Suriye'de yaşanan insanlık trajedisi karşısında ne yapmalıyız? Dün CHP'nin Suriye siyasetini ve uluslararası müdahale olasılığını yazınca çok sayıda mail ve telefon aldım.
Yanı başımızdaki Suriye'de bir iç savaş yaşanıyor. 2.5 yıldır bu savaşı izliyoruz. Peki, nereye kadar? 2 milyona yakın insan ülkesini terk etmiş durumda ve göç halen sürüyor.
Ölenlerin sayısı 120 bini geçti.
Bu trajediye dünya sessiz kalmamalı denilince hemen Irak, Afganistan örneği veriliyor. Evet, bu dünyada işler, adalet ve merhamet üzerinden yürütülmüyor. Müdahale edenler de bunu sadece insanlık adına yapmıyor.
Ve her müdahale de o ülkeye barış ve huzur getirmiyor. Berat Özipek'in Star'da yazdığı gibi "Müdahale edecek olanlar, eli kanlı diktatörden daha az günahkâr değil. Ama realite bizi tutum almaya zorluyor."
Bosna'yı hatırlayın. 250 bin kişi öldükten sonra müdahale geldi. Geç kalınmıştı.
Artık, Suriye'deki durumu dünya daha fazla taşıyamaz. Suriye'ye uluslararası güçler karışmasın deniyor.
Şu anda karışmayan yok zaten. Rusya'dan Arabistan'a, Türkiye'den Fransa'ya herkesin eli orada. Uluslararası güçler zaten işin içinde.
Bence dünya kamuoyu baskısıyla oluşacak yeni bir çıkış, bu kaosa da son verecek.
Aslında BM etkili bir kurum olmadığı ve müzakere yolunu deneyecek etkili bir devlet devreye girmediği için bu noktaya gelindi.
Bu durumda kendinizi Suriye'de savaşı yaşayan bir insanın yerine koyun. Ona "Irak'ta da her gün onlarca insan ölüyor" demek, yaşadıklarına cevap olur mu?
Onların yaşamak istemelerine cevap verilmesinden daha değerli bir şey yok.
Yanı başınızdaki komşunuz çocuklarına sık sık bağırdığında belki bir süre susar, karışmazsınız ama bu çağda dövmeye ya da öldürmeye kalktığında artık duramaz müdahale edersiniz.
Siz olsanız öyle yapmaz mısınız?