Fransız "Le Figaro" gazetesi, her hafta başında, 100 yıl önceki gazeteden seçilmiş haberlerden derlediği ilginç bir köşe yayınlıyor.
Bu hafta başındaki seçmelerin en ilginci, İtilaf Devletleri'nden (İngiltere, Fransa, Rusya) birinin Berlin büyükelçisinin 20 Ağustos 1914 tarihli "Berliner Lokal Anzeiger" gazetesinde yayınlanan "Almanya gerçekten savaş istiyor mu?" başlıklı söyleşisi oldu.
Adının gizli kalmasını isteyen büyükelçi mülakatta, Avrupa kamuoyunda Almanya'dan duyulan kaygıları tek tek irdeliyordu:
***
*
Ekonomik ve siyasal nedenler: Doğu'da (Osmanlı'yı kastediyor) istikrarsızlık, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nun geleceğiyle ilgili giderek büyüyen belirsizlik ve bundan kaynaklanan siyasal sorunlar, Alman halkının sürekli artan ekonomik ihtiyaçları ile daralmakta olan dünya pazarları arasındaki dengesizlik.
*
İdeolojik nedenler: Almanya'da egemen sınıflarda, soylularda, dinadamlarında, orduda, üniversite profesörlerinde, lise öğretmenlerinde, öğrencilerde şovenizmin gemi iyice azıya alması. Muharip gaziler derneklerince ve yurtsever örgütlerce körüklenen Almanya'daki şovenizm, Avrupa'nın diğer ülkelerindeki benzer akımlardan çok daha tehlikeli. Alman İmparatorluğu'nun dünya politikasında hakkı olan rolü oynamadığı kanısı aydın sınıfları teslim aldı. Tüm önemli gazetelerde sinir bozucu ve tehlikeli biçimde Alman itibarının azalmakta olduğu kampanyası yürütülüyor. Milliyetçiler de bu yayınların etkisiyle eyleme geçilmesini istiyorlar.
*
İç politika nedenleri: Fransa ve İngiltere'de siyasal evrim tamamlandı, Rusya'da yeni yeni başlıyor, Almanya'da ise modern uygarlık yaşlanmış kurumlara ve köhneleşmiş kavramlara karşı taarruza geçmiş durumda. Egemen ve imtiyazlı sınıflar bu saldırıya direnmek için her türlü yola başvuruyorlar. İşte bu çatışmalar ve ondan kaynaklanan toplumsal gerilim nedeniyle milliyetçilerin devleti sınırdışı harekâta zorlama çabaları gemlenemiyor.
Büyükelçi söyleşiyi
, "Alman hükümetinin, halkının gereğinden fazla kavgacı/savaşçı eğilimlerine karşı direneceğini umuyorum" cümlesiyle noktalıyordu.
***
"Le Figaro" ayrıca o dönemdeki Berlin muhabirinin, söz konusu büyükelçinin söyleşisine ilişkin değerlendirmesine de yer verdi. 1914 Haziran'ında Berlin'de olan Fransız gazetecinin yorumu bakın nasıldı:
"20 yıldır Berlin'de yaşayan biri olarak şunu gönül rahatlığıyla ifade edebilirim: Alman ulusu, köylüleri ve işçileri kastediyorum, tüm uluslar gibi alabildiğine barışçı. Alman burjuvazisi iki kampa bölünmüş durumda; ama dış politikada zır cahil ve duyguları da bir kaleidoskop hızıyla değişiyor. Burjuva sınıfının 6 yıl önce İngiltere'ye duyduğu müthiş kin şimdi yerini neredeyse dostça bir kuşkuya bıraktı. Geriye soylulardan, öğrencilerden ve üniversite profesörlerinden militan derleyen çok gürültücü ve çok kavgacı bir azınlık kalıyor.
Özetle,
bir tehlike var ama abartmamak gerekiyor; barış yanlıları çok güçsüz olsa da, Pancermenistler öyle sanıldığı kadar güçlü değil..."
Yani, "Ufukta bir savaş tehlikesi yok" demeye getiriyordu "Le Figaro"nun Berlin muhabiri.
***
"Le Figaro"nun Berlin'deki "İtilaf Devletleri"nden birinin büyükelçisinin açıklamalarını ve yine Berlin'deki muhabirinin değerlendirmelerini yayınladığı 21 Haziran 1914 tarihinden sadece bir hafta sonra, 28 Haziran 1914'te Avusturya Arşidükü Ferdinand ve eşi, resmi bir ziyaret için bulundukları Saraybosna'da bir Sırp milliyetçisi olan Gavrilo Princip'in kurşunlarıyla can verdiler. Ve...
Yarın işte o suikastın 100'üncü yıldönümü...