SABAH'TAN MEKTUP
Antik Yunan düşünürlerinden günümüzün yaşam bilimi (Biyoloji) uzmanlarına kadar herkesin tartışmasız kabullendiği bir gerçek var: Hayat üç kaynaktan besleniyor: Su, hava, toprak.
Bazı Yunan düşünürleri bu üçlüye bir de dördüncü kaynak ekler: Ateş.
***
Genel kabul gören üç kaynağa, felsefi olarak kısmen kabul gören dört kaynağa, son 15 yılda ekmek kadar, su kadar, hava kadar vazgeçilemez bir kaynak daha katıldı: Google.
***
Hiç düşündünüz mü; 1998'de yaşamımıza giren dünyanın en yaygın arama motoru olmasaydı, ne yapardık?
Bilgi bu kadar hızlı dolaşabilir miydi?
Akademik, bilimsel çalışmalar, araştırmalar bu kadar çoğalabilir miydi?
Bilim adamları ellerinin altında araştırmaya ve değerlendirmeye hazır bu kadar çok kaynak, bu kadar uçsuz-bucaksız literatür bulabilirler miydi?
Başta kaynak adresler olmak üzere ilginizi çeken sitelerin "Link"lerine erişmek mümkün olabilir miydi?
Gazeteciler, haberlerinin ve haber kaynaklarının izini bu kadar kolay, oturdukları yerden sürebilirler miydi?
Ve köşe yazarları, yorumcular bir yazı hazırlamak için acaba kaç kütüphaneye başvurmak zorunda kalırlardı?
***
Özetle, "Google"sız bir hayat tüm elektrik santralleri durmuş bir dünyaya dönerdi.
Döndü de. Kısa bir süreliğine.
Cumayı cumartesiye bağlayan gece, Türkiye saati ile 02.37'de Google sustu. ABD saatiyle, yani Google'ın merkezinin bulunduğu "Mountain View" saatiyle belirtmem gerekirse, saat 16.37'de.
Blogger, Gmail, Google Agenda, Google Analytics, Google Drive, Google Talk ve Google Maps hizmetleri devre dışı kaldı.
Sadece 11 dakikalığına.
Ama o 11 dakikalık kesintide dünyadaki internet trafiğinin yüzde 40'ı çöküverdi.
Bu da gösteriyor ki, sadece soluk alıpvermemiz değil, modern yaşamımız da pamuk ipliğine bağlı. Hele bizim mesleğimizde...
***
Sağlıklı ve mutlu bir hafta dileğimle...