Arda'nın "Atletico Madrid" deyişi, bir "Bırakış"tır.. Teoman'ın müziği bıraktığı gibi.. Arda da bıraktı.. Türkiye'yi ve Galatasaray'ı..
Çünkü kırgındı..
Türkiye'ye "Medya" yüzünden kırgındı. Bu ülkenin spor ve magazin medyası, ülkenin en neşe kaynağı, en canlı, en hayat dolu adamını, kırmış, bezdirmiş, usandırmış, etrafını güldüren adamı, gülmez hale getirmişti.
Pırıl pırıl, örnek özel hayatı dejenere gösteriliyor, Arda'yı taraftarın gözünden düşürmek için her şey yapılıyor, "Spor Servisi" imzası ile manşetten iğrenç yorumlar yapılıyordu. Arda'yı savunduğum, onun insan değerlerini ve futbolcu yeteneklerini ortaya koyduğum için, hatta benimle dalga geçmeye bile kalkıştılar.
Galatasaray'a, tribünler yüzünden kırgındı. Bu iğrenç yazıların etkisinde kalan Galatasaray tribünleri ve kendilerini Galatasaray'ın sahibi sanacak kadar cahil bir takım "Çirkin" tipler, Arda'yı, Galatasaray'ın kaptanını en olmadık şekilde protesto ediyordu. Bu protestoya, Arda'nın en sevdiği insan ve özel yaşamı da dahil ediliyordu. Bir takım iğrenç tipler, tribünle de yetinmiyor, hava alanlarına kadar Arda'nın peşinde koşuyorlardı.
İşin acısı, Galatasaray yönetimi Arda'ya sahip çıkacağına "Tribün bizi uyarıyor. Mesajı aldık" diyebiliyordu.
Arda ruhen Galatasaray'dan kopmuştu ve artık mutlu değildi..
Defalarca "Git Arda" diye yazdım. Gitmesi, bu havadan kurtulması, hakkı olan mutluluğu yeniden yakalaması gerekiyordu.
Sonra Galatasaray yönetimi değişti.
Arda'ya fevkalade sahiplenen Fatih Terim futbolun başına geldi.. Arda'nın yüzü yeniden güler gibi oldu.
Ama ben ruhundaki fırtınanın dindiğine inanmadım hiç..
Fatih Terim önemli faktördü, ama o ne kadar kalıcıydı, o da aslında belli değildi.
Ünal Aysal kongre öncesi bir yığın guruba ödün verme adına, başkalarının istediği kişileri listesine almış, bu yüzden kafasındaki "Uyumlu" ekibi kuramamıştı.
Aysal'ın kafasında Terim'in olmadığı biliniyordu. Aysal'ın 1 numaralı adamı Bülent Tulun'la Fatih Terim'in gerginliği de biliniyordu. İlk çatışmada Terim, Tulun'u dümdüz etmişti ama yarın ne olacağı bilinmezdi. Terim kimseye muhtaç değildi ki.. Yarın tepesi atınca çeker giderdi.
O zaman ne olacaktı?.
Yönetimin bölünmüşlüğü, bu bölünmüşlük içinde Terim'i istemeyenlerin sayısının azımsanmayacağı gizli değildi ki..
Sonunda Arda "Bırakıyorum" dedi..
Galatasaray'ın mali durumunu bir türlü rayına oturtamayan ve Terim'in istediği transferleri yapamayan Ünal Aysal'a da 12 milyon Euro cazip gelince, iş bitti.