Beyaz Saray'dan yansıyan Başkan Obama ve Başbakan Erdoğan fotoğrafı yeni bir dönemin işareti... Bu, Türkiye'nin sadece dünyanın sorunlu bölgesi Ortadoğu'da değil, Obama'nın da altını çizdiği gibi ekonomide ilk 10 ülke arasına girebilecek ve o düzeyde siyaset üretebilecek bir dünya ülkesi olduğunu gösteriyor.
Artık Türkiye, sıradan bir müttefik değil, stratejik bir ortak.
Bu fotoğraf durduk yerde ortaya çıkmadı. Bu Türkiye'nin dinamiklerini harekete geçiren AK Parti'nin 11 yıllık iç ve dış siyasetinin sonucu. Bu yüzden muhalefetten veya muhalif odaklardan gelen eleştiriler havada kalıyor, halktan destek görmüyor.
Şimdi bu noktaya gelmiş bir Türkiye fotoğrafından dönüp, Hatay'a ve terörün hedef seçtiği Reyhanlı'ya bakalım.
Reyhanlı'nın seçilmesi tabii ki tesadüf değil... Hem de bilinçli bir seçim. Çünkü orada klasik deyimle "kaşınabilecek" bir zemin var. Oysa daha düne kadar, Reyhanlı ve çevresi sınır ticaretinin serbest yapıldığı, turizm açısından ilgi gördüğü ve insanların zenginleştiği bir yerdi.
Sonra birdenbire hayatlar altüst oldu. Tam anlamıyla bir travma yaşandı ve olağanüstü bir durum ortaya çıktı.
Karanlık güçlerin bu zemini kullanmak için çok çaba harcadığını biliyoruz. Hatta bölge halkını mültecilere karşı kışkırtmak için akla hayale gelmeyen girişimler yaptığını da.
Peki devlet ne yaptı? Neden olağanüstü durum yaşanan bu bölge için olağanüstü tedbirler almadı?
Nedense olağanüstü tedbirler denince akla "istihbarat ve güvenlik" geliyor.
Bugün de onu tartışıyoruz. Oysa asıl sorun toplumun sosyal dokusunda açılan yara... Alevi-Sünni, mülteci-yerli ayrımı yapılarak açılıyor bu yara. Terör, Reyhanlı üzerinden toplumun sosyal dokusunu bombaladı. Onu tahrip ederek Türkiye'nin önünü kesmek istedi.
O zaman olağanüstü durum yaşanan bölge için olağanüstü önlemler almak gerekiyor.
Sadece güvenlik ve istihbarat için değil, günlük hayat için, insan için bu yapılmalı.
Dünyada yıldızı parlayan bir Türkiye, terörün bu tuzağını bozmalı ve vakit kaybetmeden bir "sınır bölgesi politikası" devreye sokmalı...