Özel mahkemeleri kaldıran yasanın geçici maddesinin de kaldırılması çok önemli bir Adalet reformudur. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın, hem bu maddenin, hem de, uygulaması ile kendisi terör yaratan "Terörle Mücadele Yasası"nın kaldırılacağını açıklamasını nasıl sevinçle karşıladığımı dün yazmıştım.
Ben yazımı yazıp çıktıktım. Öğleden sonra bakanın yeni açıklamaları geldi.
Bozdağ "Kesinleşmiş davaların yeniden görülmesi konusunda çalışmamız yok" dedi.
Dün göz attığım bazı köşelerde de "Verilmiş ve kesinleşmiş kararlara dokunulmasın" görüşleri vardı.
Başta Adalet Bakanı, böyle düşünenler, hukukun özüne, adaletin temeline nasıl aykırı davrandıklarını herhalde bilmiyorlar.
Hukukta, sanık lehine olan hükümler geçmişe yürür. Demokrat ülkelerde kural budur. Beni mahkûm eden yasa yürürlükten, karar veren mahkeme ortadan kalkmışsa, yeniden, mevcut yasalara göre ve doğal yargıcımla yeniden yargılanma hakkını elde ederim. Bu bir..
İkincisi.. Şimdi derine, hukukun özüne ve kamu vicdanına inelim..
Haklarındaki hükümler kesinleşmiş olanlar kimler?.
Genelde askerler!..
Bu reformun yapılmasına ne zaman karar verildi?.
Ayni mahkemeler, ayni yasa ile sivilleri yargılama kararı aldığı zaman..
Başbakan korkunç gerçekler açıkladı.
"Paralel devlet" dedi.. Devlet içinde devlet olanlar, yargıyı ele geçirmişler, devleti yönetmeye soyunmuşlardı.
Bu paralel devletin ve onlara hizmet eden yasaların değiştirilmesi lazımdı.
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, "Reform" bayrağını açtı.
Yapılması gerekenleri teklif etti. Genelde tasvip gördü.
Bakan, reformların yapılacağını söyledi.
Şimdi tabloya bakın..
Ortada yargıyı ele geçirmiş bir paralel devlet ve bu yargının mahkum ettiği askerler ve etmek istediği siviller var. O paralel devleti ve kullandıkları araç ve yasaları ortadan kaldıracaksın ama, onların mahkûm ettiği askerleri içerde tutup, şimdi yargılamak istediği sivillerle ilgili teşebbüslerini engelleyeceksin..
Bunu hangi kamu vicdanı kabul eder, söyler misiniz?.
"Yeniden yargılama" beraat demek değildir. Yeniden yargılama, üzerlerine büyük gölgeler düşen ve kaldırılması için yasa hazırlanan mahkemeler yerine, insanların kendi doğal mahkemelerinde Türk Ceza Kanunu'na göre yargılanmaları demektir. Suçlu iseler, yeniden mahkûm olur, cezalarını çekerler. Suçsuzlar beraat eder. Kimse de bir şey diyemez.
Şimdi bakın..
Rıza Sarraf diye bir İranlı var.. Görünüşte hayli karanlık bir tip. Hakkındaki iddialar korkunç.. Şu anda tutuklu.. Varlığı üzerine de tedbir konmuş. Bu tedbir kararı kaldırılıyor. Karara savcının itiraz hakkı var. Savcı itiraz dilekçesini hazırlıyor, ama yürürlüğe koyamadan, ayni gün öğleden sonra görevden alınıyor. Tedbirin kalkmasına itiraz edilemiyor.
Şimdi, son 24 saat içinde cereyan eden bu olaya "Paralel devletin işi. İyi olmuş" diye alkış tutarken, ayni paralel devletin, bu ülkenin Genelkurmay Başkanı başta yığınla komutanı, askeri, "Devlet Üstün Hizmet Madalyası" almış kahramanı için "Ama onlar içerde kalmaya devam etsinler" demeyi, hukuku bir yana bırakın, vicdanlara kabul ettirin bakalım!.
Özel mahkemeler ve bu özel mahkemelere büyük bir güç veren, Terörler Mücadele Yasası kaldırılırsa, bu mahkemeler ve bu yasa ile mahkûm olan herkesin, ama herkesin, kendi doğal mahkemesinde, Türk Ceza Kanuna göre yeniden yargılanması gerekir.
Bu yargılamadan korkmak, çekinmek, "Paralel devletin eskiden mahkum ettikleri ille de içerde kalsın ama.." diyerek, Cumhuriyet tarihinin bu büyük reformuna sözde destek çıkar görünmek, ne ola ki?.
Yeniden yargılanma, hukukun gereği, adaletin, olmazsa olmazıdır!.