hislerini; "Benim de annem babam ölmüştü ama siz bu kadar güçlü durunca benim de bir nedenim oluyor." Bizim sayemizde yetiştirme yurdunda kalanlara bağışta bulunanlar oluyor.
- Çağla Irmak: Dizi başladığından biri yetiştirme yurdundan alınan çocuk sayısında artış olduğunu söyleniyor. Bu bizi en çok tatmin eden şey.
- Gökçe Akyıldız: "Bizi yetiştirme yurduna bırakın, oradaki gibi arkadaşlık kurmak istiyoruz" diyenler bile varmış...
- Aleyna Solaker: Benim karakterime çok kızdıkları oluyor. Fotoğraf paylaştığımda, diğer kızlara selam gönderiyorlar. Bizi artık bir bütün olarak görüyorlar.
- Siz kız kardeş gibi hissediyor musunuz?
- Gökçe Akyıldız: Kız kardeş gibi değil de, dostuz gibi hissediyoruz.
- Dizi bittiğinde dostluğunuz devam eder mi?
- Aleyna Çolaker: Kesinlikle görüşürüz.
- Çağla Irmak: Dostluğumuz biterse işte o zaman gerçekten ağlarız.
En komik Aleyna, en sulu gözlü Çağla
- Kim en komik aranızda?
Hepsi: Aleyna.
- Biran Damla Yılmaz: Sete geldiğinde bizi öyle bir yükseltiyor ki; enerjisi hiç bitmiyor.
- Gökçe Akyıldız: Çok değişik bir havası var Aleyna'nın. O sahnede olmadığı zaman, o nerede diye etrafımıza bakıyoruz.
- En alıngan kim?
- Hepsi: Çağla (gülüyorlar)...
- Çağla Irmak: Diyorum ya size bazen gıcık olabiliyorum diye. Bundan söz ediyordum (gülüyor). Anlık ama durumum. Sonra özür diliyorum.
- Gökçe Akyıldız: Ani bir savunma mekanizması var.
- En sinirli kim?
- Hepsi: Pek sinirli biri yok aramızda...
- En sulu gözlü kim?
- Hepsi: Çağla. Ama Kader olarak.
KIZLAR BİRBİRLERİNİ ANLATTI
- Damla nasıl biri?
- Aleyna Solaker: Damla çok eğlenceli biri. Bazen o da uzak kalmak isteyenlerden.
- Gökçe Akyıldız: Damla zor biri. Anlık durumlardan etkilenip, tepki gösterebiliyor. Ama genel olarak çok iyi bir kız. Başka birine sinirlenip bize patlayabilir, hazırlıklıyız (gülüyor). Sonra bunu fark edince özür diler.
- Çağla nasıl biri?
- Aleyna Solaker: Öyle bir yemek yer ki; aç olmasanız da acıkırsınız (gülüyor). Bir o kadar da kalori hesabı yapar.
- Gökçe nasıl biri?
- Aleyna Solaker: Gökçe'nin bir duvarı var ve sevdiklerine açar sadece kendini. Bu o kadar güzel bir şey ki; onun bu durumuna hayranım. Gökçe kişiliğiyle hayran olduğum insanlardan.
- Çağla Irmak: Taviz vermez Gökçe. Dizideki karakterine benzer yani. Ama onun kadar asabi değil. Songül fazla hızlı tepki verir, Gökçe tartar.
- Hazar nasıl biri?
- Aleyna Solaker: O bir lady. Duruşu, hali, tavrı çok asildir. Ağırdır. Öyle bir iç tarafı da var ki; çok eğlencelidir.
- Gökçe Akyıldız: Hepimizin arasında en doğru düşünebilen kişidir. Hazar'a gidip akıl sorarız. Abla gibidir. Hayat dersleri verir bize. O bizim değerlimiz.
- Aleyna peki?
- Çağla Irmak: O benim hayatımda gördüğüm en komik insan. Çok iyi kalpli, temiz düşünen, toz pembe bir dünyası var onun.
- Gökçe Akyıldız: Şeffaf bir kız. İlk set gününden beri değişmedi. İçi dışı bir. Böyle bir dönemde böyle bir arkadaş bulmak çok zor.
KİM KİMDİR?
HAZAR MOTAN: Kırgın Çiçekler'in Cemre'si Hazar Motan 1990 yılında, Ankara'da doğmuş. Annesi yönetmen olduğu için çocukluğu setlerde geçen Motan, hep oyuncu olmak istemiş.
ÇAĞLA IRMAK: Doğduğu gün anne ve babası tarafından terk edilen bir kızı canlandıran Çağla Irmak 1997 Ankara doğumlu. Oyuncu olan annesi hayatı boyunca idolü olmuş... Onun izinden gitmek en büyük amacı.
GÖK ÇE AKYILDIZ : Dizinin belki de en farklı karakterlerinden biri olan Songül'ü canlandıran Gökçe Akyıldız, yıllardır oyunculuk yapıyor. 1992 Sinop doğumlu Yıldız, bugüne kadar okulla birlikte yürüttüğü oyunculuğu artık tam zamanlı meslek olarak görüyor.
BİRAN DAMLA YILMAZ: Dizide üvey babası tarafından tacize uğrayan Eylül karakterini canlandıran Damla Yılmaz 1997 İstanbul doğumlu. Kendisinin de bir üvey babası olduğunu söyleyen Yılmaz, karakterinin canlandırırken birçok sahnede çok üzüldüğünü söylüyor.
ALEYNA SOLAKER: Dizide, gayrımeşru olduğu için yetimhaneye bırakılan Meral karakterini canlandıran Aleyna Solaker, 1994 İstanbul doğumlu ve dizinin en çok konuşulan isimlerinden.