Süheyl Batum dünkü açıklamasında bütün partililerini şoka sokacak bir laf kaçırdı ağzından. Gizli kasetle ilgili son dönem yaşananları yorumlarken isim vermeden Deniz Baykal'ı genel başkanlık koltuğundan eden gizli kasete vurgu yaptı ve dedi ki; "Bir partiyi çökertmeye yönelik bir plan yaptıysan da tek tek onun hakkında da kasetler, görüntüler çıkarırsın. CHP için de yapmak istediler bunu zamanında.
Kullanacaklarını biz biliyorduk. Nitekim kullandılar."
Tabii Batum'un bunu söylemesindeki tek gaye kaset skandallarının ardındaki gücün aslında AKP olduğunu iddia etmekti. Ona göre Baykal'a düzenlenmiş olan komplonun tek bir amacı vardı, o da CHP'yi derinden sarsmak!
Peki öyle mi oldu gerçekten?
Doğru! CHP derinden sarsıldı. İyi ama bu sarsıntıdan kim ya da kimler nemalandı?
AKP'liler mi yoksa Baykal'la bir yol alınamayacağını sonunda idrak eden, onun genel başkanlığında iktidara oynamanın imkânsız olduğunu düşünen malum derin güçler mi?
Doğru olup olmadığına karar vermek için lütfen o kasetin internete verildiği tarihleri hatırlayın.
Bir seçim falan var mıydı yakın gelecekte?
Hayır yoktu! Sadece o kasetin Kanada'dan internete verildiği tarihte, yani 7 Mayıs gecesinden tamı tamına 15 gün sonra, yani 22 Mayıs'ta CHP'nin büyük kurultayı vardı. Olay çok netti yani!
Bal gibi de belliydi ki o tuzağı kuranların niyeti koltuğundan bir türlü vazgeçmeyen Baykal'ı söz konusu kasetle rezil edip, bir şekilde koltuğunu bırakmasını sağlamaktı!
Sağladılar mı? Tabii ki!
Peki sonra ne oldu? Çok ilginç şeyler...
Mesela o tarihlerde adı Demokrat Parti ve MHP'nin Genel Başkanlığı'na geçen Süheyl Batum "zırt" diye CHP'nin tepesinde bir yerlere oturdu. O güne kadar genel başkanlık falan düşünmeyen Kılıçdaroğlu birkaç saat içinde aday yapıldı. Sonra enteresan enteresan tipler doluştu parti meclisine.
Falan filan...
Tuzak sonrası kaybeden elbette Baykal oldu ama kazanan da katiyen AKP olmadı!
Peki kim kazandı? Ya da kimler Baykal'a kurulan tuzaktan nemalandı?
Cevabı çok net aslında bu sorunun!
Elbette ki o güne kadar partinin kapısından, "Sağcı! Faşist zihniyetli! Ulusalcı!" filan diye içeri dahi sokulmayan ancak bugün meydanlarda rastgele esip gürleyen bazı tipler!
Yani Baykal'a kurulan o tuzağın kaymağını bir güzel yiyip de, bir de utanmadan kalkıp, "O komplonun arkasında AKP vardı" diyenler...
Ha unutmadan bir noktaya daha dikkatinizi çekeceğim.
Dün Baykal'ın en yakın kurmaylarından birini yakaladım telefonda.
"Önceden haberiniz olmuş kasetten!" dedim.
O da, "Şahsen benim haberim yoktu. Ben de o gece bütün kamuoyuyla birlikte öğrendim" şeklinde cevap verdi. Ve sonra da çok önemli bir detayın altını çizdi: "Yoktu ama diyelim ki vardı. Bu gayet normal bir durum. Sonuçta Baykal'a en yakın olanlardan biri bendim. Ancak Sayın Süheyl Batum'un, 'Kasetten haberim vardı ve kullanacaklarını biliyorduk' demesi hiç normal değil! Çünkü o tarihlerde kendisi henüz CHP çatısı altında bile değildi! Benim adıma kendisine şu suali sorar mısınız lütfen:
'Hoca, Baykal'ın en yakın kurmayının bile habersiz olduğu kasetten peki siz nasıl haberdardınız?"