Son dönemde içeride ve dışarıda yoğunlaşan siyasi olaylar nedeniyle sanat, kültür etkinlikleri ne yazık ki hep ikinci planda kalıyor.
Bu yoğunluktan başımızı kaldırıp, neler olup bittiğine bakamıyoruz.
Önceki akşam, İstanbul Modern'de hoş bir serginin açılışı vardı.
"Yüzyıllık Aşk: Türkiye'de Sinema ve Seyirci İlişkisi" sergisi...
Türkiye'nin sinemayla tanıştığı 1914'ten günümüze, sinemaya ve sinemayla ilişkili sanat alanlarından üretilenler, bir film şeridi gibi aktarılıyor. İlk filmden, ilk sinema salonuna, ilk tiyatro oyuncularından ilk özgün oyunculara, en çok film izlenen yıldan en kötü yıla hepsini orada görmek mümkün.
Bir anlamda Fuat Uzkınay'dan Bilge Olgaç'a, Türkan Şoray'dan Kadir İnanır'a, Yılmaz Güney'den Fatih Akın'a, onlarla aramızdaki "Yüzyıllık Aşk" anlatılıyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığı yılın ilk aylarından bu yana, bu konuda ciddi bir çaba harcıyor.
O gece de Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, sinemaseverleri yalnız bırakmıyor ve kısa konuşmasında şöyle diyordu:
"Sinemanın 100. yılını kutluyoruz. Herkes bu sergiyi gezsin. Sinemanın gerçek sahibi sokaktaki seyircidir. Aslında bir bakıma da seyircinin gözünden Türkiye'nin geçmişini, toplumsal sıkıntılarını, çeşitli tarihi karelerini anlatan bir sergi olmuş. Emeği geçenleri kutluyorum." Türkiye'de ilk kez gerçekleştirilen araştırma sergisine ev sahipliği yapmaktan mutluluk duyduğunu söyleyen İstanbul Modern Yönetim Kurulu Başkanı Oya Eczacıbaşı ise şöyle diyordu:
"Türk sinemasının 100. yılında sinema ile seyirci arasında yüzyıldır süren aşk öyküsünü gündeme getirdik."
Açılışa katılanlar arasında ünlü oyuncu Hülya Koçyiğit, Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı, işadamı Ethem Sancak ve Turizm ve kültür Bakanlığı Telif Hakları Genel Müdürü Abdurrahman Çelik vardı.
O güzel sinema günlerini hatırlamak ve biraz olsun nefes almak istiyorsanız İstanbul Modern'e uğrayın derim.