Türkiye'nin önemli spor kulüplerinin kongrelerini siyaset kadar olmasa da yakından izlemeye çalışıyorum. Kulislerde neler konuşuluyor, Türkiye'nin demokratik dönüşümüne uyumlu bir vizyon ortaya koyan var mı?
Bu önemli çünkü başta futbol olmak üzere bütün kulüpler ağırlıklı olarak eski Türkiye'nin bütün hastalıklarını taşıyor ve değişmemek için direniyor.
Tam da bu nedenle spor belki de askeri-bürokratik yapının gerisine düşerek Türkiye'deki statükonun en yoğun hissedildiği alan. Tıpkı eski siyasi yapılar gibi "Küçük olsun benim olsun" anlayışı hâkim. "Dar alanda kısa paslaşmalar" yapıldığı için dışarıdan çok içerideki başarı önemseniyor.
Yarın Fenerbahçe'nin kongresi var. Bir Beşiktaşlı olarak Türkiye'nin en büyük kulüplerinden F.Bahçe'de olup bitenleri de yakından izlemeye çalışıyorum.
3 Temmuz yaşandığında sporda çok şey değişir diye umutlanmıştım. Ama ne mümkün... F.Bahçe yöneticileri eski siyasiler gibi "her yaptığımız doğru" diyerek koltuğa yapıştı.
Yenilenmeye, Aziz Yıldırım ve bir avuç eski Türkiyeli izin vermedi. Oysa Yıldırım, o gün veya ondan önce bir "son nokta" koyabilseydi belki de tarihe, F.Bahçe'nin en başarılı başkanı olarak geçebilirdi.
Siyasette, iktidar olup da halkın değişim arzusunu görmezden gelenlerin sandıkta yüzde 1'lere düştüğüne çok tanık olduk.
Artık bu gerçeği spor kulüpleri de görmeli. Bunu gördüğünü hissettiğim biri var; F.Bahçe'nin başkan adayı eski TFF Başkanı Mehmet Ali Aydınlar.
Tanışmıyorum ama bir işadamı olarak Acıbadem'i ilk kurduğu yılardan beri izlerim.
Biraz da rahmetli Özal döneminin izlerini taşıyan "değişimci" bir işadamı olarak bilirim. Bunun en somut örneğini ise F.Bahçe voleybol takımında gördük.
Voleybolun esamisinin okunmadığı ve sadece okullarda bilindiği bir dönemde, onu Türkiye gündemine taşıdı ve kulübüne bir dünya şampiyonluğu kazandırdı. Aynı şeyi futbolda yapmaması için hiçbir neden yok. Aydınlar, doğru yatırım ve dünya vizyonuyla her spor dalında evrensel başarılar yakalanabileceğini gösterdi. Şike sürecinde de her türlü kuşatmaya rağmen doğru tavır aldı.
Sabah'ın Beşiktaşlı spor yazarı dostum Turgay Demir'le sohbet ederken Aydınlar'ı sordum. İlginç bir tespit yaptı:
"Bir Beşiktaşlı olarak F.Bahçe'nin başına gelmesini istemem. Çünkü fersah fersah ara açılır. Ama bir spor adamı olarak futbola düzey geleceği için de çok isterim..."
Türkiye, baştan aşağı yenilenirken spor kulüplerinin bunun dışında kalması mümkün mü?
F.Bahçeliler, bu değişim yolunu Aydınlar'la açarsa sadece Fener değil spor dünyası ve Türkiye kazanır.