Star Gazetesi dün manşetinden yine güzel bir iş çıkardı. Habere göre paralel çete terör faaliyeti kapsamında, aralarında valilerin, belediye başkanlarının, parti merkezleri ile polis ve yargıçların da bulunduğu 148 bin kişiyi dinlemiş. Şaşırmadık tabii. Hiç yadsımadık. Çünkü biliyoruz ki bu adamların işi gücü bu. Dinle, röntgenle, kaydet ve daha sonra gerek duyarsan elindekilerle şantaj yap! Adamlar o kadar profesyonel bir yol izlemiş ki bir dönem emniyet istihbaratının başındaki emniyetçiler bile farkına varamamış dinlendiğinin. Emin Aslan mesela ya da Sabri Uzun.
Bilmiyorum inceleme fırsatı bulabildiniz mi son dinleme listesini ama çok ilginç bir durum var. Aslına bakarsanız ben de bu durumun farkına yine bu paralel çetenin mağdur ettiği isimlerden olan bir haber kaynağım uyardığında varabildim. Bazı isimleri ikamet ettiği şehirde dinlememiş bu namussuzlar. Mesela 'organize suç örgütü' kapsamında dinledikleri Iğdır'daki Emniyet Müdürü Ertan Çağlar'ı İstanbul'dan dinlemişler. Tıpkı Şırnak Emniyet Müdürlüğü'nde görevli Emniyet Amiri Ali Saraç'ta olduğu gibi.
Emniyetçi kaynağım diyor ki; "Böyle bir yol izlemelerinin tek nedeni sızmaya tedbir almak. Örneğin emniyetçiler Emin Aslan ve Sabri Uzun Ankara'da ikamet ediyor ama adamlar bu kişilerin Ankara Emniyeti'ndeki güçlü bağlantıları dolayısıyla, dinlendiklerini haber alma olasılığına karşı İstanbul'dan dinliyorlar. Şırnak'ta görev yapan cabbar bir emniyetçinin Şırnak'ta dinlenmesi halinde bunu mesai arkadaşlarının haber verme ihtimaline karşı onu bile İstanbul'dan dinliyorlar."
Tabii dün yayımlanan listedeki tek tuhaf durum bu değil. Yine kaynağım uyarınca farkına vardım ki bunlar kendi adamlarını da dinlemiş, pür dikkat. Mesela bir dönem Ankara Emniyeti'nde Özel Kalem İdari Büro Amiri olan Mehmet Akif Eker. Bu ismi ben yakından biliyorum zira kısa süre önce eski Ankara Emniyet Müdürü Orhan Özdemir ve Özel Kalem Müdürü Ömer Zeren'e kurulan kumpas için düzenlenen belgede onun da adı geçiyordu. Hatırlarsanız SABAH'ın manşetinden verilen haberde, Özdemir'in Ankara Emniyet Müdürü olduğu dönemde İstihbarat'tan sorumlu İl Emniyet Müdür Yardımcısı olan Muharrem Durmaz, Savcı Cemil Tuğtekin'e gönderdiği belgede kurulan kumpası aktarmıştı.
İstanbul Üniversitesi Adli Bilimler ve Grafoloji Uzmanı Öğretim Görevlisi Şahin İplikçi tarafından hazırlanan bilirkişi raporuyla da ispatlanan o rapora göre Durmaz, Savcı Tuğtekin'e aynen şu cümleleri yazmıştı; "Geçen hafta hâkim arkadaş aradı, bir araya geldiğimizde (Ankara) Emniyet Müdürü Orhan Özdemir'le ilgili evrak üretilmesi için bazı stratejiler üzerinde tartışmıştık. Bununla ilgili İstihbarat Şube Müdürlüğü'ndeki yetkili personelimizle ve dairemizdeki mesai arkadaşlarımla aşağıda açıklayacağım planı uygun görürseniz icraata geçiyoruz. Farklı görüşünüz olursa kurye olarak gönderdiğim arkadaşla bana not iletebilirsiniz. Telefonda değil, malum benzin istasyonunun kafeteryasında görüşelim."
İşte o belgenin sonradan sumen altı edilmesi, tahrif edilmesi gibi işlemlerde adı geçen şahıstır Mehmet Akif Eker. İddiaya göre cemaatçi yani paralel yapının hizmetkârıdır. Diyeceğim o ki; "Eker'i bile dinlemişler!" Kaynağıma göre sadece o değil başkaları da var kendilerine bağlı olup dinledikleri. Kaynağım "Bunun nedeni 'acaba bizim adamlar sağlam mı' endişesi" diyor. "Yani kritik görev verdikleri adamlar acaba paralel yapının ilkelerine ve teknik birtakım uygulamalarına riayet ediyor mu? Adam ketum mu? Güvenilir mi? Tüm bunları test için böyle bir yöntem izlemişler" diyor.
Bunları öğrenince tabii ister istemez şu soru geldi aklıma: 'Acaba' diyorum... 'Acaba bugün bu karanlık yapının çözülememesi, hâlâ birilerinin ahmaklık yapıp Pensilvanya'daki emekli vaizin peşinden gitmesinin nedeni bu dinlemeler olabilir mi?' Belli ki bunlar yıllardır yaptıkları bu dinlemelerden elde ettikleri kayıtlar sayesinde hem kendinden olmayanlara, hem de kendinden olanlara şantajı sürdürüyor.