Cinlerin varlığına inanan bir ailenin üyeleri perili köşk diye bilinen bir binada yaşıyorlarsa, doğa üstü varlıklardan nasıl söz ederler? Ya hiç yapmazlar onu, öyle konulara değinmezler, ya da alçak sesle "iyi saatte olsunlar" gibi deyimler kullanırlar.
Bugün söylenince kulağa masal gibi geliyor, ama vaktiyle ülkemizin ortamına bir perili köşk havası sinmişti. "İnsan içinde" ağza alınmayan sözcükler, deyimler, adlar vardı. Örneğin MİT diyemez, gündeme getirmek kaçınılmaz olursa ima yoluyla belirtirdiniz kastınızı.
"Komünist"? Cıs! Nâzım Hikmet ailesinin üyeleri bile şairden hiç laf açmaz, çok gerekirse adını telaffuz etmez, "O" ya da "Bursa'daki" derlerdi.
"Kürt" de zarif meclislerde pek duyulmayan, ancak aşağılayarak kullanılan bir sözcüktü. Karagöz temsillerinde homurdanır gibi konuşan kaba saba tipin adıydı.
Şimdi hatırlarken utanıyor, belleğimin dışına itmeye çalışıyorum. Benim iyi niyetli, merhametli, sevimli köylü dadım Kürtlerin kuyruklu olduğuna inanırdı ciddiyetle. Küçücükken onun yüzünden kafamda Kurt Adam gibi kıllı ve tehlikeli bir yaratık görüntüsü oluşmuştu.
Bir de günümüzün hızla netleşen gerçeklerine bakın. Gerek yurt içindeki durum, gerek Orta Doğu'daki yeni dengeler bir Türk- Kürt ittifakını akılcı kıldı çoktan.
Ülkemizin güvenliği ve ekonomik çıkarı kadar ruhsal huzurunun da sıcak bir kucaklaştırma gerektirdiğini görememek zihinsel özür belirtisidir.
Diyarbakır'da bayram havası içinde gerçekleşeceği umulan buluşma öyle bir dönüm noktası olacak. Güzel beklentiye gölge düşüren bir küçük ama önemli soru işareti var.
Barzani önceki Türkiye ziyaretlerinden birinde katıldığı iktidar partisi kongresinde "Irak Bölgesel Yönetimi Cumhurbaşkanı" diye tanıtılmasına üzüldüğünü belli etmişti. Haklıydı tepkisinde. Başında bulunduğu yeri dünyanın önemli merkezleri Irak Kürdistanı diye tanıyor. Realite de o. Ve aslında işimize gelen, el sıkışınca bize yararlar sağlayacak bir realite.
Biz Kıbrıs'taki Rum ülkesine Kıbrıs Cumhuriyeti demiyor, orayı adanın güneyindeki yönetim diye adlandırıyoruz. Ama Kıbrıs realitesi Irak'takinin tam tersi: Kuzeyde somut bir Türk devleti gerçeği var.
Şimdi kendi safında olası tepkileri göze alarak kucaklaşmak için ülkemize gelme jestini yapan bir lidere normal unvanıyla hitap edebilmeliyiz. Buluşmadan umulan yararların eksiksiz sağlanması için gerekli bu.
Mısır'daki darbeye darbe diyemeyenleri çok ayıpladık. Biz de Irak'taki Kürdistan'a Kürdistan demekten korkmayalım artık. Günümüz Türkiye'sine yakışmaz.