Siyaset kulisleriyle ilgili son yazıma ilk tepki veren isim işadamı Hamdi Akın oldu. Akın'la bazı yurtdışı gezilerden tanışıyoruz. Cep telefonuyla aradı. Arabada olduğum için not alamadım ve aklımda kaldığı kadarıyla yazacağım.
TAV'ın patronu Hamdi Akın yazıda konu edilen yeni partiyle hiçbir ilişkisi olmadığını söyleyerek söze başladı. Ancak giderek konuşmanın şekli değişti ve işi yazıyı birilerinin yazdırdığını söyleyecek kadar ileri götürdü: "Ben bu yazıyı patronlarının yazdırdığını biliyorum. Onların da neden yazdırdığı belli."
Böyle bir konuşmanın haddi olmadığını belirtim ve iftira atmaya hakkı olmadığını söyledim. Siyaset kulislerinde çok şey konuşuluyor. İçinde manipülasyonlar ve doğru olmayan şeyler de olabilir. Fakat bugüne kadar bu kulisler hep doğru çıktı.
En yakın örneği de Mustafa Sarıgül ve Mansur Yavaş'ın CHP'den adaylığı, CHP ve MHP'nin cemaatle ittifakıydı. Mısır'daki darbe gibi gözümüzün önünde birbirlerinden nefret edenlerin bir araya getirilmesine tanık olduk. Bu İstanbul sermayesinin planı değil miydi? O zaman bu planı yapanlar yazdıklarımızı inkâr etmişlerdi. Yine de terbiye sınırını zorlamak yerine cevap hakkını deneyebilirler.
Bu ülkenin başbakanına ağır hakaretlerin edildiği, "mezarına tükürülecek", "Asılacak adamsın ulan" denildiğinde bile "basın özgürdür" diyerek karşılayanların, kendilerine yönelik en hafif kulis yazılarına bile tahammül göstermemesi ilginç değil mi?
O tahammülsüzlerden biri de MHP Genel Başkan Yardımcısı Celal Adan. Adan, kulis yazısında hem de "adı geçiyor" denildiği halde şu tespiti yapabiliyor:
"Bahçeli'nin Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili samimi arayışlarının baltalanması için bilinen basın organlarında yoğun çaba olduğu ortadadır. MHP Genel Başkan Yardımcısı'nın adının böyle bir yazıya konu olmasının nedeni; tamamen sıkışan ve milletten teveccüh göremeyeceği belli olan iktidarın manipülasyonuyla bir şeyler elde etme çabasıdır."
Adan "yalan"dan şikâyet ediyor ama doğruları kolayca saptırıyor. Yani en son yüzde 45.5 oy alan AK Parti sıkışmış, milletten teveccüh görmüyor ve bu kulis yazısı AK Parti'nin imdadına yetişiyor.
El insaf... Ne diyelim, muhalefetin neden 12 yıldır AK Parti karşısında iktidar umudu olamadığını bundan daha iyi ne anlatabilir.

"La Guardia kulisi yaptık"
Yazıyla ilgili cevap hakkı çerçevesinde mail gönderen tek kişi ise TAV'ın CEO'su Sani Şener'di. Kısaca şöyle diyordu:
"Sütununuzda yazdığınız Washington seyahatim doğrudur. La Guardia ihalesine Goldman Sachs'la katılmaktayız. En güçlü konsorsiyumlardan biri olmamıza rağmen özellikle Türk firması olarak bizimle ilgili bazı negatif lobi faaliyetlerine karşı ABD Kongresi Türkiye Çalışma Grubu'nun Türk üyeleri Cenk Küpeli ve Meltem Ercan'dan bana bu randevuların alınmasını rica ettiğim bir seyahattir. Sağ olsun Kongre'deki bu çalışma grubu da bu ziyareti ayarlamıştır.
Konunun asıl amacının da Türkiye'nin ekonomisinin yaptığı hamleleri anlatırken TAV'ın da bu ekonomik büyüme ile Türkiye ve bölgede nerelere geldiğinin anlatılarak La Guardia ihalesi ile ilgili kulis yapmaktır. Yani ülkemizi anlatmadan firmamızın kulisinin yapılamayacağını çok iyi biliyoruz.
Çok başarılı bir seyahattir. Diğer bağlantı yaptığınız siyasi konulara hiç girmiyorum çünkü ilgi alanım değildir."