Lobicilik dendiğinde akla ABD geliyor. Bu konuda da yıllardır iki halkın Yahudi ve Ermenilerin başarısından söz ediliyor.
Son yıllarda bu türden lobi faaliyetini hem Türklerde hem de Türklerle ilişkili halklarda görmek mümkün. Özellikle Balkan coğrafyasında son 20 yılda yaşanan acılar Balkan halklarını da harekete geçirmiş.
Bir grup gazeteciyle New York'a Balkan Amerikan Dernekleri Federasyonu'nun konuğu olarak geldik. ABD'de 1.5 milyon civarında Arnavut, Boşnak, Makedon ve Bulgar göçmeni yaşıyor. Burada ilginç bir ortaklık gelişmiş, Balkan göçmenleriyle Türkler bir araya gelip, FEBA adlı federasyonla önemli bir güç olmuşlar. 2008'den bu yana etkinlikleri dikkat çekmiş. Tabii bu çıkışta Gülen Hareketi'nin katkısını da görmek gerekiyor.
Her yıl yapılan toplantılara, başta Cumhurbaşkanı Abdullah Gül olmak üzere Balkan ülkelerinin cumhurbaşkanı ve dışişleri bakanları katılmış.
Bu kez New York'ta farklı bir etkinliğe imza atıyorlar. Başta Borsa İstanbul olmak üzere Balkan ülkelerinin borsa başkanları ve önemli işadamları bir araya geliyor. Deneyimler paylaşılacak ve genç girişimcilere ödül verilecek.
Genç girişimcilerin yeni projelerine destek için açılan yarışmaya ABD'nin ünlü üniversitelerinden Harvard'dan, Yale'den onlarca öğrenci katılmış.
Etkinlik öncesi federasyon yetkilileriyle Filadelfiya'da bir pikniğe katılıyoruz. Federasyon Başkanı ABD üniversitelerinde öğretim üyesi olan Aras Konhozic ve Türkiye'den işadamı Adnan Vardarlı'nın ev sahipliğini yaptığı piknikte ABD'de göçmen olmanın ne anlama geldiğine tanık oluyoruz. Ve başka bir gerçeğe daha... Sayıları 2 milyona oluşan ve her an harekete geçebilecek bu kitle ABD siyasetince ciddiye alınıyor ve kamuoyunu da etkiliyor.
'Annem Makedonca konuşunca tacize uğradı'
Balkan göçmenlerini ABD'de dinleyince kendi gerçeğimizle de yüzleşiyorum. Türkiye'de Balkan göçmenlerinin neler yaşadığı üzerinde pek durulmaz. Hatta milliyetçiliğin güç kazanmasında göçmen etkisinden bile söz edilir. Oysa Türkiye'deki ceberut tek tipleştirici sistemin acısını onlar da yüreklerinde hissetmiş.
Kısa da olsa Balkan Sosyal İktisadi ve Akademik İşbirliği Derneği (BALKANSİAD) Başkanı İşadamı Adnan Vardarlı ile konuşuyorum. Vardarlı, Türkiye'de Tikveşli yoğurtlarının eski sahibi başarılı işadamı. Derneği şöyle anlatıyor:
"Hep şikâyet ediyoruz, 'bizi kimse anlamıyor' diye. Oysa kendimizi anlatmalıyız. Yaptığımız bu. 15 milyon Balkan göçmeni var Türkiye'de. Kürtler gibi biz de dilimizi kullanamadık. Benim annem 1940'larda Makedonca konuştuğu için tacize uğramış. Ayrıca 'sen gâvursun, ne zaman Müslüman oldun' denerek aşağılanmış insanlar. En son Hakan Şükür 'ben Arnavutum' dedi; neler söylediler. Evet, Arnavutum ne var bunda?"
Balkan coğrafyasında ayrılıklar yaşandığını ancak insanlığın giderek ortak değerler etrafında buluşacağını söyleyen Vardar şöyle devam ediyor:
"Balkanlar'da Sırplar ve Yunanlar, tıpkı Türkler gibi bazı şeyleri kabullenmiyor. Türkiye'de Kürdistan nasıl coğrafi bir yapıysa, Makedonya da öyle. Yunanlılar İskender'e sahip çıkıyor. Bu gerçekleri insanlık bir daha derin acılar yaşamasın diye ülkemize ve dünyaya anlatmalıyız."