Eva Abrahamson 1944'te İsveç'te doğdu.
Eva büyüdü çok güzel bir kız oldu. Spor öğretmeniydi. O kadar güzeldi ki, neonlar ve para Eva'yı mesleğinden çekti aldı. Şimdi bir şov kızıydı.
İstanbul'a gösteri için geldi. Kente aşık olmuştu. Ve bir gün Beyoğlu'nda dolaşırken bir adam yaklaştı.
"Ben rejisörüm. Artist olmak ister misin?"
Rejisör Halit Refiğ ile böyle tanıştı. Filmlerde roller aldı. Sonra, unutulmaz "Bir Türk'e Gönül Verdim" filminde başrol oynadı.
6 Kasım 1968'de evlendiği Halit Refiğ'i herkes kıskanırken, soyadı değişen Eva Bender de Tarkan filmleriyle seyirciyi mutlu ediyordu.
"Büyük aşkların kaderi ayrılık" der şarkı.
Aşk, evlilik ve boşanma... Yapayalnız kaldı Eva. Sarsıldı. Ne yapacağını bilemiyordu, kimsesizdi. Fırsatçı çapkınları kovaladı, yatakdaş değil, candaş arıyordu. Paraya karşılık erdemini vermedi.
İnsan bulamayınca da alkolle yoldaş oldu. Kalabalıkta yalnız bir güzel, bir de şişe.
1973'ün Şubatında, bir Kulüp 12 gecesinde Eva'yı gördüm üzüldüm. Alkol, yeşil gözlerinin akına kanlı pembeler katmıştı. Hırpalanmış karaciğeri güzel yüzünün kılcal damarlarını ortaya çıkarmıştı. Güzeldi yine, çok güzeldi ama?..
Öyle sarhoştu ki, "Beni götür, uyumak istiyorum."dedi.
Otomobilde uyudu. Evinin adresini bilmiyorum. Döndük, dolaştık, ayılamıyor. Dilson Oteli'ne götürdüm. Personel yardım etti odaya çıkardık. Elbisesiyle yatırdık. Oteli ödedim. Telefonumu bıraktım gittim. Ertesi gün, Eva'nın otelden ayrıldığını söylediler.
Bir kaç gün sonra Tophane rıhtımı.
Sabaha karşı güzel bir siluet rıhtımın ucunda söyleniyor.
"Yalnızım, çok yalnızım.."
Suya bırakıyor kendisini. Bir bekçi görüyor, dalıyor denize, kadını çıkarıyor karakola götürüyor.
Eski eşi Halit Refiğ geliyor hastaneye kaldırıyor. İyileşince İsveç'e dönüyor. Eski güzel anlarına dönemiyor insan... Bazı yaşamlar ağır giden bir gemidedir, Eva ise hızlı trendeydi. Ömrünün son istasyonunu beklemedi, kendisi indi.
Veda mektubuna, "Beni kimse anlamıyor..." yazıyor ve yaşama veda ediyor.
İsveç'in, sarı saçlarında güneş doğan kızı, yemyeşil gözlü öğretmen, yitip gitti.
"Gıdıklanmış kızların o keskin ve haşarı
Çığlığı, gözler, dişler, ıslak göz kapakları,
Teslim olan dudaklar ucunda parlayan kan,
Son lütuflar ve nadim olan eller o zaman,
Hepsi toprağa girer, başlar öbür hengame!"
Paul Valery / Çev: Siyavuşgil.