Bu köşeyi takip edenler Amerikan dış politikasında Ortadoğu'dan Asya-
Pasifik bölgesine doğru bir "eksen kayması" yaşandığını sürekli olarak vurguladığımın belki de fazlasıyla farkındalar. Çin ve Japonya arasında esen potansiyel savaş rüzgârları, Kuzey Kore'nin Güney Kore ile gerilen ilişkileri ve ABD'nin geçen hafta Alaska'daki güçlendirmeye karar verdiği füze savunma sistemi hep Asya- Pasifik eksenli tehdit algılaması üzerinden giden konular.
Öte yandan Washington'un Suriye konusundaki pasifliği ve Arap- İsrail barışı konusunda yeni girişimlerde bulunmayışı Ortadoğu'nun ABD dış politikasında gündemden göreceli olarak düştüğünün açık kanıtı. Peki, o halde Obama neden seçimlerden sonraki ilk resmi ziyaretini Asya- Pasifik bölgesi yerine İsrail'e gerçekleştiriyor?
Bu soruya iki farklı açıdan bakarak cevap vermek gerekiyor. Biri iç politika dinamikleri, diğeriyse bölgede aciliyet teşkil eden en önemli mesele çerçevesinde.
İç politika açısından bakınca hemen şunu belirtmek gerekiyor: Obama birinci döneminde İsrail'i ziyaret etmeyen ama Çin'e resmi ziyaret yapan ve defalarca Asya- Pasifik bölgesine giden ilk ABD başkanı. Zaten seçim döneminde hem Mitt Romney hem de İsrail lobisi bu konuda Obama'yı sert şekilde eleştirdi. Bu nedenle artık Obama'nın ikinci döneminde bir an evvel İsrail'e gitmesi, içeride artan bu eleştirilere cevap vermek açısından elzem duruma gelmişti diyebiliriz. Bu arada şunu da hatırlatmalıyız: Obama daha şimdiden 2014 ara seçimleri için hazırlık yapmaya başladı.
Bildiğiniz gibi Temsilciler Meclisi her iki yılda bir seçime gidiyor. Obama açısından Kongre'deki Cumhuriyetçi çoğunluk ciddi handikap. Cumhuriyetçi çoğunluk Beyaz Saray'dan gelen her türlü ekonomik ve sosyal reforma karşı veto kullanıyor. İç politikaya ve de özellikle ekonomiye dış politikadan çok daha fazla önem veren Obama için 2014 seçimlerinde Temsilciler Meclisi'nde Demokrat çoğunluğun oluşacağı bir seçim kazanmak en temel öncelik. Bu nedenle kendisini sevmeyen İsrail lobisine daha fazla koz vermemek Obama'nın İsrail'e gitmesinde önemli bir etken.
Dış politikaya gelecek olursak, Obama için Ortadoğu'da en önemli mesele İran.
Bunun temel nedeni İran'ın kendisinden kaynaklanmıyor. İran ABD için direkt bir tehdit değil. Ama İsrail İran'ın nükleer projesini ölümcül bir tehdit olarak algılıyor. Bu nedenle Obama için Ortadoğu'da en acil konu İran- İsrail dengesi ve öncelik İsrail'in kendi başına hareket etmesini engellemek. İran ile diplomatik görüşmelerin ve de ekonomik yaptırımların yavaş yavaş meyvelerini vermeye başladığı şu dönemde, İsrail'in bir delilik yapıp İran'ın nükleer merkezlerine bir hava saldırısı düzenlemesi Obama için tam bir kâbus senaryosu. İşte bu nedenle İsrail'e gidip yeni kurulan hükümete güven vermek ve ABD'nin İran'ın nükleer silaha doğru gidişine izin vermeyeceği konusundaki garantisini yenilemek çok önemli.
Tabii bu arada Arap- Filistin barışı konusunda beklentiler bu kadar düşükken bu alanda da biraz çaba harcamak stratejik açıdan mantıklı. Zira beklenti düşük olunca ortada başarısızlık olarak algılanacak bir durum da olmuyor. Hele bir de Obama, yeni yönetimle görüşmesinde Türkiyeİsrail barışması konusunda biraz olsun yol alırsa bu ziyaret bütünüyle amacına ulaşmış olacaktır.