Dün Meclis'te tarihi bir güne daha tanık olduk. Garip bir ülke olduğumuz için sık sık "tarihi gün"ler yaşıyoruz.
Vatandaşını özgür kılması gereken bir cumhuriyet anayasal dayanağı olmayan bir yasakla vatandaşlarının önemli bir kesimini "seçilme" hakkından mahrum bırakmış. Bazı cumhuriyet rejimlerinde olabilir ama demokrasilerde böyle bir şey olmaz. Yasa yok ama yasaklar var.
Sevgili Engin Ardıç'ın sık sık yazdığı gibi demek ki sistemin adının cumhuriyet olması yetmiyor.
Belki de dünyada bir ilkti, Cumhuriyet, 1934'te kadınlara "seçilme hakkı" getirdi. Bununla da hâlâ övünülüyor ama hayata geçirilemedi. Başörtülü kadınların yıllardır siyasette nasıl bir mücadele verdiklerini biliniyor. Partisi için her türlü çalışmayı yapıyor ama iş seçilmeye gelince seçilemiyor.
Onlarca başörtülü siyasi aktör, yıllarca sabırla siyasetin içinde yer aldı, çalıştı ama adı konmamış o yasak yüzünden yerlerine ya erkekler veya başı açık kadınlar seçildi. İlk kez, 28 Şubat postmodern darbesinin ardından 1999'da Merve Kavakçı bu yasağı deldi ama onu da Meclis'i lekelemeyi bile göze alarak oradan uzaklaştırdılar.
Nihayet Meclis o kara lekeyi 14 yıl sonra da olsa tarihin çöplüğüne atarak yeni bir tarih yazdı.
Bu Cumhuriyet'in demokrasiyle buluştuğuna işaret. Kadınların mücadelesi ve halkın büyük desteği olunca partiler de bu işareti aldı. Dünkü tarihi Meclis'i bu gözle izledim.
CHP Grup başkanvekili Muharrem İnce ve Şafak Pavey'in eleştirileri ötekileştirici olsa da bununla yetinmeleri CHP açısından bir dönüm noktası ve önemli bir aşama.
CHP içindeki ulusalcıların sessizliği de dikkat çekici... Gerekçesi seçim de olsa, bu gerekçe bile halk iradesinin gücünü gösteriyor.
Uzun geçmişi olan ve ağır bedellere yol açan başörtüsü meselesinin partilerin büyük desteğiyle Meclis'te çözülmesi demokrasinin zaferidir.
BDP Grup başkanvekili Pervin Buldan, bu zafere atıf yapan hoş bir konuşma yaptı. Buldan, başörtüsünün meclis çatısı altında çözülmesinden duyduğu memnuniyeti "Bugün, bu çatı altında, ikinci bir Merve Kavakçı olayı yaşanmadığı için tüm partileri kutluyorum" diyerek dile getirdi. Şu isyanı da anlamlıydı:
"Artık erkekler bizim hakkımızda konuşmasın. Bize ilişkin bir eleştiri, bir müdahale olmasını istemiyoruz. Düşünecek beynimiz, mücadele edecek gücümüz var..."
Benzer şeyleri MHP Milletvekili Ruhsar Demirel de söyledi. Meclis'in yeni partisi HDP'nin tavrını da Eşbaşkan Sebahat Tuncel dile getirdi: "Bu Meclis bir hak ihlalini ortadan kaldırmıştır."
90 yıllık cumhuriyet tarihinde ana dilden, köy adlarına, inanç gruplarından azınlıklara kadar toplumun ezici çoğunluğuna anayasal veya yasal onlarca yasak kondu ve uygulandı. Solu da sağı da bu ceberut yapıdan payına düşeni aldı.
Ama şu başörtüsü yasağı gibisi hiç olmadı. Ortada bir yasak yok ama kadınlar seçilme hakkını kullanamıyor, kendi devletinin kurumlarında çalışamıyor, okuluna gidemiyor ve partileri kapatılabiliyor.
Nihayet Meclis bu garabeti ortadan kaldırarak tarihi yanlışı düzeltti.