Hüseyin Çelik'i derinlemesine değil ancak yüzeysel olarak yorum yapacak kadar tanırım.
Sevecen, akıllı ve dış dünyasıyla kurduğu iletişimde son derece başarılı, meraklı ve araştırmacı bir kişiliğe sahiptir. Bu yönden dolayı olsa gerek akademik olarak doçentlik unvanına kadar yükselmiştir.
Ancak siyasete girmeseydi kariyerinde daha epeyce bir yol alacağına, yükseleceğine inandığım Hüseyin Çelik, geçenlerde sahip olduğu o derin entelektüelliğe ve eğitime yakışamayan skandal bir açıklamaya imza attı.
Suriye'deki iç savaşta Baas Rejimi'nin temsilcisi olan diktatör Esed'e destek veren CHP'yi bu tavrından dolayı eleştireyim derken, kalktı işin içine Kemal Kılıçdaroğlu'nun köklerini, Esed'le olan kan bağını filan karıştırdı.
Hüseyin Çelik gibi aklı başında sandığım bir siyasiden, bu türden ifadeleri duymak beni iki nedenden dolayı hem çok şaşırttı, hem de çok üzdü.
Birincisi, onun gibi eğitimi son derece köklü bir siyasinin "Arap Alevisi" diye bilinen ama incelendiğinde Türkiye'deki Alevilikle filan alakası olmayan Suriye'deki Nusayrilerle, Türkiye'deki Alevilerin aynı kandan olduğunu filan söylemesiydi. (Hz. Muhammed'i peygamber, Hz. Ali'yi Allah kabul edip, Kuran-ı Kerim'i bile reddeden Nusayri'lere dair en güzel yazıyı kaleme alan işin uzmanı Murat Bardakçı'nın Habertürk'te iki gün önce yazmış olduğu makaleyi okumanızı şiddetle tavsiye ederim!)
İkincisi ise, böylesine önemli uluslararası bir meseleyi kışkırtıcı bir üslupla "mezhepçiliğe" bağlayarak, bu ülkedeki bütün Alevilere kaldıramayacakları, yüklenemeyecekleri nahoş bir mesaj vermesiydi.
Sormak isterim şimdi kendisine...
Yakıştı mı yani bu üslup, bu ifadeler AK Parti'nin dillerden düşmeyen Türkiye'nin birlik ve beraberliğiyle ilgili güzel bir mesaj veren, 2011 genel seçimleri için yaptırdığı "Haydi Bir Daha" nakaratlı "Aynı" adlı o güzelim seçim şarkısına?
Nasıl aynı olabiliriz ki biz bu durumda?
Dünyayı ikiye bölen bir iç savaşa dair konuşurken bile birilerinin köküne, kökenine vurgu yaparak mı?
O kök, soy sahibi insanlara bir kez daha, "Pardon ama biz aynı değiliz kardeşim!" diyerek mi?
Ayrıca CHP'nin Esed'e verdiği desteğin arkasında neden sadece Kılıçdaroğlu'nun kanı, soyu, sopu malzeme oluyor ki?
Koskoca CHP böylesine önemli bir konuda Kılıçdaroğlu'nun kan bağıyla hareket ettiği o fani duygularına göre mi şekil alıyor bu savaşta?
Sayın Çelik bilmiyor mu, Baas'çılara verilen bu desteğin arkasında dış politikadan zerre çakmayan Kılıçdaroğlu'nun en ufacık bir hükmünün olmadığını! Aksine onu bu yönde tavır almaya yönlendirenlerin Alevilikle uzaktan yakından alakası olmayan eski monşerler Faruk Loğoğlu, Osman Korutürk'ler olduğunu!
Onların derdini de biliyoruz.
Yatırım yapıyorlar akıllarınca.
"Olur da hani Baas'çılar iktidarda kalmaya devam ederse ileride madden ve manen bu işten nemalanırız!" diyorlar.
Peki fotoğraf bu kadar netken! Yani her şey ayan beyan ortadayken, meseleyi Kılıçdaroğlu üzerinden Alevilere, Aleviciliğe bağlamak, alenen ayrımcılık yapmak, biraz ayıp olmuyor mu Sayın okurlar?