CHP, Türkiye'nin en köklü partisi.. Cumhuriyeti kuran parti olarak işe başladılar. Yeni kurulan cumhuriyetin temellerinin atılması, devrimlerin yerleştirilmesi sürecinin ardından, demokratik açılımı gerçekleştirdiler.. Millet sandık başına gidip, kendisini yönetecekleri seçmeye başladı.. İşte o tarihten itibaren ortaya çıkan tablo ilginç..
O sürecin nerdeyse tamamını gazeteci olarak yaşadım. Bu tabloyu yakından izledim..
Bakar mısınız?.
CHP, demokratik açılımı gerçekleştirdiği 1950'den bugüne, bir tek seçimi kazanamadı. Bir tek seçimde tek başına iktidar olamadı. İktidara, ara sıra, koalisyonlarla geldi, ama orda da kalamadı.. Bu tablonun bir yüzü..
Öte yüzü daha da ilginç..
Hiç seçim kazanamayan CHP bugün hala yerli yerinde.. Onu silip süpürenler nerde?.
Demokrat Parti'nin izi var mı?. Adalet Partisi'nin?.. Anavatan'ın..
Bunlar CHP önünde tarihi zaferler kazanıp, hatta anayasa değiştirebilecek çoğunluklarla iktidar olan partilerdi.. Neredeler?.
Dahası.. CHP'de fraksiyon yapıp ayrı parti kuranlar oldu. O partiler de yok bugün?. Nerde Güven Partisi?.. Cumhuriyetçi Parti, Sosyaldemokrat Halkçı Parti, hatta DSP nerde?.
Karşısında olanlar yok, içinden kopanlar yok, CHP hep burda..
Onun için CHP, bu ülkenin en köklü partisi.. Ama, ağaç bir türlü meyve vermiyorsa, kök neye yarar?.. Şimdi, CHP'yi bugün yönetenlerin, şapkalarını önlerine koyup bu tabloya bakmaları ve kendi kendilerine "Neden" diye sormaları gerek..
Bana sorarsanız, sebep ortada.. Türkiye karizmatik liderler ülkesi.. Yani seçimleri, partiler, ilkeler, programlar değil, liderler kazanıyor..
Menderes kazanıyor. Süleyman Demirel, Turgut Özal kazanıyor.. Recep Tayyip Erdoğan kazanıyor..
CHP, demokratik açılımdan bu yana, ben bildim bileli bir tek karizmatik lider çıkardı.. Bülent Ecevit.. O da, koalisyonlarla geldiği iktidarlarda işi yüzüne gözüne bulaştırdı. İktidara geldi, ama iktidar olamadı.. Çünkü karizmatikti ama lider değildi..
Deniz Baykal, görünüşüyle fevkalade karizmatikti. Ama o da lider değildi. Küçük hesaplar peşindeydi. Ana muhalefet liderliği ona yetiyordu. Bu yüzden, rakip partilerle değil, kendi partisi içindeki muhtemel rakiplerle uğraştığı için CHP büyümedi. Güdük kaldı.
Onu devirdiler..
Yerine Kemal Kılıçdaroğlu geldi..
Şimdi bu satırları okuyanların içinde kaçı, Kılıçdaroğlu'nun kitleleri peşinden sürükleyecek karizması olduğuna inanıyor, acaba?.
Bakın, bu ülkede, şöyle, ya da böyle, iktidarlar hep oldu.. Eksiğimiz muhalefet.. 1961'de bu ülkenin gelmiş geçmiş en ileri, en demokratik anayasası ve seçim kanunu yürürlüğe girdiğinden bu yana, iktidar adayı partiler hep çıktılar. Saman alevi gibi parlayıp, ülkeyi süpürdüler de.. Ama ezeli muhalif CHP, bir türlü iktidar olamadı. İktidara aday bile olamadı.. Çünkü muhalefet olamadı. Sıfatı "Ana" muhalefet olduğu halde..
1961'den beri oy kullanıyorum.. Hayatım boyu hiç bir sağcı partiye oy vermedim. Babamın lider kadrosunda bulunduğu, aday olduğu dahil..
Hemen her seçimde de oyum CHP'ye gitti.. Bir kere de kazanacağına inanmadım, sandık başında..
Yarın seçim olsa, durumum gene farklı olmayacak.. Gene gidip "Kerhen" oy kullanacağım ama biliyorum ki CHP gene kazanamayacak..
Neden?.
Karizmatik liderler ülkesinde, CHP Lideri'ne iyi bakmak gerek yanıt için..
Yarın bakalım mı?..