Şam diktatörü Beşar Esad'ın sarin gazlı korkunç katliamı başta ABD olmak üzere küresel güçlerin sabır taşını çatlatmış olabilir mi?
İlk tepkiler, ne yazık ki, bu soruya "Evet, çatlattı" yanıtı vermek için pek yeterli değil.
Herkes topu birbirine atıyor.
Herkes sorumluluğu Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne yıkmaya çalışıyor.
Deniyor ki, "Hazır Suriye'de BM denetçileri var, 1.700'ü aşkın sivilin kimyasal silahla katledildiği bölgeye de gidip iddiaları yerinde incelesinler. Zaten katliam bölgesi, denetçilerin bulundukları Şam'a birkaç kilometre uzaklıkta..."
Mantıklı bir çözüm gibi görünüyor ama kazın ayağı öyle değil.
Anlatayım.
***
BM denetçileri Esad'ın son birkaç ayda düzenlediği iddia edilen 5 kimyasal saldırıyla ilgili kanıtları araştırmak, tanıklarla görüşmek için Suriye'de bulunuyor.
Söz konusu 5 kimyasal saldırıda toplam 150 kadar sivilin öldüğü sanılıyor.
Esad yönetimi ile BM arasında denetçilere izin verilmesi görüşmeleri haftalarca sürdü.
Sonunda Esad, kimyasal saldırı yapıldığı düşünülen 13 bölgeden sadece 3'ünü denetçilerin ziyaret etmesine razı oldu.
Bu ziyaretler de Suriyeli görevlilerin eşliğinde yapılacak. Yani, Esad'ın adamları BM denetçilerini denetleyecek!
Buraya kadar tamam mı?
***
Gelelim sonrasına...
Şam banliyölerindeki son korkunç kimyasal katliamın soruşturulabilmesi için önce bir devletin BM'ye başvurması gerekiyor.
İngiltere ve Suudi Arabistan gerekli başvuruyu yapacaklarını açıkladılar. Daha sonra BM bu başvuruyu not edecek.
Ardından söz konusu talebi Esad yönetimine iletecek.
Esad'ın reddettiği, "Aslı esası olmayan iddialar" dediği, hatta "Hayali senaryolar" diye tanımladığı sarin gazlı korkunç katliam için BM'ye kapılarını açması bir yana aralaması bile mümkün olabilir mi?
Haydi, bir an için, kapıları aralamayı kabul ettiğini varsayalım.
O zaman da BM ile Şam arasında haftalarca, hatta aylarca sürecek bir pazarlık başlayacak. Suriye, yorgunu yokuşa sürmek için her türlü yolu deneyecek. Denetçi sayısından tutun, Suriye'de kalacakları süreye kadar...
Denetlenecek bölgenin sınırlarından tutun, tanıklıklarına başvurulacak doktor ve sağlık görevlisi sayısına kadar...
Bu pazarlıklar bittiğinde BM denetçileri zaten çoktan Suriye'den ayrılmış, sarin gazlı katliamın bulutları ve kanıtları da çoktan dağılmış olacak.
***
Elbette başka bir çözüm de mümkün. Örneğin, BM Güvenlik Konseyi kararıyla Suriye'ye yaptırımlar uygulanması. Hatta, yine BM Güvenlik Konseyi kararıyla Suriye'ye askeri müdahalede bulunulması gibi...
Ama her defasında olduğu gibi bu kez de Çin ve Rusya, Güvenlik Konseyi'nin diğer sürekli üyelerine, yani ABD, İngiltere ve Fransa'ya "Öyle bir seçeneği aklınızdan bile geçirmeyin" uyarısında bulundular. Ve eklediler: "Anında veto ederiz."
Dünya hiç bu kadar çaresiz olmamıştı! Ya da Esad hiç bu kadar pervasız olmamıştı!