Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ÜLKÜ TAMER

"Gizli Çekmece"den fışkıran sevgi

"Yazık ki, artık ne Kaynak'ı, ne Avni Dökmeci'yi anımsayan var. Ama anımsanmalı derim. 1948'de bir şiir dergisi, hem de yeni şiiri tutan bir dergi çıkarmak, cesaret işiydi. Hem maddi hem manevi açıdan. Avni Dökmeci sekiz yıl dayandı, çıkardı dergiyi. (...) Kaynak'ta Ahmet Muhip'e, Cahit Sıtkı'ya rastlanırdı ama Avni Dökmeci genç şairlere yer verirdi."
Ahmet Oktay'ın Gizli Çekmece'de sözünü ettiği Kaynak'ı da, Avni Dökmeci'yi de anımsayan üç-beş kişiden biri benim herhalde. Nasıl anımsamam...
İlk şiirim 1950'lerde o dergide yayımlanmıştı.
Özentilerle örülü, Dünyanın Bir Köşesinden:
Lucia
adlı bir şiirdi. Onu Kaynak' ta basılı görünce ansızın dünyanın en büyük şairi olup çıkıvermiştim. Gizli Çekmece bir anılar kitabı. Bu tür kitapların en büyük özelliği, insanı kendi anılarına sürükleyip götürmesidir. Sözgelimi, Kaynak işte...

***

Yine kitapla bağlantılı bir başka anı:
1950'lerde edebiyat matineleri pek yaygındı. (Ahmet, yolladığı kitabını "Nerde o eski edebiyat matineleri?" diye imzalamış.) Her hafta sonu Sait Faik'i, Oktay Akbal'ı, Haldun Taner'i, Behçet Necatigil'i dinleyebilmek için bir matineden bir matineye koştururduk. Hafta içi düzenlenen kimi matinelere ise, yatılı öğrenci olduğumuz için, gidemezdik.
1956 Mayıs'ında Tepebaşı Dram Tiyatrosu'nda yapılan matineye de gidemedik. Ne büyük bir olaya tanıklık etme fırsatını kaçırdığımızı da ertesi sabah gazetelerden öğrendik: "Şiir gecesinde hadiseler oldu"... "Komünistler Dram Tiyatrosu'nu bastı"...
Gecede Behçet Kemal Çağlar şiirini okurken galeride oturan "gençler" kıyameti koparmış. "Eski"leri protesto etmek için borazanlar çalınmış, balkondan aşağı "Matine dörüt erleri! Esselamün aleyküm" yazılı afişler sallandırılmış, polis birçok "genç komünist"i alıp götürmüş...
Behçet Kemal Türkçe öğretmenimizdi.
O gün kendisine sorduk olayı. "Yok canım, bir-iki kişi ses çıkaracak oldu, hiç tınmadım, gümbür gümbür şiirimi okudum," dedi, geçti.
Ahmet bu olayı da anlatıyor ayrıntılarıyla. (Ama hepimizin bildiği "provokatör" ün adını vermiyor.)
***

Gizli Çekmece
'yi herhangi bir okur gibi okuyamazdım elbette. Anlattığı kişilerin çoğuyla ben de arkadaşlık ettim, sözünü ettiği olayların çoğunu ben de yaşadım, kurumların, işyerlerinin içinde ben de bulundum.
Boem'de, Lefter'de, Bacı'da ben de kadeh kaldırdım. Degüstasyon'da Orhan Peker'in Edip Cansever'e çatal saplamasına, Tosun'da Aydemir Akbaş'ın Adnan Özyalçıner'le yumruk yumruğa dövüşmesine tanık oldum.
Biz, a dergisi takımı, Kemal Özer, Onat Kutlar, Erdal Öz, Adnan Özyalçıner, Doğan Hızlan, Konur Ertop, Aksaray kahvelerini mesken tutmuştuk; Mavi' ciler, Attila İlhan, Ahmet Oktay, Demirtaş Ceyhun, Yılmaz Gruda, Ferit Edgü ise Beyoğlu'nda Baylan'ı... Güya karşıt görüşlerdeydik, ama amaçlarımız da, yaptığımız edebiyat ta üç aşağı beş yukarı aynıydı. Adnan'ın öyküleri Mavi'de, Ahmet'in şiirleri a dergisi'nde rahatça yayımlanabilirdi.
Hepimiz dosttuk.
***

Gizli Çekmece
'yi okurken de her sayfasında dostluğu, sevgiyi gördüm. Bazen, "Ne garip!" dedim kendi kendime. "Ahmet, en sevmediğini bile sevgiyle anlatıyor."
Bu kadar yıl TRT'de, gazetelerde çalışacaksın, sanatçılarla içli dışlı olacaksın... Yine de tüm o geçmişi hep sevgiyle, yüreğin titreyerek anacaksın.
Neredeyse herkesin birbirine bıçak çektiği günümüzde yadırganmayacak gibi değil.
Kitapta beni ilk çarpan, duygulandıran bu oldu.
***

Ahmet'in alçakgönüllülüğünden de söz etmeliyim. Gizli Çekmece'de "laf arasında" geçiştirilen kimi olaylar bir başkasının başından geçseydi, belki de gereğinden çok önemsetilmeye çalışılarak anlatılırdı.
Ahmet'in "derviş tavrı" böyle bir abartıya hiçbir sayfada izin vermiyor.
Bu kitabı bizim kuşağın edebiyatçıları okuyacak nasıl olsa. Kendi anılarını canlandırmak için. O dönemleri yeniden yaşamak için.
Ama asıl gençler okumalı. Dayanışmayı, sevgiyi daha iyi kavrayabilmek için. Önceki kuşakların sanatçılarını tanıyabilmek için. Yirmi sayfada TRT'nin nereden nereye geldiğini öğrenebilmek için.
Elbette usta bir kalemin yalın Türkçesinin de tadına varmak için.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA