Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SEVİLAY YAZIYOR SEVİLAY YÜKSELİR

Erdoğan bir şartla Cumhurbaşkanı olabilir

Cumhurbaşkanı tartışması sürüyor. Hem iktidar cephesinde hem de muhalefet kesiminde. İktidarın en favori adayının Başbakan Erdoğan olduğunu bir lokma çocuk dahi biliyor artık. Gerçi Başbakan son açıklamalarıyla kafaları epeyce karıştırdı ama şahsen ben adaylığı konusunda hâlâ bir önceki yazımdaki noktadayım. O gün epeyce geri dönüş aldım. Gelen tepkilerin çoğu Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı adayı olması noktasındaki çekincelerle alakalıydı. Ona oy veren büyük kesim Köşk'e çıkmasını pek arzu etmiyor. 3 dönem kuralının değiştirilip Erdoğan'ın koltuğunda oturması gerektiğine inanılıyor. Böyle düşünülmesinin nedeni son dönemde yaşadığımız olaylar.
Erdoğan gönüllüleri onun Köşk'e çıkması halinde paralellerle mücadelenin sekteye uğrayacağını ve hatta sakalsız ve çetesinin yeniden güç kazanacağına inanıyor. Kısmen benim de katıldığım bu görüşün AKP tabanında yaygın olduğunu söylemem gerekiyor. Ben de ne yazık ki bu coğrafyada mevcut siyasiler arasında paralel devletle kararlılıkla ve radikal bir biçimde mücadele edebilecek tek bir adam olduğuna inanıyorum; o da evet Recep Tayyip Erdoğan! Ancak Köşk'e çıkması halinde bu mücadeleyi yarım bırakacağına inanmıyorum. O bu mücadeleyi bırakmaz! Ben ona eminim ama yetkisiz biçimde oturacağı Köşk koltuğunda mevcut yasalar elini kolunu bağlayacağından Başbakan'ın mücadeleden mecburen uzaklaşması yönünde çekince duyuyorum. O nedenle de eğer çıkacaksa -ki bana göre çıkmalıdır, çünkü bu koltuk onun hakkıdır artıktam donanımlı yetkiye sahip çıkmalıdır.
Ha deniliyor ki mevcut yasalar bunu mümkün kılmıyor. Bu konuda çok enteresan görüşler var. Mesela Anayasa Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Burhan Kuzu, cumhurbaşkanı olan kişinin mevcut yetkilerini kullanması halinde Türkiye'de yarı başkanlık olmasa da ona yakın bir dönemin başlayacağını söylüyor. 80 darbesinin Cumhurbaşkanı Kenan Evren'e kıyak olsun diye 1982'de yazılan anayasamıza göre; "Cumhurbaşkanı isterse TBMM'yi toplantıya çağırabilir. İstediği zaman TBMM'yi feshedip yeni seçimlere gidebilir. Bakanlar Kurulu'na başkanlık eder ve isterse Genelkurmay Başkanı'nı atayabilir ve isterse kimseye danışmadan sormadan ülkede sıkı yönetim bile ilan edebilir."
Belki çoğumuz Cumhurbaşkanı'nın bu yetkilere sahip olduğunun farkında değiliz ama yasalarımız bunu diyor. Ama ben bu yetkilerin paralel devletle, mücadelede yeterli olduğuna inanmıyorum. Başbakan Köşk'e çıkacaksa daha fazla yetki sahibi olmalıdır. Muhakkak yerine gelecek Başbakan'ın da mücadelede aynı kararlılığı gösterecek bir siyasi olacağına dikkat edecek ve partisini bu yönde tercih kullanması konusunda yönlendirecektir ama ben yine de kim olursa olsun, paralel devletle mücadelede Başbakan gibi kararlılık gösterebileceğine inanmıyorum.
Biliyorum böyle yorumlar yaptığım için alınanlar oluyor bana ama ne yapayım gerçek bu. Biz bu gerçeği 17 Aralık -30 Mart arası dönemde gördük. Kim vardı Başbakan'dan başka sakalsız ve çetesinin ahlaksızlıklarına, alçaklıklarına karşı savaşan? İkbal derdine düşenlerin halleri ortadaydı. Başbakan miting meydanlarında "inlerinize gireceğiz sizin, inlerinize" şeklinde bangır bangır bağırırken onlar hâlâ Sakalsız ve çetesine el altından selam gönderiyordu. Diyeceğim o ki; Başbakan Köşk'e çıkabilir. Çıkabilir ama çıkmadan evvel paralel çeteyle mücadelenin aynı biçimde ve kararlılıkla devam etmesi yönünde bir garanti vermesi lazım bize.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA