SABAH'TAN MEKTUP
Mesleğimiz açısından gergin, gerilimli, insanın sinir uçlarına dokunan günler yaşıyoruz. Bu günlerin değerlendirmesini ileriye bırakarak, Batı'dan iki medya haberi vermekle yetineyim.
İlki Fransa'dan. Ülkenin önemli ekonomik yayın organlarından "Les Echos" gazetesinin kadın editörleri geçen hafta başkaldırdı ve pasif direnişe geçti. Nasıl? Hazırladıkları sayfalara adlarını koydurmayarak.
Bu ilginç ve de anlamlı eylemin gerekçesi neydi dersiniz? Gazetenin yazıişleri yönetim kadrolarında ve künyesinde hiçbir kadın gazetecinin yer almaması. "Les Echos"nun 70'i aşkın kadın gazetecisi ayrıca "Erkekler: 12, kadınlar: 0" başlıklı bir bildiri de yayınladı.
Sonuç? Gazetenin patronu Francis Morel, "Kadın çalışanlarımız son derece haklılar. Eylemlerini ciddiye alıyorum. Gereği yerine getirilecek" açıklaması yaptı.
***
İkinci haber ABD'den. Chicago'nun saygın, önemli ve çok satan gazetelerinden "Chicago Sun-Times" geçtiğimiz hafta 28 foto muhabirinin 28'inin de işine son verdi.
Gerekçe? Çoook...
Öncelikle, fotoğrafların artık gerek kâğıt, gerekse web edisyonda sadece dolgu malzemesi haline gelmesi.
İkincisi, "Yurttaş gazeteciler" denilen okurların, yani sokaktaki adamın, cep telefonuyla, i-pad'iyle çekip sosyal medya mecralarına gönderdiği fotoğrafların ihtiyacı karşılaması.
Üçüncüsü, maliyetlerin arttığı, gelirlerin azaldığı bir dönemde, foto muhabirlerinin gazetenin bütçesinde ciddi bir "Yük" haline gelmesi.
"Chicago Sun-Times" yönetimi, işlerine son verdiği foto muhabirlerinin pek de büyük olmadığını söylediği boşluğunu "Free-lance" dediğimiz, serbest gazetecilerin parça başı ücretli işleriyle dolduracağını açıkladı.
Kimler kimler yoktu ki işlerinden olan foto muhabirleri arasında. Birkaçını sayayım: Tom Cruze, Brian Jackson, Dom Najolia, Al Podgorski, Scott Stewart, Ernie Torres, John H. White.
Hele sonuncu isim, hele John H. White... 34 yıldır "Chicago Sun-Times"te çalışıyordu. Ve de 1982'de "Pulitzer Ödülü"nü kazanmıştı. Yazık oldu.
***
Ne diyeyim? Sağlıklı, huzur ve mutlu bir hafta dileğimle...