Damdan düşenin halinden en iyi kim anlar? Kendi de damdan düşmüş olan. Çünkü soyut yaklaşım başkadır, somut düzeyde yaşamak başka. Birinci seçeneğe yaslanarak ahkâm kesmek çoğu kez yanıltır insanı.
Bugünlerde en tartışmalı konularımızdan biri kız ve erkek öğrencileri birlikte eğitip eğitmemek sorunu.
İktidar partisinin ağırlıklı üyelerinden, Meclis Başkanvekili Sadık Yakut "Devleti yönetenler çocukları her türlü olumsuzluktan korumayı başarabilirlerse dünya sağlam temeller üzerine oturtulur" diyerek karma eğitimin "büyük bir yanlışlık" olduğunu söyledi ve önümüzdeki dönemde düzeltileceğini açıkladı.
Asıl büyük yanlışlık budur bence.
Dünyanın sağlam temeli uygarlıktır. Onun da ilk şartı kaba gücün sonuç belirleyici koz olmaktan çıkarılmasıdır. Bugün küresel düzen neden sağlam değil? Uygarlık sağlanamadı da ondan. Bush Irak'a saldırmak istedi mi saldırabiliyor. Ne engel var, ne ceza.
Dünyanın düzeni hâlâ pederşahi, ataerkil, yani erkekçe. Erkek doğasının başlıca özelliği de güce öncelik tanımasıdır. Uygarca kuralları geçerli kılmadan erkek erkeğe yaşanan yerlerde orman düzeni oluşur. Adi suçlardan hükümlü erkeklerin cezaevi koğuşları tam yabanilik ortamlarıdır o nedenle.
İlk ve orta öğretim düzeyindeki erkek okullarında da yaşantı öyledir. Güçlü oğlan "Döverim ulan" deyince öteki pısar. Ya da laf bile edilmeden tekme tokat girişilir; güçsüz olan bedeni ve ruhuyla ezilir, alay konusu yenilginin acısını ömür boyu çeker.
Sadık Yakut ülkemizde Batılıların Galatasaray Erkek, İtalyan Kız, Alman Kız Liseleri gibi ayırımcı okullar kurduklarını söylüyor. Onlar günün şartlarına göre özel hesaplar yapılarak kuruldu. Asıl büyük ve geçerli örnek âdeta laboratuvar deneyi niteliğindeki Robert Kolej olayıdır.
O erkek okuluyken özellikle alt sınıflardaki yatılı öğrenciler cezaevi koşullarını andıran bir ortamda yaşar, güçsüz oğlancıklar gündüzleri elebaşı rütbelilere yaranmaya çalışır, geceleri yorganları başlarına çekip ağlarlardı. Sonra okul kızlı erkekli oldu. Şimdi izliyor ve soruşturuyorum: Bütün öğrenciler hoyratlığa çok daha az yer vererek yaşamaktalar.
Tartışılmaz bir gerçek: Dişinin katılımı her ortamı uygarlaştırıyor.
Ataerkil dünyamızda Türkiye maçoluğa en özenen ülkelerden biri. İki cinsten insanlarımızın birbirlerini anlayarak karşılıklı saygı öğrenmesini her alan ve düzeyde ne kadar erken başlatırsak toplum huzuruna doğru o kadar hızlı yol alırız.
Meclis üyelerinin yarısı kadın olsa o kurumda da verim artar. Belki anayasa bile yapabiliriz.