Başbakan Erdoğan'la Elazığ'dayız. Her yerde olduğu gibi burada da yerel seçimden çok bir genel seçim havası var. Sokaktaki Elazığlı şehrine yapılacak bir yatırımdan çok Ankara'da neler olup bittiğini merak ediyor. Genç bir Elazığlı şöyle diyor:
"Yatırımı falan halledilir ama artık bu siyasi gerginlik dayanılmaz oldu. Gözümüzü Ankara'ya dikmişiz acaba bugün ne olacak diye bekliyoruz. Bence Başbakan'ın bu işlere bir son vermesi gerekiyor."
AK Parti'nin seçim otobüsüyle Elazığ'ın İstasyon Meydanı'na gidiyoruz. Yol boyu pankartlar, afişler biraz olsun seçim havasını hatırlatıyor. Elazığ'ın 2002'den bu yana yapılan seçimlerdeki tercihine bakıyorum. AK Parti her seçimin birincisi. Hem de açık ara. En çarpıcı gösterge 12 Eylül 2010 referandumu yüzde 82.
2011'de yapılan son genel seçimlerde AK Parti'nin oyu yüzde 67, MHP'nin yüzde 14, CHP'nin ise yüzde 13. Elazığ, MHP'nin doğuda ikinci parti olduğu illerden biri... Yerel seçimlerde durum biraz değişiyor. En son yapılan 2009 yerel seçimlerinde AK Parti yine birinci ama oy oranı yüzde 47.
MHP bu kez oyunu artırıyor, yüzde 23, üçüncü parti ise yüzde 15'le Saadet Partisi. CHP'nin oyu ise sadece yüzde 7. Bu seçimlerde adından söz ettiren bir diğer parti ise BDP... AK Parti merkezde MHP ile ilçelerde ise BDP ile yarışıyor.
Elazığ merkezde adı konmamış bir CHP-MHP ittifakından, hatta ilçelerde de AK Parti karşısında BDP ve diğer partiler ittifakından söz ediliyor. Bu tespit üzerine bir gazeteci arkadaşım şöyle diyor: "Rahmetli Erbakan söylerdi ya, 'Bu memlekette iki parti var, Refah ve diğerleri...' O şimdi gerçekleşmiş gibi..."
AK Partililer karşılarında farklı partiler ittifak da yapsa Elazığ'da iddialı. Bu iddialı durumu İstasyon Meydanı'ndaki mitingde de görmek mümkün. Coşkulu bir kalabalık var. Daha çok insanların gözlerine bakıyorum. Bir yerde okumuştum herhalde, Başbakan Erdoğan'ın karşısındaki kitleyle farklı bir iletişim var. İnsanların gözlerinin içi gülüyor. Meydanı dolduranlar kaygılı gözlerle değil, umutla bakıyor.
AK Parti teşkilatları da artık miting düzenlemede ustalaşmış. Kargaşa yok, düzenlilik var. İki afiş dikkatimi çekiyor. Biri gündemi yansıtıyor: "Harputluyuz, Evliyayla duayla... İşimiz olmaz. Rüyayla bedduayla..." Öteki de AK Parti'nin yaptıklarıyla ilgili: "Stand-by bitti, Good-by IMF."
Miting heyecanına kendini kaptıran bir AK Partiliye soruyorum: Seçimler nasıl olur? Şöyle diyor: "Merkezi alacağımız gibi 6 olan ilçe sayısını da artıracağız..."
Tıklım tıklım meydanı geride bırakırken ikinci durağımız Malatya'ya doğru yola çıkıyoruz. Malatya'daki miting alanında coşkulu bir kalabalıkla karşılaşıyoruz. Malatyalılar "en kalabalık burası" derken, yanımızdakilerden biri "Balıkesir'i unutmayın" diyor.
Meydanlar güzeldir, her gördüğümde seçimlerin değerini ve önemini hatırlıyorum. Karşımda duran üç genç kızın pankartları ise tebessüm ettiriyor: "RTE'ye sevgimiz Anayasa'nın ilk üç maddesi gibi değişmez, değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez..."
Malatya, AK Parti'nin rakipsiz olduğu bir il... Genel seçimdeki oyu yüzde 68. İkinci parti CHP'nin oranı ise yüzde 20. "Yerel seçimde durum değişir mi?" diye Malatyalılara soruyorum. Aklından geçiren yok ve tam tersi iddialı konuşanlar şöyle diyor: "Belki bu seçimde rekor bile kırabiliriz."
Başbakan Erdoğan'ın "Yeni Türkiye yolunda..." mitingleri gerçek anlamda "Yeni Türkiye" özleminin de ne kadar güçlü olduğunu gösteriyor. Artık toplum, her türlü vesayetten arınmış, gerilim ve engellemelerin, iç kavgaların bittiği bir demokrasi istiyor.
Yerel de olsa 30 Mart bu taleplere samimi cevap verenlerin seçileceği bir seçim olacak.