Başbakan Erdoğan'ın cumhurbaşkanı adaylığının açıklanması Türkiye'nin de AK Parti'nin de gündemini değiştirdi.
Artık fiilen yarı başkanlık sürecine giren bir Türkiye var.
AK Parti de bu sürece uygun yeni bir yapılanmaya hazırlanıyor. Bu nedenle gözler AK Parti'nin içine odaklanmış durumda. Ancak ne Başbakan Erdoğan ne de AK Parti yöneticileri bu odaklanmadan ve kulislerin hareketlenmesinden hoşnut.
Çünkü 12 yıllık "iktidar yorgunluğu" beklentisine rağmen Gezi ve 17 Aralık'ta kenetlenen AK Parti tabanı, Başbakan Erdoğan'ın cumhurbaşkanı adaylığıyla farklı bir motivasyona kavuştu. Parti yönetimi, parti içi kulislerin tabandaki bu motivasyona zarar vereceğine inanıyor.
Bu uyarıya rağmen ne yazık ki kulislerin gerçeği değişmiyor. Ankara'da nereye gitsem aynı konu konuşuluyor: Başbakan veya parti genel başkanı kim olacak? Kulislerde o kadar farklı bilgi dolaşıyor ki inanılacak gibi değil. Bunlar büyük oranda medyada da yer alıyor. Oysa ortada Başbakan'ın yakın çalışma arkadaşlarıyla bile konuştuğu tek isim yok. Olamaz da deniyor çünkü AK Partililere göre, Başbakan Erdoğan şimdi değil, geçmişte de tartışır, istişare eder ama son dakikaya kadar isim vermez.
Hele cumhurbaşkanlığı gibi kritik ve önemli bir seçime giderken... Bu yüzden yazılan ve konuşulanların hiçbiri yorumdan öteye geçmiyor. Örneğin aralarında Bülent Arınç, Mehmet Ali Şahin, Beşir Atalay ve Binali Yıldırım gibi üç dönemi dolduran AK Parti'nin önemli isimleriyle ilgili konuşulan ve yazılanlar...
Bu isimlerden kimi başbakanlığa kimi de genel başkanlığa uygun görülüyor. Oysa Başbakan Erdoğan, hem üç dönemden vazgeçmeyeceğini hem de eşbaşkanlık yani genel başkanlıkla başbakanlığın ayrı olmasından yana olmadığını birkaç kez açıkladı.
Bu da AK Parti'de başbakan ve genel başkanın aynı kişi olacağını gösteriyor. Ve o kişi partiyi erken veya zamanında yapılacak genel seçime götürecek.
Dahası bu isim, üç dönemi dolduranlardan biri olmayacak. Gözler bu yüzden milletvekili olan ve Başbakan Erdoğan'ın "devlet başkanı" pozisyonuyla uyumlu çalışabilecek isimlere çevriliyor.
Onların sayısı fazla olsa da kamuoyunda çok tanınanı yok. Bunun risk olmayacağını bir AK Partili şöyle anlatıyor: "Sanıyorum kimse cumhurbaşkanını ilk kez halkın seçtiğinin farkında değil. Bu da yarı başkanlığa gidiş demek. Bu yüzden başbakanın çok bilinen bir isim olması gerekmiyor. Fransa'da başbakan kim, bilen var mı?"
Bu profile uyan ve kulislerde adı az çok konuşulan birkaç sürpriz isimden söz ediliyor:
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Devlet Bakanı Emrullah İşler, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şentop gibi...
Aslında kimin hangi göreve ne zaman geleceği, AK Parti'nin nasıl yeniden yapılandırılacağı cumhurbaşkanlığı seçim sonuçları ve oy oranıyla da yakından ilgili. İlk tur geçilmediğinde başka, yüzde 54'lük bir oy aranı yakalandığında başka bir formül devreye girebilir.
Hatta bu oy oranı, Cumhurbaşkanı Gül'e yakın isimlerin parti içi çalışmalarını da yakından etkileyecek gibi görünüyor.