Irak'ta IŞİD'in Musul'u işgaliyle başlayan yeni sürecin bölgeyi nasıl etkileyeceğini göreceğiz ama şimdiden Irak'ın üçe bölündüğü gerçeğiyle karşı karşıya olduğumuz çok açık.
Aslında IŞİD'in ortaya çıkışı sadece olması gerekeni hızlandırdı o kadar.
Yoksa bu gerçek er veya geç gündeme gelecekti.
Son dönemde Irak Kürdistanı'nda olup bitenler, Kerkük ve Irak Kürdistan'ı için "referandum" çağrıları bu sürecin bir sonucu.
Irak'ın genelinde ve Kürt bölgesinde yaşananlarla Türkiye yakından ilgilenirken, Türkiye'nin tutumuyla da bölgedeki siyasi aktörler yakından ilgileniyor.
Irak Kürdistanı'nın en etkili gazetelerinden Xebat'ın editörlerinden ve Türkiyenasî Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Shwan Tavenge tam da bu nedenle bir süredir İstanbul'da görüşmeler yapıyor.
Gelişmelere Türkiye nasıl bakıyor?
O bu soruların cevabını ararken biz de Türkiye'den merak edilen soruları ona sorduk.
IŞİD ne yapmak istiyor?
"Kürtler IŞİD'e asli bir unsur olarak bakmıyor. IŞİD bir alettir. Irak'ta gerileyen Sünni pozisyonu yükseltmek için devreye sokuldu. Suudi Arabistan ve eski BAAS'çıların desteğiyle, Sünni gerçekliğine bir realite kazandırmak isteniyor. Esas güçleri de 2 bin kişiyi geçmiyor."
Gazeteci Tavenge, Irak'ta IŞİD olsa da olmasa da derin bir değişim yaşanacağını belirtiyor ve ekliyor:
"Birleşik Irak artık son nefesini veriyor. Yaşamasına imkân yok. Tekrar adı Irak olan o zindana dönüş mümkün değil. Şu anda bütün Kürt siyasi hareketleri ortak hareket ediyor, KDP, YNK, Goran ve diğerleri... Öncelikli hedefleri de ekonomik bağımsızlıktır."
Gazeteci Tavenge, Irak Kürdistanı'nın bölgenin değişmesi için bir cazibe merkezi olabileceğinin altını çizerek şöyle diyor: "Irak Kürdistanı çok güvenli bir yer. Bu yüzden 30 ülkenin konsolosluğu var.
Milyar dolarlık yatırım yapan dünyanın büyük firmaları binlerce çalışanıyla orada. Türkiye ile ilişkilerimiz ise çok daha derin ve anlamlı. Ticaret hacmi Almanya'yı yakaladı. Türkiye'den 1100 firma iş yapıyor. 20 bin Türk çalışıyor. Irak Kürdistanı deyim yerindeyse bölgenin G. Kore'si olacak potansiyele sahip... Öyle bir vizyonu var. Ekonomik ve siyasi merkez durumunda... Böylesine canlı bir ekonominin sürmesi için ekonomik ve siyasi özgürlüğe ihtiyaç var."
Tam da bu noktada sözü, bir süreden beri tartışılan ve dün de Mesud Barzani'nin parlamentoda yaptığı konuşmayla netleşen referandum ve bağımsızlık meselesine getiriyorum.
Gazeteci Tavenge bu konuda şunları söylüyor: "Referandumun esas amacı toplumsal ve hukuki meşruiyettir. Öncelikle Kerkük için yapılıyor. Irak anayasasının 140'ıncı maddesi zaten bunu öngörüyordu ama Irak merkezi hükümeti bunu yapmadı, erteledi. Şu anda fiilen Kerkük Irak Kürdistanı'nın bir parçası. Bunun anayasal güvenceye kavuşması gerekiyor. Zaten Kerkük'ün Kürdistan parlamentosunda 12 üyesi var.
Son seçimlerde bunun 2'si Türkmen, 2'si Arap, 8'i de Kürt'tü."
Bölgenin sadece petrol üretimi Kerkük dahil edildiğinde yılda 4 milyon varil. Bu kısa sürede çok ciddi bir ekonomik sıçrama yaşanacağına işaret. Ancak bundan rahatsız olan güçler de var. Bu nedenle Gazeteci Tavenge, tarihsel Türk- Kürt ittifakına vurgu yaparak şöyle diyor:
"Türkiye, tarihsel ortaklığımızı dikkate alarak bu potansiyeli görmelidir. Irak Kürdistanı'nda halkın gözü, bu ekonomik potansiyeli değerlendirmesi için Türkiye'dedir. Türkiye ve Kürdistan'ın nefes boruları ortak... Temiz niyetlerle Türkiye ile stratejik bir ortaklık istiyoruz. Bölgede Türkiye'ye ve Başbakan Erdoğan'a Erdoğan'la Barzani ilişkisine büyük güven var."