Anlaşılan o ki biz bir türlü huzurlu bir ortama kavuşamayacağız ve her gün yeni bir olay, yeni bir krizle boğuşup duracağız. Sakinleşmemiz, birbirimizi sevmesek de saygı duyup, tahammül göstermemiz mümkün olamayacak. Kamplaştık, sıklaştık ve artık her birimiz maç seyreder halde tribünde yaşamaya başladık. Sloganlar sert, agresif ve bir o kadar da karşı tarafı tahrik edici. Bu işin sonu nereye gider bilemem ama ben artık bu ülkede bir arada yaşarken birlikte olmanın kriterlerini yerine getiren bir toplumun oluşabileceğine inanmıyorum. Toplum bölük pörçük. Keşke 'kerli ferli insanlar' şeklinde tanımlanan kişiler bu cinnet getirme hallerimizin önüne geçmek için azıcık bi çaba sarfetse. Mesela siyasiler. Ya da akademisyenler. Ya da kamuoyunun yakından tanıdığı bildiği sanatçılar, işadamları veya spor insanları. Girseler topa. Ve memleketteki bu öfke patlamasının önüne geçmeye çalışsa...
"Ne değişir?" falan dememek lazım. Çok şey değişir inanın. Freni patlamış bir kamyon gibi yokuş aşağı sürüklenen yalnız ama bu güzel ülkenin sonunun bir hüsranla bitmesinin önüne geçilir. Çok krizler yaşadık. Çok defalar kaos gördü bu ülke ama ilk kez böylesi bir süreç yaşıyoruz. Kavga hiç bitmiyor. Sanki Türkiye koca bir boks ringi ve herkes-hepimiz de boks maçındayız. Yumruk atan atana. Az kalmıştı evet. Kıyısından döndük ama Allah'tan birbirimizi bu yumruklama aşkı henüz sokağa yansımadı. Şimdilik son sürat sanal ortamda, sosyal medyada devam ediyor. Ve maalesef kimse kimseye 'ya bi sakin ol' falan da demiyor.
Bu uzun girizgahla lafı nereye getireceğimi tahmin etmişsinizdir umarım.
Konu; Twitter!
Mahkeme kararıyla Türkiye'den girişi yasaklandı. Değişik giriş formülleri olduğu için girebilen yine giriyor ama zaten ben çok kısa bir zamanda yeniden açılacağına eminim. Olması gereken de bu zaten. Orası gerçekten de bana göre insanların özgürce duygu ve düşüncelerini seslendirebilecekleri mecra. Facebook'da öyle. Aslında doğru ve hedefine uygun kullanıldığında modern toplumlarda insanların birbiriyle iletişimini güçlendiren ucuz ve kolay bir yol. Ama tabii biz bunu beceremiyoruz. Eleştiriye asla karşı değilim. Başım gözüm üzerine. Ancak bazı insanlar o kadar şuursuz ve o kadar pespaye bir karaktere sahip ki eleştirmiyor küfrediyor. Hakaret ediyor, iftira atıyor ve aklına geldiğini saydırıp duruyor. Ben aslında bir Twitterzedeyim. Çok ama çok ağır küfürlere, hakaretlere, tehditlere ve iftiralara maruz kalıyorum. İnanın bi kaç tanesini şurada yazmaya kalksam insan olan okurken utanır ve yerin dibine girer. Tabii bu iğrenç mahlukların hedefinde olan sadece ben de değilim. Kim ki kamuoyu önünde, hemen herkesin başının belası bu iğrenç tipler. Zavallı tipler. Ve bunlar o kadar fazla ki binlerce, on binlerce demem abartı olmaz. Bundan birkaç ay evvel avukatım sırf örnek olsun diye en ağırlarından bazılarını seçip savcılığa suç duyurusunda bulundu. Peki n'oldu? Koca bir hiç! Çünkü Twitter'ın merkezi bu tipleri koruyor kolluyor. Mahkemelerin sizi haklı bulmasına rağmen suçlu bulunan adreslere işlem uygulamıyor. Yani mahkeme kararları hiçe sayılıyor. O adresteki kişi aynı biçimde ahlaksızlığa devam ediyor. Aynı tipler Facebook'da da var. Ama Facebook Türkiye Devleti ile bu yönde bir ortak çalışması olduğundan orasıyla ilgili yaptığınız bir şikayette eğer haklıysanız mahkeme kararını uyguluyor ve o kişinin adresini kapatıyor.
Neyse... Türkiye mahkemelerinin başlattığı girişim sonucu Twitter sadede geldi ve Türkiye Devleti ile işbirliği yapmayı kabul etti sonunda. Twitter'a tamamen girişin yasaklanmasının kesinlikle karşısındayım ama Türkiye'nin o ağız dolusu hakaret ve küfürlerle, iftira ve böhtenlerle önüne gelene saldırmayı iş edinen müptezellerin teslimiyetinden kurtarmak için başlattığı girişimi de destekliyorum. Aklı başında olan herkes de desteklemeli. Ya adam gibi efendi efendi kullanacağız o mecrayı ya da kullanmayacağız! Unutmayalım ki Türkiye bir Muz Cumhuriyeti değil ve kontrolü tamamen ABD'den olan sosyal bir ağın suç işleme merkezine dönüştürülmesine de izin veremez. Bu bu kadar nettir.