Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ERDAL ŞAFAK

İzlenimler, öngörüler

Başbakan Erdoğan'ın önceki gün Isparta ve Muğla'da düzenlediği seçim mitinglerini izledim. Erdoğan meydanda konuşurken, bazı danışmanları, bakanları ve milletvekilleriyle bir köşede ayaküstü sohbet etme fırsatı buldum.

***
17 Aralık darbe girişiminin üstünden aşağı-yukarı 10 hafta geçti. Girişime çok hızlı tepki veren hükümet, darbenin planlayıcısı "Paralel Yapı" ile uygulayıcısı "Maşalar"a karşı yoğun bir mücadele başlattı.
Mücadele üç ayak üstünde yürüyor:
1-Yasal süreç.
2-İdari süreç.
3-Hukuki süreç.
***
Yasal süreç: HSYK'nın yeniden düzenlenmesi, dershanelerin bir geçiş döneminin ardından kapatılması gibi önemli yasalar çıkarıldı. MİT yasasında değişiklik ise 30 Mart seçimleri sonrasına ertelendi.
Peki, MİT yasasının değişmesiyle birlikte yasal süreç tamamlanmış olacak mı?
Cevap: Hayır.
Edindiğim izlenimler beni bu konuda bir öngörüde bulunmaya yöneltti. Büyük bir olasılıkla demiyorum, kesinlikle ondan sonra sıra Anayasa Mahkemesi dışındaki yüksek yargının yeniden yapılandırılmasına gelecek. Zaten Danıştay yasasında değişiklik Meclis gündeminde bekliyor. Herhalde Yargıtay da bugünkü halinde bırakılmayacak.
***
İdari süreç:
Emniyet'te ve yargıda yuvalanmış Paralel Yapı mensuplarının pasifize edilmesi, bir bölümünün de devlet kadrolarından temizlenmesi operasyonunda epey mesafe alındı. Peki, bitmesi yakın mı?
Cevap: Hayır.
Çünkü devlette hâlâ çok sayıda Paralel Yapı köstebeği var. Hatta, Türk Silahlı Kuvvetleri'nde bile. Köstebeklerin bir bölümü aktif, bir bölümü uykuda. Vakti saati gelince uyandırılmak üzere.
2014'ün ilk Milli Güvenlik Kurulu sonrası yayınlanan bildiride de vurgulandığı gibi, Paralel Yapı "Türkiye'nin ulusal güvenliğine tehdit oluşturuyor" ve "Topyekûn mücadele" şart. O nedenle uyuyan-uyanık ne kadar mensubu varsa, zararsız duruma getirilmesi gerekiyor.
***
Hukuki süreç: O henüz tam olarak başlamadı. Soruşturmalar sürüyor. Sonunda herhalde kapsamlı mı kapsamlı bir iddianame ortaya çıkacak.
Soruşturma sonunda Paralel Yapı'nın bir gizli örgüt olduğu, devleti ele geçirmeyi amaçladığı kesinleşirse ki, bu konuda kimsenin zerrece kuşkusu yok; o zaman söz konusu örgütün liderinin adı konacak. Yani, Pensilvanya'daki zatın.
Sadece adının konulmasıyla kalmayacak; "Ulusal güvenlik" için tehdit oluşturan eylemleri de sıralanacak.
Benimkisi tamamen tahmin veya öngörü ama Fethullah Gülen'e şu suçların birkaçının veya tümünün yöneltilmesini bekliyorum:
a) Yasadışı örgüt kurup yönetmek.
b) Verdiği talimatlarla başta Cumhurbaşkanı ve Başbakan olmak üzere binlerce kişiyi yasadışı yollardan dinletmek.
c) Başbakan ve devlet yöneticileri başta olmak üzere, işadamları, gazeteciler, sanatçılar, sporcular dahil binlerce kişiye şantaj yapmak ve/veya şantaj planlamak.
d) Hükümete, askere, bürokrasiye, özetle devlete komplo kurmak.
e) Binlerce kişiye iftira atmak.
***
Peki, olası bir iddianamede bu kadar ağır suçlar yöneltilecek olan yasadışı örgüt lideri nasıl yargılanacak?
Gıyaben mi? ABD'den iadesinin istenmesiyle mi? Kırmızı Bülten çıkarılarak mı?
Cevap: Hep birlikte göreceğiz.
Ah, unutmadan: 30 Mart'tan sonra bu üç sürece dördüncüsü eklenecek: Ekonomik süreç.
***
İşte günübirlik bir geziden bu izlenimlerle ve öngörülerle döndüm...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA