Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MAHMUT ÖVÜR

Çözüm sürecini AB'ye anlatmak

Brüksel

Türkiye yüzyıllık bir meselesini ve silahları devreden çıkarttığı bir dönemde AB ile ilişkileri nasıl gidiyor?
Ve AB, en çok üzerinde durduğu Kürt meselesi çözülürken ne yapıyor?
Bu soruların cevabını almak için AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış ve ekibiyle Avrupa'nın başkenti Brüksel'deyiz.
Tabii Brüksel çıkarmasının bir başka ayağı daha var: Sosyal Politikalar ve İstihdam sorunlarını içeren 19. Fasıl'ın açılması meselesi... Bu nedenle başta Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkİş, Hak-İş gibi sendikaların temsilcileri de var.
Haziranda 22. Fasıl açılırken Türkiye istiyor ki, istihdamla ilgili 19. Fasıl'ı da açalım. Brüksel çıkarmasının bir nedeni de bu.
İlk durağımız Avrupa Politikalar Merkezi. Bakan Bağış bu merkezde ağırlıkla Türkiye'deki ismiyle "çözüm süreci"nin mantığını ve neyi hedeflediğini anlattı.
AB'nin siyasi aktörleri Türkiye'nin silahı devreden çıkarma inisiyatifini ilgiyle izleyip, olumlu bulurken henüz resmi bir açıklama yapmış değiller. Belki de bu nedenle Bakan Bağış'ı ilgiyle dinlediler.
Türkiye'nin uzun yıllardır şiddet ve terörle iç içe yaşadığını ve ağır bedeller ödediğini söyleyen Bakan Bağış, çözüm sürecinin devreye girmesiyle yeni bir tarih yazıldığını şu sözlerle dile getirdi:
"Çok önemli bir dönemin ortasındayız. Tarih yazılıyor ve biz buna şahit olabildiğimiz ya da bu tarihi yazdığımız için çok şanslıyız. Eğer hiçbir koşulda vazgeçmemeyi başarabilirsek bu umut ve iyimserlik dönemi bize bahşedilmiştir. Onlarca yıldır süren çatışmanın ardından, hepimiz barış istiyoruz."
Sürecin terör ve şiddeti bitirmekle kalmayacağına, birikmiş diğer önemli sorunların çözümüne de yol açacağına vurgu yapan Bağış, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hükümetimiz, Türkiye'de uzun yıllardır süren şiddete son vermeye kararlıdır ve bu barışçözüm sürecinden somut sonuçlar çıkmasını bekliyoruz. Ayrıca bu süreç, siyasi ve anayasal reformları gerçekleştirmede de önemli rol oynayacaktır."
Ve sözü sürecin AB'ye neler katacağına ve AB'nin rolüne getirip ekledi: "Barışçıl bir çözüme ulaşmanın Türkiye'nin AB'ye katılım sürecine önemli etkisi olacaktır. Türkiye'deki reformlar bakımından kriter teşkil eden AB'nin rolünü daha da pekiştirecektir. Terörle mücadelemizde ve bölgede barışın sürdürülmesinde böylesi önemli bir dönemde ortaklarımızın açık desteğini bekliyoruz. AB'nin bir bütün olarak, bu çabalara güçlü ve açık biçimde destek vermesi çok önemlidir."
Bakan Bağış, Türkiye'siz bir AB olmayacağını da şu sözlerle dile getirdi: "Avrupa'nın ekonomik zorluklarla karşı karşıya olduğu bu durumda gidebileceği iki yol var: Ya stratejik vizyon sahibi, ekonomik rekabet gücü yüksek ve kültürel kapsayıcılığı olan küresel bir oyuncu olacaktır veya daha içe dönük bir yaklaşımla kıtasal bir güç olarak kalacaktır. İlk seçenek, stratejik bir ferasetle başarılabilir. Türkiye'siz bir Avrupa tarihi yazmak imkânsızdır."

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA