Genel seçim havasında geçen yerel seçimin en kritik durağı İstanbul... İstanbul siyasetin merkezi, dünyaya açılan penceresi ve Türkiye'nin özeti diyebileceğimiz bir şehir.
Bu yüzden seçimlere bir hafta kala bütün gözler İstanbul'da... "İstanbul'u alan Türkiye'yi alır" denildiği için İstanbul'daki mitingler de sandıkların sonucu da önemli...
İşte o sandığa giden yolun ölçülerinden biri de meydanlar... Başbakan Erdoğan'ın İstanbul mitingindeyiz.
İlk kez İstanbul Yenikapı'daki yeni bir meydandayız. Müthiş bir alan, 715 bin metrekare. Kazlıçeşme'nin 4 tam katı.
Alması gereken insan sayısı 1 milyon 250 bin ama beklenen 2 milyon. Sabahın erken saatlerinden itibaren dolmaya başlayan meydana geldiğimizde çok düzenli ve farklı hizmetlerin sunulduğu bir meydan buluyoruz.
Akın akın insanlar geliyor.
Özellikle kadınlar ve gençler dikkat çekecek kadar çoğunlukta.
Bir de farklı cemaatlere mensup kadınlı erkekli kalabalıkların ilk kez bu kadar yoğun ve dikkat çekecek bir katılımı var. Bu mitinglere katılım, daha öncekiler gibi değil, farklı bir ruh hali var insanlarda ve meydanlarda. Onları meydanlara çeken kukusuz Tayyip Erdoğan ismi ama o ismin temsil ettiği motivasyon da önemli. Türkiye toplumu her zaman siyasete müdahale edenlere karşı durdu ve bu kez de onları meydanlarda buluşturan ve kenetleyen 17-25 Aralık operasyonuyla başlayan siyaseti kuşatma darbesi...
İstanbul Gaziosmanpaşa'dan gelen 70 yaşındaki bir amcayla konuşuyorum.
Çok net ve açık konuşuyor: "Türkiye'ye ve Tayyip Bey'e çelme takmak istediler.
Ama düşüremeyecekler... Çünkü millet tutuyor. Düşmez ve düşüremezler."
Ve saat 16.45'i gösteriyor. Başbakan Erdoğan'ın geldiği anons edilince meydan coştukça coşuyor.
Meydanların seçimler için ölçü olmadığı söyleniyor ama meydan başka bir meydan. Sanki İstanbul buraya akmış durumda. Başbakan Erdoğan kürsüden "İstanbul... İstanbul..." dedikçe alan inliyor.
Ve Recep Tayyip Erdoğan diyerek karşılık veriyor.
Bu bir mitingden daha fazlasıydı...
Müdahalelere, komplolara meydan okuma ve "Sivil siyasetin zaferi"ydi...