Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MAHMUT ÖVÜR

Darbelerle yüzleşme

Ergenekon ve Balyoz gibi son 7 yılda Özel Yetkili Mahkemeler'de görülen davalarda önemli gelişmeler yaşanıyor. Benim de aralarında bulunduğum bir kesim, özellikle Ergenekon ve Balyoz gibi davalara, darbeler ve darbecilerle ya da geçmişin karanlık yapılarıyla yüzleşiyoruz diyerek destek verdi.
Ancak şimdi görüldü ki, ne darbelerle ne de Türkiye'nin karanlık geçmişiyle gerçek bir yüzleşme hedeflenmemiş... Ne hedeflendiği de tam olarak bilinmiyor. Acaba bu olup bitenler Cemaatin devleti ele geçirme projesi miydi, yoksa eski Türkiye'nin yeniden yapılanması mı ya da başka bir gücün Türkiye'yi dize getirme çabası mıydı?
Belki de hepsi... Bunlar gerçekleşirken, toplumun, devletin karanlık geçmişiyle hesaplaşma arzusu da iyi kullanıldı. Polis ve yargı içindeki paralel yapı, hedefine ulaşmak için akla hayale gelmeyen yöntemler uygulayarak onlarca insanı tutukladı, yargıladı ve bir kısmını da mahkum ettirdi.
Aynı şeyi KCK davasında da yaptı.
O davada, aralarında seçilmiş başkanların, belediye meclis üyelerinin olduğu 8500 kişinin tutuklandığından söz ediliyor. Aralarındaki 36 avukatın durumu ise çok daha vahim. Onlar, MİT'e yönelik tuzağın bir parçası. Kısaca kurunun yanında yaşın da yakıldığı ve hukuka güvenin sarsıldığı bir süreçten geçtik.
17 Aralık operasyonu sonrası devletin içinde örgütlenen "Paralel" yapının hukuku kendi çıkarı veya hesabı için kullandığı çok daha net ortaya çıktı. Tabii bu gerçek sadece son 7 yılın gerçeği de değil. 1991'den bu yana özel yetkili mahkemelerin kapsamına giren her davada aynı hukuksuzluğu görmek mümkün. Alın İBDA-C'li iddiasıyla mahkum olan Yakup Köse'den "Kürtçe bir klip çekeceğim" diyen Ahmet Kaya davasını... Hangisinde hukuksuzluk yoktu?
Artık, darbecilerle, kaos ortamı yaratanlarla da yüzleşebileceğimiz ve adil yargılanma yolunu açabilecek yeni bir başlangıca ihtiyacımız var.

Dalan ve Çömez döner mi?
Ergenekon davasındaki gelişmeler ister istemez yurt dışında kaçak yaşayan iki kişiyi, Bedrettin Dalan ve Turhan Çömez'i de hatırlattı. İkisinin durumu da ilginçti... Biri, 1 numara denecek kadar, diğeri ise başbakanın "özel kalemi" olacak kadar önemli bir konumdaydı ve Türkiye'ye getirilmeleri için ciddi bir çaba harcanmadı. Neden acaba?
Artık ona da ihtiyaç kalmadı ya...
Herhalde bu ikili de artık ülkeye döner ve belki biz de gerçeği biraz olsun öğreniriz.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA