Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SEVİLAY YAZIYOR SEVİLAY YÜKSELİR

"MİT'e çalışmak kötü bir şey değil ki!"

MİT ve gazeteciler arasındaki ilişkilerin tartışılmasına tanık oluruz. Ve bu tartışmaların bir türlü sonuca varamadığına da... Geçen haftaya damgasını vuran tartışmaların başında yine bu konu vardı.
Yani, MİT'e çalışan gazeteciler.
Tekrardı aslında ama sonuçta yine de Ergun Babahan'ın Taraf gazetesine verdiği söyleşide Fatih Altaylı, Fatih Çekirge, Tuncay Özkan gibi Türk basınının çok önemli mevzilerinde kilit rol oynamış bazı kalemleri ajanlıkla suçlaması gündeme bomba gibi düştü.
Ucu bucağı olmayan, kimin doğruyu söylediği, kimin söylemediği bir türlü anlaşılamayan bu bildik tartışmada her zamanki gibi taraflar birbirini yaylım ateşine tuttu.
Yok, "Senin kod adın Siyah'tı. Yok senin ki de Kırmızı'ydı. Hayır patlıcandı. Veya morumsu bir şeydi!" suçlamaları sonunda mahalle kavgasını aratmayacak düzeye indi ve iş şirazesinden çıkıp Babahan ile Altaylı arasında karşılıklı yazışmalarla ağıza alınmayacak hakaretlere dönüştü.
Bu kadarla da kalmadı tabii. Ergenekon Davası kapsamında tutuklu bulunan Tuncay Özkan taa Silivri'den konuya müdahil olup o da hakkında ki MİT ajanı gazeteci iddialarına okkalı bir cevap verdi.
Neyse... Uzatmayayım...
Çünkü benim bugün bu konuyu kaleme alış niyetim tam ortalık durulmuşken polemiğe alakasız bir yerinden dahil olup tarafları yeniden kışkırtmak falan değil, aksine bu kısır tartışmaya başka bir yerinden bakıp yeni bir cephe açmak.
Gazetecilerin arasında, "Bir gazeteci MİT'e ya da başka bir istihbarat birimine bilgi verebilir mi? Bu etik midir, değil midir?" eksenli tartışma gayet doğal.
Ve hatta doğru.
Ama zannımca asıl tartışılması ya da bu konuya dair görüş bildirilmesi gereken taraf gazetecilerden çok, ülkenin resmi gizli servisi Milli İstihbarat Teşkilatı'dır!
O nedenle hiççç oyalanmadan kalktım teşkilatın 1992 ila 98 yılları arasında müsteşarlığını yapan Sönmez Köksal'a sordum.
Köksal'a göre medyanın kendi içinde yaptığı bu tartışmalar oldukça anlamsız.
Bir o kadar da kısır.
Çünkü, gazetecilerin MİT'le ilişkide olması ya da başka bir deyişle MİT'e çalışması gayet olağan bir durum.
Yani sakın, "Nasıl yani?" falan demeyin.
Aynen şöyle diyor Sönmez Köksal: "MİT'e çalışmak kötü bir şey değil. Bu teşkilat bu ülkenin ulusal bütünlüğünü ve güvenliğini korumak ve kollamak misyonu yüklenmiştir. Bu misyona saygı duyan gazetecilerin MİT'e destek atması kadar doğal bir şey olamaz. Tüm demokratik ülkelerde böyledir zaten. Bir meselenin aydınlığa kavuşması, yalan, yanlış bir iş olmaması için MİT'in bir gazeteciye bilgi vermesi ve dahası o meselede doğru yol bulunsun diye yönlendirmesi son derece normal bir tutumdur. Ayrıca bir gazetecinin bir haber hakkında MİT'e bilgi vermesi de doğaldır! Hem zaten MİT ve bazı gazeteciler arasındaki fikir teatisi yani bilgi alışverişi ülkenin çıkarları açısından sağlıklı bir yöntemdir. Bunun yanlış olduğuna dair yapılan tartışmalar da son derece gereksizdir. Benim anlamadığım, MİT kötü bir şey mi ki bazı gazetecilerin ilişkiye girmesi tartışma konusu oluyor. Bilakis MİT bu ülkenin resmi olarak gizli kayıtlarını tutan, 'bölünmez bütünlüğe zarar gelmesin' diye faydalanabileceği tüm kaynakları kullanan ulusal bir kuruluştur. Ve doğrusu şu ki, bu kuruluşun en çok faydalanabileceği insan tipinin başında da gazeteciler gelir!"

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA