Kaburga kırıklarının; trafik kazaları, iş kazaları, spor ve ev içi kazalarında sık görülen bir durum olduğunu belirten Medical Park Antalya Hastane Kompleksi Göğüs Cerrahisi Bölümü'nden Op. Dr. A. Bülent Kargı, "Göğüs bölgesinde olan travmaların yüzde 40'ında kaburga kırıkları görülür. Kaburga kırığı olması travmanın şiddetinin ve ciddiyetinin bir göstergesidir. Göğüs bölgesini etkileyen çarpma, düşme, sıkışma, darp gibi bir durumdan sonra, hareketle ve nefes almakla artan ağrı, dokunmakla hassasiyet ve çıtırdama sesi varlığında kaburga kırığından şüphelenilir. Özellikle kemiklerin daha kırılgan olduğu yaşlılarda, ufak çarpmalar hatta öksürük ve hapşırıklardan sonra bile görülebilir" dedi
RÖNTGENDE GÖRÜLMEYEBİLİR
Göğüs bölgesi röntgeninin büyük oranda tanı koydurucu olduğunu belirten Kargı şunları söyledi: "Kaburga kırıklarının bir kısmı röntgende görülmeyebilir. Gene de akciğere verebileceği hasarın tayini için röntgen çekilmesi gereklidir. Gerektiğinde tomografi ve ultrason da kullanılabilir. Bazı hastalarda travmanın hemen ardından sıcağı sıcağına şikâyetler görülmeyebilir. Ağrılar, birkaç gün sonra şiddetlenebilir. Bazen de ilk çekilen röntgenlerde kırık görülmezken, hasta hareketleri ile birkaç gün sonra hasar ortaya çıkabilir. Hastayı 3-4 gün sonra tekrar kontrol etmek gerekir."
Kaburga tedavi yöntemleri
Göğüs kafesi kırıklarının tedavisi, ameliyat ve sonraki süreç hakkında bilgi veren Op. Dr Kargı, şu bilgiler verdi: "
Tedavi: Tedavide ağrının kesilmesi ilk amaçtır. Ağrı kesici ve kas gevşeticiler verilerek zamanla kaynaması beklenir. Çoğunlukla kendiliğinden iyileşir. Bu süre hastanın yaşına, cinsiyetine ve ek hastalıklarına göre değişir. Kaburgaların hareketlerinin bandaj veya sargı gibi şeylerle kısıtlanması, nefes almayı zorlaştırdığı için istenmez. Kuvvetli ağrı kesiciler ve kas gevşeticiler kullanılmalıdır. Ancak yeterli iyileşme olmaz, ağrılar devam ederse, lokal anestezik ile direkt sinir blokajı yapılmalıdır. Deneyimli göğüs cerrahlarının yapacağı bu tedavi ile yalnızca ağrıyan bölgeye ilaç verilmiş, diğer yan etkilerden korunmuş olur. Kırıkların büyük çoğunluğunda cerrahi müdahale olmadan iyileşir. Her solunumla hareketli kısımları olması sebebiyle sabitlenmesi zordur. Bu durum iyileşmeyi geciktirir.
Ameliyat: Bazı durumlarda kaburga kırığı ameliyat ile tedavi edilmelidir. Bu durumlar;
1. Yelken göğüs: Hayatı tehdit eden acil bir durumdur. En az iki kaburganın iki yerinden kırılması ile her solunumda kırık kısmın ayrı hareket etmesi şeklinde olur. Hareketli kısım her solunumla şiddetli ağrıya sebep olurken bir yanda da alttaki göğüs içi organların yaralanmasına yol açar. Hastanın uyutularak solunum cihazına bağlanması hayat kurtarıcı tedavidir. Uygun olgularda ameliyatla kırık kaburgaları sabitleme tedavi seçeneğidir.
2. Göğüs duvarında içeriye hava giren açık yara oluşması
3. Ağrı kesicilere dirençli inatçı ağrı. Önce standart ağrı kesiciler, bunlar yetmezse iğne ile blokaj yapılır. Ağrı devam ederse özellikle yan taraflardaki kırıklarda ameliyatla tamirgerekli olabilir.
4. Başka sebepler için ameliyat gereği. (Kürek kemiği, köprücük kemiği kırıkları veya akciğer yaralanmaları) durumunda hasta uyutulmuşken kaburgalar da sabitlenir.
5. Uçları ayrık kaburga kırıkları; kronik ağrıya, göğüs kafesinde şekil bozukluğuna ve sürekli akciğere batma tehlikesiyle karşı karşıyadır.
Ameliyat teknikleri: genel anestezi altında, göğüs boşluğuna girmeden kırılmış kaburgaların vücuda uyumlu malzemelerle sabitlenmesi operasyonudur. Bu operasyonları uygulanan kişilerde ağrıda daha erken azalma ve günlük hayata dönüş süresinde kısalma görülmüştür. Sternum (iman tahtası) kemiği kırıklarına genellikle kaburga kırıkları eşlik etmez. Kaburga kırığına göre daha az ağrılıdır. Korse verilir ve bazı hareketler kısıtlanır. Bu tedavilere rağmen düzelme olmuyorsa ameliyatla tespit o zaman ele alınmalıdır.