17 Aralık darbesi, çok farklı siyasi ve toplumsal kesimleri umutlandırmıştı. Ama o umut topu topu üç ay sürdü ve 30 Mart'ta hayal kırıklığıyla bitti. En büyük hayal kırıklığını ise hiç kuşkusuz Gülen Cemaati ve İstanbul sermayesi yaşadı.
Başaramamışlardı. Bu nedenle siyaset kulisleri bir süre sessizliğe gömüldü. Bu ne kadar sürer diye beklerken Amerika'dan aldığım ilginç bir kulis haberi, harekete geçtiklerini bildiriyordu.
Şaşırmadım çünkü hem İstanbul sermayesinin boş durmayacağını hem de cemaatin güç savaşından vazgeçmeyeceğini biliyordum. Hatta cemaate yakın bazı milletvekillerinin İzmir üzerinden bir hazırlık yaptıklarını duyuyordum.
Ama İstanbul sermayesinin daha hızlı hareket edeceğini doğrusu hiç düşünmedim. Meğer iş Amerika'daki lobilerden destek alma noktasına kadar gelmiş... İşin öncülüğünü de ilginçtir siyasiler değil, işadamları yapıyor.
Önümüzdeki günlerde New York'ta La Guardia havaalanı ihalesi var. O havaalanına talip olan firmalardan biri de Türkiye'nin TAV'ı...
TAV'ın CEO'su Sani Şener de oralarda. Daha çok da Washington kulislerinde görülüyor... Yanında da Cenk Küpeli adında genç bir işadamı var. İhale almak isteyen bir firma için bundan doğal ne olabilir denir ama kulislerde konuşulanlar ekonomik değil, siyasi ağırlıklı.
Görüştükleri arasında kimler yok ki... Birkaçını sayalım. Büyükelçiler James Holmes, James Jeffrey, Kongre üyeleri Gregory Meeks, Sheila Jackson Lee, Jim Kolbe, Jason Chaffetz, Ed Whitfield, eski Kongre Başkanı Denmis Hastert, ABD'nin yeni büyükelçisi olacak olan ve şu an Dışişleri Bakanı Özel Kalem Müdürü John Bass, Gregory Meeks (NY)...
Ateş olmayan yerden duman çıkmaz misali kulislerde de bir şey konuşuluyorsa bilin ki doğruluk payı var. Er veya geç çıkar. Ne oluyor derseniz onu da söyleyelim.
Merkez solda yeni parti
Yeni bir parti geliyor. Kulislere göre görüşmelerin nedeni bu.
Yeni bir parti kurma işi bir CEO'ya mı kaldı diye düşünmedim desem yalan olur ama araştırınca gördüm ki, o CEO yalnız değil. Arkasında son üç ay boyunca, her gittiği yerde, herkesin duyacağı biçimde; "Bu iş bitti, hükümet gidiyor" diyen patronu Hamdi Akın var. Ama sadece o da değil, Akın'ın son dönemde en sık görüştüğü isim ise Hüsamettin Özkan. Ve tabii ki İstanbul'un baronları... Start İstanbul'da verilmiş... CHP ve MHP'den umudunu kesen İstanbul sermayesi, işadamı ve genç ağırlıklı merkezde yer alan bir parti planlıyor. Elbette siyasetçiler de olacak. Adı en çok geçenler arasında bilinen iki isim var; Mustafa Sarıgül ve Mansur Yavaş... Hatta onlarla görüşüldüğü bile söyleniyor.
Başka siyasilerin de adı geçiyor; Kemal Derviş, Meral Akşener, Abdurrahim Karslı, Yılmaz Büyükerşen, Celal Adan... Sağ-sol koalisyonu gibi bir şey...
Biri tecrübeli diğeri genç olan eşbaşkanlık sistemi uygulanacakmış...
İşi lobiye bağlamak istemezdim ama kulislerde Yahudi Silah Lobisi'nden ve Goldman Sachs gibi çok uluslu bir yatırım bankasının desteğinden bile söz ediliyor.
Şu sıralarda gündemlerinde cumhurbaşkanı seçimleri var. Özellikle CHP ile MHP'nin ortak aday çıkarmaları için uğraşılıyor. Seçimlerden sonra da kendi partilerini kuracaklar.
Yeni parti ihtiyacı olabilir de acaba isimler doğru mu?